Buradasınız
Ana Sayfa > Haberler > Tayyibe Ana’nın hukuk zaferi

Tayyibe Ana’nın hukuk zaferi

Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Turgut Mahallesi’nde yaşayan evli, iki çocuk dört torun sahibi 64 yaşındaki Tayyibe Demirel mahallenin sınırına dayanan kömür ocağı için üç yıldır köylülerle birçok eylem yaptı, başlattığı hukuk mücadelesini kazandı.

Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş.’nin Turgut Kapalı Kömür Ocağı projesi için Muğla Valiliği tarafından 20.06.2018 tarihinde verilen, bölge halkını sürecin dışında bırakan ‘ÇED gerekli değildir’ kararına, Turgut Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Başkan Yardımcısı Tayyibe Demirel avukat Mehmet Çilsal aracılığıyla Muğla Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Bölge İdare Mahkemesi 11 Ekim 2018 tarihinde işlemin iptaline karar verildi. Ancak Danıştay, bilirkişi raporuyla yapılacak tespitlere göre karar verilmesi gerekçesiyle bu kararı bozdu. Dava, yeniden görülmeye başladı. İdare mahkemesi geçen hafta ikinci kez ÇED gerekli değildir kararını iptal etti. İptal kararı Turgut halkı ve çevrecilerde sevinç yarattı.

Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Turgut Mahallesi’nde yaşayan Tayyibe Demirel, evlerin sınırına dayanan kömür ocaklarını durdurmak için açtığı davada ikinci kez ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal ettirdi. 64 yaşındaki Demirel, “300 yıldır bu topraklarda yaşıyoruz. Tek isteğimiz zehirlenerek ölmemek ve köyümüzden göç etmek zorunda bırakılmamak. Mücadelemiz bitmedi, yeni başlıyor. Şirket ÇED raporunu alıp yoluna devam etmek isteyecek, biz de karşı koyacağız. Bu güne kadar en az 50 eylem yaptık. 500 eylem daha yaparız” dedi.

“MAHKEME DEMİREL VE KÖYLÜLERİN ÇIĞLIĞINI DUYDU”

Tayyibe Demirel adına davayı açan avukat Mehmet Çilsal, “Mahkemenin belirlediği bilim insanlarından oluşan bilirkişi heyeti, kapalı kömür ocağının açılmasının yaratacağı etkileri, düzenledikleri bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak irdeledi. Projenin uygulanmasının yürürlükteki Çevre Düzeni Planı’na aykırılığından, tarım topraklarına, yeraltı sularına, biyolojik çeşitliliğe vereceği zararlara kadar, yaratacağı tahribatı ayrıntılı olarak ortaya koyan bilimsel rapor düzenledi. İtiraz üzerine bir ek rapor da düzenlendi. Mahkeme, bilirkişi raporu ve ek raporu esas alarak ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptaline yeniden karar verdi. Kararda bölgenin mutlak tarım arazisi olması, kömür ocağının Zeytin Kanunu’na da aykırı olacağı, doğal ekosistemi bozacağı, insan sağlığına zarar vereceğine vurgu yapıldı. Yargı Tayyibe Demirel ve köylülerin çığlığına kulak verdi” dedi.

“KÖYLERİ YUTAN OCAKLARIN TURGUT’U YUTMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Dernek Başkan yardımcısı Tayyibe Demirel, Yatağan Termik Santraline kömür sağlayan ocakların 25 yıldır büyük sorunlara neden olduğunu, kömür havzasındaki iki köyün kamulaştırılıp yok edildiğini söyleyerek şu bilgileri verdi.

“Şimdi ise antik Lagina kenti, antik kentin mezarlığı, Osman Hamdi Bey Konağı ve tarihi eserlerle asırlık zeytin ağaçlarımızın bulunduğu Turgut’un sınırına dayandılar. Valilikten bu katliamın durdurulmasını istedik. Valilik yazı ile zeytin ağaçlarının kesiminin durdurulmasını istedi. Talimata uymadılar, kıyıma devam ettiler. Sadece doğayı, insan yaşamını değil burada 5 bin yıllık tarihi de yok ediyorlar. Yeşilbağcılar‘da mezarlık kömür havzasının içine göçtü. Köylüler büyük şok yaşadı. Atalarının, dedelerinin kemiklerini kömür havzasında aradılar. Üç yıldır verdiğimiz ÇED raporu mücadelesinde valilik bizi yalnız bıraktı, ‘ÇED gerekli değildir’ raporu verdi. İki kez de olsa bu kararı iptal ettirmeyi başardık. 300 yıldır bu topraklarda yaşıyoruz. Tek isteğimiz zehirlenerek ölmemek ve köyümüzden göç etmek zorunda bırakılmamak. Mücadelemiz bitmedi, yeni başlıyor. Şirket ÇED raporunu alıp yoluna devam etmek isteyecek, biz de karşı koyacağız. Bu güne kadar en az 50 eylem yaptık. 500 eylem daha yaparız.”

“DÜŞÜK KALORİLİ LİNYİT ÇIKIYOR”

Bölgede çoğu açık ocak şeklinde çıkarılan düşük kalorili linyit ancak termik santral yakıtı olarak kullanılabiliyor. Yatağan ve Kemerköy termik santralleri için başlayan üretimde bölgenin topografyası değişti, dağlar yok oldu, krateri andıran devasa çukurlar oluştu. 1991 yılından itibaren Bağyaka, Tınaz, Eskihisar, Yeşilbağcılar köyleri kamulaştırılıp tamamen boşaltıldı, 6 bin kişi başka yerlere göçtü. Turgut Ovası ve Gökbel Dağı’nda faaliyet gösteren 7 fabrika, 18 maden ocağı halkta huzur bırakmadı. Termik santral için çalıştırılan kömür ocağı Turgut’un kapısına dayandı. Geçmişte belde olan ve nüfusu 4 bine ulaşan Turgut’un nüfusu bu nedenle bin 500’e düştü. Turgut’taki 4 bin dönüm zeytinlik ve verimli tarım alanın 700 dönümü kömür çıkarmak için satın alındı.

Kaynak: Sözcü

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top