Metin Sert1959 yılında Manisa’nın Turgutlu ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Turgutlu’da yaptı. 1980’de Uşak’ta yüksek öğrenimini bitirdi. Türkçe ve edebiyat öğretmeni olmasına karşın, bu görevini yapma imkânı hiç olmadı. Nedenini ise “12 Eylül rüzgârının çarpması ve önüne çıkarılan engeller” olarak açıklıyor. Mezun olduktan sonra, öğretmen olarak tayinini ve öğrencilerle dolu sınıflar beklerken, 12 Eylül’ün sert rüzgârı kendisini demir parmaklıklarla tanıştırdı. Çok sevdiği ve kutsal saydığı bu mesleğe bundan sonra da dönme imkânı olmadı. 1402’likler gibi görev yapması yasaklanmış, sakıncalı personel olarak görülüyordu. Askerliğini de Uğur Mumcu gibi “sakıncalı piyade” olarak yaptı.Özgürlüğüne kavuştuktan sonra bir süre önüne çıkartılan engellerle mücadele etmek zorunda kaldı. İş hayatına bir yayınevinde çevirmenlik yaparak başladı. Okuma alışkanlığının giderek kan yitirmeye başlaması nedeniyle kitap sektörünün de krizli bir döneme girmesi sonucu bir ara ticaret yapmayı denedi. 2 yıllık ticaret deneyiminden sonra, İzmir’de bir dershanede Türkçe ve rehber öğretmeni olarak görev yaptı.1993’te Turgutlu’ya dönerek, Turgutlu Belediyesi Kültür İşleri Sorumlusu olarak görev yapmaya başladı. 1995 yılında siyasi nedenlerle ayrılmak zorunda kaldı. Kültürel ve sanatsal uğraşısını bundan sonra uzun süre kendi başına ve kişisel çabalarıyla yürüttü. Uzun bir dönem radyoculuk, gazetecilik gibi alanlarda medya kuruluşlarında yöneticilik görevlerinde bulundu. Uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Nikel madenciliği, vahşi madencilik gibi konularda araştırmaları ve ekoloji ile ilgili çeşitli çalışmaları yer alıyor. Çeşitli gazete ve dergilerde araştırma yazıları ve yazı dizileri yayımlandı. Ayrıca uzun yıllar basın ve milletvekili danışmanlığı görevlerinde bulundu.Çevre sorunları ve ekoloji mücadelesi ile ilgisi 1996 yılında Leylek Çayı‘nın akibeti ve bazı çocuk ölümlerini araştırarak başladı. Başta Turgutlu Çaldağı’ndaki nikel madeni ve diğer çevresel tehditlere karşı mücadele veren TURÇEP YK üyeliği ile birlikte, EGEÇEP ve Ekoloji Birliği YK üyeliği görevlerinde bulundu.Mitolojide ‘ölmez ağaç’ zeytin ağacı efsaneleri ve mucizeleri / 18 Aralık 2022Defne Ağacı Efsanesi – “Ya Benimsin Ya Toprağın” / 15 Kasım 2022Savaş değil, barış daha fazla cesaret ister / 01 Eylül 2022Asıl ‘beka’ sorunu ekosistemin bekasıdır / 05 Haziran 2022Su savaşları mı gelecek? / 22 Mart 2022Bir mum deler karanlığı… / 24 Ocak 2022Takvimlerin dilinden / 24 Temmuz 2021Ezilen ve horlanan hayatlar / 08 Mart 20212021’e girerken, İklim Krizi ve Küresel Isınmanın neresindeyiz? / 22 Şubat 2021Tırnak içinde ‘aşk’ / 14 Şubat 2021Bir ağaç ve Yüzyılın Bestekârı / 01 Ocak 2021Torba Yasa: Doğayı sermayenin mülkü haline dönüştürme cehaleti / 27 Ekim 2020Sırada ‘altın vuruş’ mu var? / 05 Eylül 2020Tarihi yapan halktır, halka tarih yaptıran da insanlık onuru / 30 Ağustos 2020Koyun muhabbeti / 31 Temmuz 2020Hasankeyf tarihle vedalaşırken, geriye derin bir hüzün, bir de adı kalacak yadigar / 13 