Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > Türkiye’nin artık orman affına tahammülü yok! | Özer Akdemir

Türkiye’nin artık orman affına tahammülü yok! | Özer Akdemir

AKP hükümetinin iddialarının aksine, bilim insanları Türkiye’nin orman varlığının enerji, maden, konut alanı gibi tahsislerle gittikçe azaldığını söylüyor.

Son dönemlerde Resmi Gazete’de cumhurbaşkanı kararıyla orman dışına çıkarılmış alanlarla ilgili duyurular yayımlanıyor. AKP hükümetinin iddialarının aksine, bilim insanları Türkiye’nin orman varlığının enerji, maden, konut alanı gibi tahsislerle gittikçe azaldığını söylüyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Ormancılık Politikası ve Yönetimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihan Erdönmez’e orman alanlarının orman dışına çıkarılmasının dünü ve bugününü sorduk. Erdönmez, 1970’li yıllardan beri çeşitli anayasa ve yasa düzenlemelerle orman alanlarının daraltıldığını ve orman işgallerinin affedildiğini belirterek, “Türkiye’nin artık orman affına tahammülü yok” dedi.

ECEVİT: HALK MI ÖNEMLİ ORMAN MI?

Ülkemizde orman alanlarının orman dışına çıkarılarak yapılaşmaya açılmasının ve çeşitli sanayi, madencilik vs projeleri için tahsisinin tarihçesinden kısaca bahseder misiniz?

1971 yılından beri Türkiye ormancılığında 2B uygulaması var. 1970 yılında o zaman Mecliste ve Senatoda bulunan partilerin tamamının desteklediği Anayasa’da “Orman niteliğini yitirmiş alanlarla, orman olarak korunmasında bilim ve fen bakımından fayda görünmeyen alanlar (ki ne demekse o) orman sınırları dışarısına çıkarılabilir” diye bir değişiklik yapılmıştı. 1961 Anayasası’nda değişiklik yapılırken Bülent Ecevit’in bir konuşması var. Bildiğimiz ‘halkçı Ecevit’, “Halk mı önemli orman mı önemli, ağaç mı önemli? Halkın yararına olan her şeyi tabii ki yapacağız” diyor, hararetle. Şimdi ’70’lerde mantalite buymuş ve o zaman denilmiş ki “Bunlar olmuş bitmiş artık, yani şu halka bir nefes aldıralım, gariban vatandaş işte tarla açmış, fındıklık yapmış, zeytinlik yapmış. Orman davaları almış başını gitmiş, mahkemeler orman davalarıyla dolup taşıyor, hapishanelerde orman suçluları var, orman halk ilişkilerini düzeltmek için bir defaya mahsus, 1961’e kadar yapılmış olanları bir affedelim, ormanlarımızı bundan sonra koruyalım.” Mantık o ben katılmıyorum. Anayasa’da yapılan bu değişikliğin karşılığında 1970’li yıllardan beri 2B uygulaması devam ediyor. Günümüze kadar da bu madde uygulaması doğrultusunda 700 bin hektara yakın orman alanı orman sınırları dışına çıkarılmıştı. 2B uygulaması orman kadastrosu devam ettiği sürece de devam ediyor.

‘82 ANAYASASI ORMAN AFFININ LİMİTİNİ GENİŞLETTİ’

Bu yasal düzenleme daha sonra nasıl genişletildi?

Orman niteliğini kaybetmiş alanların orman sınırları dışarına çıkarılması konusunda 1970 yılında Anayasa’da yapılan değişiklik, Anayasa’nın yürürlüğe girdiği tarihe (1961) kadar orman niteliğini kaybeden alanların orman sınırları dışarısına çıkarılmasını uygun buluyordu. 1982 Anayasası bu maddeyi aynen kabul etti ve ancak bu Anayasa’nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar orman niteliğini kaybetmiş alanlar orman sınırları dışarı çıkarılır ifadesini 31.12.1981 tarihine kadar” diye değiştirdi. Yani 1982’ye kadar süresini uzatmış oldu.  Böylelikle bir 20 yıllık daha ormanken orman niteliği kaybettirilen alan, orman sınırları dışarısına çıkarılabilecek hale geldi. Böylelikle Anayasa’daki hüküm bu şekilde kaldı.

Fotoğraf, Cihan Erdönmez’in kişisel arşivi

AKP ORMAN YASASINA EK MADDE YAPARAK ORMANLARI DARALTIYOR

AKP döneminde neler yaşandı?

