Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > TEMA Vakfı: Madene Kapalı Alanlar Kanun İle Belirlensin

TEMA Vakfı: Madene Kapalı Alanlar Kanun İle Belirlensin

Statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın, doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi ve kültürel değerlerimizi korumaya yetmediğine dikkat çeken TEMA Vakfı, madenciliğe kapalı alanların kanunlarla belirlenmesini önerdi. TEMA; tarım mera alanlarını, içme suyu havzalarını, kıyıları, yerleşim yerlerini etkili şekilde korumak üzere madencilik faaliyetlerine kapalı alanların kanunlarla belirlenmesi çağrısı yaptı.

Statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın, doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi ve kültürel değerlerimizi korumaya yetmediğine dikkat çeken TEMA Vakfı, madenciliğe kapalı alanların kanunlarla belirlenmesini önerdi. Kapanması gereken alanları sıralayan TEMA; tarım mera alanlarını, içme suyu havzalarını, kıyıları, yerleşim yerlerini etkili şekilde korumak üzere madencilik faaliyetlerine kapalı alanların kanunlarla belirlenmesi çağrısı yaptı.

TEMA Vakfı, Türkiye’nin tüm kentlerinde doğal varlıkları, gıda güvenliği ve kültürel değerleri dikkate almadan ruhsatlandırılan; çok büyük bölümüne Valilikler, Çevre Şehircilik Bakanlığınca Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED)  Raporu “Gerekli değildir” görüşüyle izin verilen maden alanlarına bir kez daha dikkat çekti.

Emirdağ yaylaları da siyanürlü altın madenciliğine açılmıştı

KÜMÜLATİF ETKİ GÖZARDI EDİLİYOR

Vakıf, Türkiye’de 24 ilde yaklaşık 20 bin maden ruhsatının detaylı maden haritaları incelendiğinde, maden ruhsatlarının bütünsel bir bakış açısı olmadan ve kümülatif etkiler göz önüne alınmadan verildiğini tespit ettikleri yönündeki çalışmalarını hatırlattı. Doğal varlıkları, gıda güvenliği ve kültürel değerleri tehdit eden madencilik faaliyetlerine karşı bir politika belgesi hazırladı. Madenciliğe kapalı alanların kanunlarla belirlenmesi ve koruma altına alınmasını önerdi.

TEMA Vakfı, Birleşmiş Milletler’in farklı alt kuruluşlarının önerdiği ve diğer bazı ülkelerde de olduğu gibi madenciliğe kapalı alanların kanunlarla belirlenmesi gerektiğini ifade etti. TEMA Vakfı’nın önerdiği Madenciliğe Kapalı Alanlar Politika Belgesi‘ne göre; ekosistemin sürdürülebilirliği, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatının devamlılığı, içilebilir su ile güvenli gıdaya ulaşabilmek için madencilik faaliyetlerine kapatılması istenen alanları da kamuoyu ile paylaştı.

KAPALI ALANLAR KANUNLA BELİRLENSİN

İstanbul Şişli’de bulunan TEMA Vakfı Genel Merkezinde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısı “Altın Madenciliği Nasıl Yapılır?” isimli, madenlerin çevreye ve doğaya verdiği zararı anlatan kısa film gösterimi ile başladı. Film gösteriminin ardından TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç açıklama yaptı.

Türkiye’de 24 ilde yaklaşık 20 bin maden ruhsatı bulunan alan olduğunu ifade eden Deniz Ataç , maden ruhsatlarının bütünsel bir bakış açısı olmadan, kümülatif etkiler göz önüne alınmadan verildiğini dile getirdi. Türkiye özelinde madenciliğe kapatılması gereken alanlara ilişkin çalışma yürüttüklerini belirten Ataç, “Madene Kapalı Alanlar” kampanyasını bir politika önerisi olarak kamuoyu ile paylaştı. Madene kapalı alanların kanunla belirlenmesinin Birleşmiş Milletlerin farklı alt kuruluşlarının da önerisi olduğunu ve bazı ülkelerde uygulandığını belirten Ataç, açık maden sahalarında liç yöntemiyle maden çalışmaları yürütülmesine karşı çıktıklarını söyledi ve bu çalışmalar engellenmezse büyük risklerle karşılaşılacağı uyarısında bulundu.

