Buradasınız
Ana Sayfa > Haberler > Develi’deki altın madeninde neler oluyor? | Özer Akdemir

Develi’deki altın madeninde neler oluyor? | Özer Akdemir

Bu haftaki yazımızı Develi’deki altın madeni ile ilgili ileride gündemi daha çok meşgul edeceğini sandığımız/umduğumuz bir takım gelişmelerin başlıklarını duyurarak sonlandıralım. Bu başlıkları ilerleyen günlerde belgeleri ile birlikte haberleştireceğiz.

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde yapılan altın işletmeciliği ile ilgili birtakım önemli gelişmeler oldu. Kaz Dağı Kirazlı’da yaklaşık 350 bin ağacı katlederek bölgede adeta bir eko kırım gerçekleştiren Kanadalı Alamos Gold şirketinin izinleri yenilenmedi. Kuşkusuz bu durum, madenci şirketin yarattığı doğa tahribatının korkunç görüntüsü sonrası ayağa kalkan on binlerce insanın ve maden işletmesinin yanı başında, 1 yılı aşkın bir süre nöbet tutan yaşam savunucularının başarısıydı.

Herkes Kaz Dağı’na odaklanmışken ve ülkenin diğer yerlerindeki altın madenlerinden hemen hemen hiç ses soluk çıkmazken Kayseri Develi’deki altın madeninde son derece ilginç gelişmeler yaşanıyordu. Madenle ilgili birazdan aktaracağım iddiaların hemen hepsi yörenin milletvekillerine de iletildi ama beklenen ilgiyi göremedi.

KAPADOKYA’DA ALTIN ARAYAN ŞİRKET

Alamos Gold gibi Kanadalı bir başka maden şirketi olan Centerra Gold’un Kayseri’deki altın madenini işleten Öksüt Madencilik’in adı, Avanos Özkonak’ta başlattıkları altın madeni sondajı ile kamuoyunun dikkatini çekmişti aslında. Bozkırın ortasında, 4-5 yıl önce dikilen çam ağaçlarının orman olarak büyütülmeye çalışıldığı bir yerde, Dünya Kültür Mirası Kapadokya bölgesindeki sondajlara karşı yerelden ülke geneline yayılan sesler büyürken, şirketin “Çiçeği Burnunda” Müdürü ABD’li David Alan Bickford tepkileri “Bir grup aşırı solcunun işi” olarak yorumluyor, “Ben çok rahat uyuyorum, siz de bu kadar endişe etmeyin, bir şey olmaz” diyordu! Hatta tarihi ve turistik bölgelerde madencilik yapılmasının doğru olmadığını ifade eden personeli de çocuk gibi paylamaktan geri kalmadı kendileri! Sonuçta, ‘aşırı’sı, ortası, liberalinin yanı sıra, genelde sağ-muhafazakar parti seçmenlerinin yaşadığı Özkonaklıların kararlı duruşları Bickford’un rahatlığını bozmuş olacak ki, şirket halkın bu direnişi aşamayarak “rezerv yetersiz” gerekçesi ile tası tarağı toplayıp Özkonak’ı terk etti.

31 Ocak 2020’de ilk altın dökümünü gerçekleştiren ve 31 Mayıs 2020’de işletme test aşamasını tamamladıktan sonra ticari üretim ilan eden Develi’deki altın madeni ile ilgili tartışmalar daha çok gündeme gelecektir ileride. Şimdilik bu altın madeni ile ilgili birkaç iddiayı gündeme getirerek dikkatleri Orta Anadolu bozkırlarına çekmeye çalışalım.

NORMANDY’DEN CENTERRA’YA YÖNTEMLER HEP AYNI

Adı bizde saklı Develi altın madeni çalışanının verdiği bilgiler aklıma yıllar önce Bergama’da, Türkiye’deki altın işletmeciliği tartışmalarının başlangıcı olan Eurogold şirketinin ABD’li Normandy’e satılmasının ardından işten çıkarılan on yıllık kamu ilişkileri müdürünün anlattıklarını getirdi. O kadar da birbirine benziyor ki anlatılanlar…

Madenin ilk sürecinde yöre halkına şirin görünmek için yapılan harcamalardan tutun da, işçi sağlığı-güvenliği konusundaki titizlik politikasının üretime başlamanın hemen ardından birdenbire değişmesi, Türkiyeli teknik personel ve yöneticilerin yerine ABD ve Kanadalı üst düzey yöneticilerin getirilmesi, Türkiyelilerin tasfiye edilmesi ama içlerinden bazılarının (En iyi iş birliği yapanlar sanırım) yerlerinde tutulması, hep aynı!