AKP döneminde bu tarih sınırının 1982’den 2007’ye kadar genişletilmesine yönelik bir çalışma yapıldı. Yeni anayasa taslağı çalışmalarında ama o zamanki toplumsal muhalefet ile o anayasa taslağı yürürlüğe girmedi. Dolayısıyla şimdi bizim Anayasa’mıza göre 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmiş olan orman alanları orman sınırları dışarısına çıkarılabilecek durumda. Ancak iktidar elini kolunu bağlayan Anayasa’nın ormanları güvence altına almasını anayasa değişikliğiyle değil 2018 yılında Orman Kanunu’na eklediği 16. maddeyle aştı. Yani o yasal düzenlemenin yapıldığı tarihe kadar yerleşim yerine dönüşmüş olan orman alanlarının orman sınırları dışarısına çıkarılması doğrultusunda kanuna bir hüküm koydular. Hukukçu olmaya gerek yok, Anayasa diyor ki, 31.12.1981’den önce orman niteliğini kaybetmesi orman sınırları dışına çıkarılır. Bu ne demek? 31.12.1981 sonra kaybetmişse çıkaramazsın arkadaş. Fakat 2018’de yapılan yasa değişikliği maalesef  “2018 yılına kadar da yerleşim yerine dönüşmüşse orman sınırları dışarısına çıkarılır” diyor.

Sanırım CHP tarafından AYM’ye dava açılmıştı bu düzenlemeyle ilgili?

Evet, Cumhuriyet Halk Partisi bu açık Anayasa ihlalini Anayasa Mahkemesine götürdü. Anayasa Mahkemesi tuhaf bir biçimde bu maddenin Anayasa’ya uygun olduğuna karar verdi. Sonrasında bir kere Bakanlar Kurulu kararı olarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra bugüne kadar yanlış hatırlamıyorsam 5-6 defa Cumhurbaşkanı kararı çıkartılarak, bazı illerdeki yerleşim yerine dönüşmüş orman alanları ya da üzerinde yerleşim kurulmasının yararlı olacağı düşünülen orman alanları orman sınırları dışına çıkarıldı. En sonuncusu birkaç gün önce Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Sinop’ta yaklaşık 42 bin metrekare bir orman alanı orman sınırları dışına çıkarıldı.

ÜMRANİYE’NİN YÜZDE 75’İ ORMAN ARAZİSİ ÜZERİNE KURULDU!

Bu uygulamalar ormanlarımızı nasıl etkiliyor?

Şimdi buradaki vahim durum insanlara şu mesajı veriliyor; “Sen ormanı kes, üzerine bina yap, bir gün ben seni affederim.” Bir de biliyorsunuz 2012 yılında bu 2B alanlarının, orman sınırları dışarısına çıkarılan alanların, işgalcilerine satışı ile ilgili bir yasal düzenleme de yapıldı. Bir de satın alabiliyorsunuz, bir de tapu alabiliyorsunuz! Oh ne ala, kötü niyetli insanlar için bundan iyisi Şam’da kayısı! Kötü niyetli insanlara devlet habire “Siz ormana girin, bir şeyler yapın, binanızı yapın, iş yerinizi yapın, şehir kurun üzerinde” diyor. Bakın 1990’lı yıllarda Ümraniye’nin yüzde 75’i orman arazisi üzerine kurulmuştu. Ümraniye, Sultanbeyli gibi ilçeler ormanların üzerine kurulmuş ilçeler. Şimdi bu şekilde ormanları koruyamayız. Yani artık Türkiye’nin böyle onu da affedelim, bunu da affedelim gibi bir seçeneği yok.

ORMANA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLECEK ALAN DA KALMADI

AKP hükümeti orman alanlarını arttırdığını ileri sürüyor ama…

2018’de yapılan yasa değişikliği ile ek 16. maddeyi okursanız, “Orman sınırları dışına çıkartılan alanın 2 katından az olmamak üzere hazine arazisi Orman Genel Müdürlüğüne orman yapmak üzere, orman kurmak üzere verilir” diye bir ifade var. Yani hep bildiğimiz şey, biz orada ormanı verdik ama öbür tarafta orman yapacağız deniliyor. Cumhurbaşkanı kararlarında o zaman uygulamanın, ‘Resmi Gazete’de şu alanlar orman sınırları dışarısına çıkarılmıştır. Bu çıkarılan alanların karşılığı olarak da hazinenin şu, şu alanları kanun hükmü doğrultusunda Orman Genel Müdürlüğüne orman tesis edilmek üzere verilmiştir’, şeklinde olması lazım. Cumhurbaşkanı kararlarında orman sınırları dışarısına çıkarılan kısım var ama karşılığında verilen kısım yok. Ee peki veriliyor mu, verilmiyor mu? Bunu da takip etmek ayrı bir mesele. Baştan başa berbat bir konu. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

ORMAN BAŞKA AĞAÇLANDIRMA BAŞKA ŞEY

Bir de tabii teknik olarak ormanı kaybedip yerine arazi almak… Orman başka bir şey ağaçlandırma, fidan dikmek başka bir şey. Diktiğiniz ağaçlar fidanların eskisi gibi yani doğal bir orman haline dönüşmesi onlarca yıl, bazen yüzlerce yıl olabiliyor, bazen de alamıyor bile, olmuyor. Yani zaten çok fazla ormana dönüştürülebilecek alan da kalmadı Türkiye’de.


Evrensel

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top