Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Tüm Köy Sen: Göstermelik değil, gerçek destek istiyoruz

Tüm Köy Sen: Göstermelik değil, gerçek destek istiyoruz

Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan, açıklamasında izlenen tarım politikası yanı sıra sağlık politikasına da yönelik eleştirilerde bulundu. Turan, açıklamasında “korona salgını krizinden sonra ekim dönemine girerken bu tarım politikaları ile bir de gıda krizi yaşanmasına neden olunmasın” dedi.

Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan, açıklamasında izlenen tarım politikası yanı sıra sağlık politikasına da yönelik eleştirilerde bulundu.

“Bir kaç gün ya da bir iki hafta sıkarız dişimizi kalırız evde derken ortaya çıkan tablo daha uzun süre evlerde kalınacak bir süreci dayatıyor. Anlaşılan o ki 65 yaş üstü, 20 yaşından küçük derken hareket olanaklarımızın tamamen kısıtlandığı bir salgın karantinası uygulama süreciyle karşı karşıyayız” sözleri ile başlayan Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan, hem korona virüs salgınına karşı getirilen önlemlerin hem de bu süreçte yaşanabilecek bir gıda sıkıntısı krizine karşı tarım için getirilen önlemlerin sadece üretici çiftçinin yine mağduriyetini getireceğini belirtti. Turan, açıklamasında “korona salgını krizinden sonra ekim dönemine girerken bu tarım politikaları ile bir de gıda krizi yaşanmasına neden olunmasın” eleştiri ve uyarısında da bulunarak, tarım ve üretici çiftçi-köylü için Tüm Köy Sen olarak talep ve önerilerini de açıkladı.

Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan tarafından yapılan açıklama metni şöyle:

EKİM DÖNEMİ BAŞLADI AMA…

Cumhurbaşkanından bakanına üretim devam edecek diye açıklamaların ardı arkası kesilmiyor. Daha önce salgınla mücadele paketinde; uçak biletine KDV indirimi, otellerde konaklama vergisinin ertelenmesi, otel kiralamaya kolaylık, ev kredisi miktar artırımı ve çekme kolaylığı vardı. Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan da yine benzer bir uygulama olarak; firmaların kredi ödemelerinin 3 ay ertelenmesi, ihracatçılara stok finansman desteği, KOSGEB geri ödemelerine erteleme çıktı. Cumhurbaşkanı “Asıl büyük mücadelemiz salgından sonra başlayacaktır, tüm kesimler bu yeni döneme şimdiden hazırlanmalıdır” diyor ama, üretici köylünün bırakın yeni döneme hazırlanmayı bugünü kurtaracak olanakları yok.

Tarım üretimi gününde yapılması gereken bir üretimdir. Kimi yerlerde ekim dikim işleri kimi yerlerde ise hasat başladı. Adana’da soğan hasadı başladı, İzmir’de kiraz hasadı başlayacak, seralarda domatesler, tarlalarda marullar üreticisini ve alıcısını bekliyor. Üretilenin de elde kaldığı ve tarlalarda çürümeye terk edildiği bir süreç dayatılıyor. Uygulanan tarım politikaları nedeniyle köylerde genç nüfus azaldı. Tarla, bağ, bahçe kısacası tarım üretimde emek harcayıp ve alın teri döken ileri yaşlardaki üretici köylülerin evinden dışarı çıkması engellenmektedir. Buda üretici köylülerin üretimini ve hasadını engelleyen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Koronavirüs vakasının ilk görüldüğü 11 Mart’tan bu güne başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümet temsilcilerinin her konuşmasından şirketlere, patronlara bir kolaylık çıkarken üretici köylü ve tarımsal üretimin devamı için henüz gerçek anlamda bir destek açıklaması yapılmadı.

BİR DE ‘GIDA KRİZİ’ YAŞANMASINA NEDEN OLUNMASIN!

Köylü, tarımsal üretimin maliyetini belirleyen ilaç, gübre, mazot gibi girdilerin teminini yapamaz hale geldi. Tarlaya girilecek traktörde mazot yok. Geçtiğimiz aylarda gübreye gelen zamlar % 30’u buldu.  Köylüler, ikinci ekimi yaparken, firmaların yok çekerek yüksek fiyata gübre satma oyunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Artan yem fiyatları karşısında çaresiz kalan üretici köylüler et ve sütte düşük fiyat baskısıyla karşı karşıya kalmaktadır.