Temmuz 2020İyi ki doğdun Dünya! / 22 Nisan 2020Çözüm: Tarım ve Ekoloji / 05 Nisan 2020İyi ki varsın Doğa / 21 Mart 2020Yüzyılın dalgası: Ekoloji mücadelesi / 08 Ocak 2020Kar geliyor! / 06 Ocak 2020Boyacı çocukFabrika kızlarıŞiire kasket giydiren şair: Orhan Veli KanıkGünümüzün bir dünya felaketi: Asit yağmurlarıSülfürik asit projesi nasıl bir tehdit?Analara, çocuklara kıymayın efendiler Balya izlenimleri ve 100 yıldır bitmeyen otun hikâyesi AP madencilikte siyanür kullanımının yasaklanmasını istiyor Yapılan madencilik değil, yeraltı zenginliğimizin soyulup yağmalanmasıdırDoğada yaratılan ekolojik bir yıkım varsa eğer, insanca yaşam hakkı da tehdit altına girer Nikel bileşimlerinin kesinlikle kanser yapıcı etkisi olduğu saptandıBir ben miyim unutmayan?Turgutlu Çal Dağı’ndaki antik yerleşimlerDoların yeşili için Doğanın yeşili katlediliyor! Terketmedi sevdan seniHaziran’da ölmek zor! Çaldağı ormanı Turgutlu’nun ekolojik yaşam güvencesidirTurgutlu Çaldağı sorunu ve perde arkası gerçeklerŞehir güzellemesi2 bini 19 geçiyor!Manisa ve Gediz Havzası Ekoloji RaporuAsıl cevher Gediz Vadisi’dirGediz bir nehir mi, yoksa fosseptik kanalı mı?Çılgın Gediz’den can çekişen Gediz’eBu toprağın nabzıSu çürüdü, toprak küstü Gediz siyah akarsa… Elbette ki HAYIR!Doğanın mı batağındayız, yoksa kendimizin mi?Doğa – insan ilişkisi üzerine Çevre ağır yaralı!Leylek Çayı PapatyaCemile HanımGüvercinler eksilirkenGöçmen kuşlara inat!Maden şirketi örgütlü halkı yenemedi, Turgutlu’yu terk ettiTurgutlu Çaldağı’nda şimdi neler oluyor?Bir vahşi madencilik projesinin çöküşü ve yenilgisiNikel madenciliği ve madencilikte sülfürik asit kulllanımına karşı Filipinler’de neler oldu?Nikel madenciliği ve madencilikte sülfürik asit kullanımına karşı Avrupa ve Balkanlarda neler oldu?Nikel madenciliği ve madencilikte sülfürik asit kullanımına karşı dünya vahşi madenciliğe direniyorBir ağaç öldü, bir halk ayaklandıBakanlık ve maden şirketince gönderilen tekzip yazılarındaki garip çelişkiler ve yanlışlarTurgutlu Çaldağı mücadelesi edebiyat dünyasına da girdiYoksa “Çaldağı faciası” yerine artık “Özdağ faciası” mı diyelim?Asıl ikilem ne: Cüzdan mı, vicdan mı?Madencilik mi, Gediz Vadisi’nin idam fermanı mı? İhaleyi kazanan Çaldağı’ndaki yeni şirket ancak 6 ay sonra ortaya çıkabildiBakan Eroğlu 4. soruya neden cevap veremiyor?Soru önergesine verilen cevabın düşündürdükleri: Hangisi yalan, hangisi doğru söylüyor?Madencilikte sülfirik asit projesinin laboratuarı Türkiye mi?Turgutlu Çaldağı’ndaki vahşi madencilik projesini eski Çevre Bakanı Osman Pepe anlatıyorBosphorus şirketinin kuruluşu ve Turgutlu Çaldağı’na konuşlanmasıBir e-mail ve bir cevapBir madencilik oyunuEvet, kovuldunuzEsrarengiz mektupYoksa 1 Milyona kadar saymayı mı bilmiyorsunuz? Nasıl bir çevre felaketi bekliyor?Dünyanın soluğu tükendi, Türkiye boğazına kadar battı!Özür dileriz TarzanGediz ölmesin, öldürmesin!Gediz NehriYeşil’in Atası Manisa TarzanıBelkıs’ın gerdanlığı efsanesi ve efsanenin yorumu Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print