CUMHURBAŞKANI DAHİL, MADENCİLİK İZNİ VERİLEMESİN

Madencilik faaliyetinin mevzuat ve yönetmeliklerle sürdürülemeyeceğini ifade eden Ataç, “Madenciliğe kapalı alanları kanunlarla belirleyelim ve bu alanlarda maden çalışması yapılmasına yönelik Cumhurbaşkanı dahil kimse izin vermemesin” dedi. Kaz Dağları’nın yüzde 80’inde maden çalışmaları olduğunu ve 1634 tane maden ruhsatı verildiğini anlatan Ataç ellerindeki diğer verileri ise şöyle aktardı: “Korunan alanların neredeyse yüzde 57’si madencilik çalışmaları açısından ruhsatlanmış. Orman Genel Müdürlüğünün paylaştığı tabloya göre 10 hektardan küçük ormanlar 2008’de 55 bin hektarken 2019’da 120 bin hektara çıktı. Git gide ormanlarımızı bölüyoruz.”

Madenlerde bulunan balçık barajlarında çıkan sıkıntılar nedeniyle civardaki suyun da kullanılamaz hale geldiğini ifade eden Ataç, “Civarda çiftçilik yapılmıyor ve yaşayan halk göç etmek zorunda kalıyor. Temel sorun Maden Mevzuatı. Baktığımızda 80’li yıllardan itibaren madenciliğe zorluk çıkaran maddeler yasalardan yavaş yavaş kaldırılmış” ifadelerini kullandı.

Ormanlar madencilik projeleri için yok olma tehdidi yaşamaya devam ediyor

İŞTE KANUNLA KORUNMASI ÖNERİLEN ALANLAR

  • Orman amenajman planlarında ana işletme amacı; doğa koruma, erozyonu önleme, iklimi koruma, su üretimi, toplum sağlığı, estetik, ekoturizm ve rekreasyon, ulusal savunma ve bilimsel işlevleri yerine getirme olarak belirlenmiş orman alanları.
  • Milli Parklar, Çevre, Kara Avcılığı ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kanunlarıyla korunan alanların tamamı.
  • Uluslararası Sözleşmelerle Korunan, Biyosfer rezerv ve Ramsar alanları.
  • Bilimsel çalışmalarla belirlenmiş Önemli Doğa, Kuş ve Bitki Alanları gibi Potansiyel Korunan Alanlar.
  • Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa göre mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile büyük ovalar.
  • Mera Kanunu kapsamında belirlenmiş endemik veya nadir bulunan lokal yayılışa sahip türler ile yaygın yayılışlı olmakla birlikte lokal coğrafi ırkların bulunduğu mera/otlak, çayır, yaylak ve kışlak alanlar.
  • Zeytin Kanunu ile sınırları çizilen zeytin alanları.
  • Tüm koruma mesafeleri ile içme suyu havzaları, sulak alanlar, kıyı alanları ve deniz koruma alanları.
  • Bilimsel çalışmalarla belirlenmiş Önemli Doğa, Kuş ve Bitki Alanları gibi Potansiyel Korunan Alanlar.

MADENCİLİĞE KAPALI ALANLAR POLİTİKASI NEDİR?

Madenciliğe Kapalı Alanlar Politika Belgesi’ne göre ekosistemin sürdürülebilirliği, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatının devamlılığı, içilebilir su ile güvenli gıdaya ulaşım için; doğa koruma, erozyonu önleme, iklimi koruma, su üretimi, toplum sağlığı, estetik, ekoturizm ve rekreasyon, ulusal savunma ve bilimsel işlevleri yerine getirme olarak belirlenmiş orman alanları; Milli Parklar Kanunu, Çevre Kanunu, Kara Avcılığı Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile koruma altına alınan alanların tümü; uluslararası sözleşmelerle korunan alanlar; bilimsel çalışmalarla belirlenmiş önemli doğa, kuş, bitki alanları gibi potansiyel korunan alanlar; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu gibi kanunlarla belirlenmiş tarım alanları; içme suyu havzaları, sulak alanlar, kıyı alanları ve deniz koruma alanları gibi potansiyel korunan alanların madencilik faaliyetlerine kapatılması öneriliyor.


Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top