Kredi kooperatifleri ve bankalara olan çiftçi borçlarına ilişkin hükümetten bir açıklama gelmemiştir. Tarım Bakanlığının 21 ilde yazlık ekimde tohumun % 75’ini hibe edileceğini açıklaması iyidir ama yetersizdir. Eğer salgın sonrası sürece hazırlanmak istiyorsak köylünün tohumluğa ulaşmasının kolaylaşması gerekir bunun da yolu bellidir.

Virüsün yaşamı tehdit ettiği şu günlerde her kesim gibi, üretici köylülerinde başta sosyal, psikolojik olmak üzere en önemlisi de ekonomik ve sağlık sorunları var. Yaşanan salgın nedeniyle bir kez daha otaya çıktı ki, herkesi kapsayacak ve yaygın bir sağlık hizmeti kadar herkese salgın karşısında bağışıklık sistemini koruması için sağlıklı, temiz, ulaşılabilir gıda da önemlidir.

Bütün dünyayı kaplayan salgın nedeniyle başta Avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok yerde tarımsal üretim azalmış yada akamete uğramıştır. İspanya ve İtalya ekim yapamadı. Rusya tahıl ihracatını durdurma kararını haziran sonuna kadar (7 milyon ton ihracatla izniyle sınırlayarak) güncelledi. Avrasya Ekonomi Birliği; ayçiçeği çekirdeği, soya yağı, un, soğan, sarımsak ihracatını durdurdu. Önümüzdeki süreç tarım ürünlerine ulaşımın zorlaşacağı bir süreç olacaktır. Üretmeyenin muhtaç olacağı ve yaşanan salgının dayattığı karantina nedeniyle dünyada tarımsal üretimin ve gıdanın az olacağı bir süreç olacaktır. Halkın marketlere ve pazar yerlerine koştuğunda aradığı ürünü bulabilmesi için üretim olması gerekir. Üretimin olabilmesi içinde tarıma ilişkin desteklerin artırılması ve koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.

TÜM KÖY SEN‘İN TALEP ve ÖNERİLERİ

Açıklamasında “korona salgını krizinden sonra ekim dönemine girerken bu tarım politikaları ile bir de gıda krizi yaşanmasına neden olunmasın” eleştiri ve uyarısında bulunan Turan, tarım ve üretici çiftçi-köylü için Tüm Köy Sen olarak talepleri ve önerilerini ise şöyle açıkladı: “Paranız olsa da ithalat yapamayacağınız bir süreci hep beraber göreceğiz. Tarımsal üretimin devam etmesinin koşullarının oluşturmak üzere önlemler alınırken, destekler artırılmalıdır. O nedenle;

  • Sosyal güvenceden en yoksun kesimlerin başında gelen üretici köylüler ve mevsimlik tarım işçileri başta olmak üzere ayrımsız herkese ücretsiz sağlık hizmeti verilmesi gerekmektedir.
  • Tarımsal üretimin akamete uğramasının önüne geçmek üzere tarım destekleri kapsamı genişletilmeli ve artırılmalıdır.
  • Köylünün kullandığı mazottan ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır.
  • İlaç ve gübre başta olmak üzere tüm girdilerde KDV kaldırılmalıdır.
  • Yem fiyatları düşürülmeli, faizsiz yem kredisi verilmeli ve köylünün elinde kalan süt (süt tozu ve peynir yapmak üzere) devlet tarafından alınmalıdır. 
  • Çiftçi borçları (özel yada devlet, kredi kooperatifi fark etmez) faizsiz ertelenmelidir.
  • Tarım üretiminde kullanılan elektrik ve tarımsal sulama borçları faizsiz olarak ertelenmelidir. Hükümet verdiği tarım desteklerine, bloke vs adlar altında şirketlerin el koymaya dönük uygulamalarını engellemelidir. Başta DEDAŞ olmak üzere sulamada kullanılan elektrik borcuna karşılık el koydukları tarım desteklerini köylüye iade etmelidir.
  • Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımı engellenmeli başta madencilik olmak üzere şirketlerin tarım alanları, meralar, su kaynakları başta olmak üzere tarıma olumsuz etkileri olacak tüm uygulamalar durdurulmalı ve engellenmelidir.
  • Tarım işçilerinin seyahatinin (çalışmak üzere başka bölgelere gidişinin) önündeki engeller aile ve çocuklarını kapsayacak şekilde genişletilmeli ve sadece şehir girişlerinde değil gerçek anlamda önleyici ve koruyucu sağlık hizmeti uygulaması kapsamında düzenli, ücretsiz sağlık hizmeti verilmelidir. “
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top