Amerikalı David Alan Bicford’a dönersek; kendisi Kanadalı bir başka şirket olan Eldorado Gold’un Tüprag isimli şirketinin eski müdürü aynı zamanda. Yani İzmir’in içme suyu havzasında bulunan Efemçukuru altın madenini, Uşak Eşme-Ulubey arasında yıllardır çalışan Avrupa’nın en büyük altın madeni Kışladağ altın madenini işleten ve son olarak “Samsun’un akciğerleri” kabul edilen Şahin Dağları‘ndaki madencilik çalışmalarını yapan şirketten bahsediyoruz.

KAZ DAĞI KATLİAMINDAN SORUMLU MÜDÜR CENTERRA’NIN DANIŞMANI MI OLDU?

Kanadalı şirketler arasındaki bu üst düzey yönetici transferlerine bir diğer örnek olarak Kaz Dağı dendi mi akla gelen Alamos Gold’dan Centerra’ya “danışman” olarak geçtiği ileri sürülen bir ismi daha verelim; Metin Demir. Kendisi Kirazlı’daki katliamın birinci derece sorumlularından ve ileride bu katliam nedeniyle yargılanacak olanlardan birisi. Alamos Gold’un Türkiye iştiraki Doğu Biga Madencilik Ülke Müdürü Metin Demir, 350 bin ağacın katledilmesinin yarattığı infialin ardından Kanada’ya çekilmişti. Centerra Gold’un Develi’deki madenine danışman olarak geldiği iddiaları doğruysa eğer, Demir’in sürgün yaşamı sona ermiş! Demir’in, ileri de Öksüt şirketinin genel müdürü koltuğuna geçeceği söylentileri olduğunu da yeri gelmişken kulis bilgisi olarak verelim.

DEVELİ’DEKİ ALTIN MADENİ İLE İLGİLİ ÇOK CİDDİ İDDİALAR!

Bu haftaki yazımızı Develi’deki altın madeni ile ilgili ileride gündemi daha çok meşgul edeceğini sandığımız/umduğumuz birtakım gelişmelerin başlıklarını duyurarak sonlandıralım. Bu başlıkları ilerleyen günlerde belgeleri ile birlikte haberleştireceğiz.

HAVUZLARDAN SİYANÜR SIZINTISI VAR!

  • İddialara göre; siyanür çözelti havuzlarındaki membranlarda yırtılmalar var. Bu yüzden siyanürlü çözelti yer altı sularına karışmış durumda. Yapılan analizlerde bu sızıntı görülürken, şirket sızıntının zararsız olduğuna dair her yıl milyonlarca dolarlık(!) iş verilen bir çevre danışmanlık şirketinden rapor almış durumda.
  • Madenin iki ocağından birisi olan Güneytepe ocağında mera ve orman arasındaki davadan dolayı çalışma izni yok ancak şirket hukuksuz bir şekilde yol yapımına başlamış.
  • Laboratuvarda çalışan işçilerin kan testlerinde yüksek oranda kurşuna rastlanmasına rağmen bu analizler gizleniyor.
  • Şirket kazandığı tüm parayı doğrudan yurt dışına gönderiyor. Kâr payı dağıtamadığı için bunu ana şirkete borç karşılığı ödeme olarak göstererek yapıyor. Amaç az vergi verip parayı yurt dışına çıkarmak.
  • Şirket 550 dolar maliyet çıkardığı altını çok daha ucuza üretiyor. Şu an altının ons değeri 1750 dolar civarında. Şirket, beyan ettiği maliyetin 3-3.5 katı kâr ediyor.

Türkiye’deki altın işletmeleri gerek doğaya verdikleri zarar, gerek işçi sağlığı-iş güvenliği ve emeğin hakkı ile ilgili olumsuzluklar, gerek AKP iktidarı ile iç içe geçen ilişkileri gibi birçok yönden daha çok tartışma götürecektir.

İleride, ülkenin gerçek bir demokratik hukuk devleti olduğu günlerde, altın madenleri dosyaları gerçek hukuk insanlarının ve yargı mensuplarının epey mesaisini alacak hacimde olacak gibi görünüyor.

Evrensel

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top