Buradasınız
Ana Sayfa > Hukuk > Ormanlardan yararlanma özelleştiriliyor

Ormanlardan yararlanma özelleştiriliyor

Orman Kanunu’ndaki değişiklikleri yorumlayan Doç. Dr. Yücel Çağlar’a göre “devlet ormanı” sayılan yerlerden yararlanma özelleştiriliyor.

AKP hükümetinin “Orman Kanunu”nda yapmaya çalıştığı değişiklikleri yorumlayan Orman Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Yücel Çağlar, düzenleme ile “devlet ormanı” sayılan yerlerden yararlanmanın özelleştirilmek istendiğini dile getirdi. Yücel yapılması planlanan düzenlemelerin kamu yararı ilkesi ile bağdaşmadığı görüşünde.

“BU NE PERHİZ BU NE TURŞU”

AKP Hükümeti, Orman Kanunu’nun bazı maddelerini değiştirmek için yeni bir yasa taslağı hazırladı. Yasa değişikliği teklifinin ilk 19 maddesi dün yapılan TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda kabul edildi. 6831 Sayısı Orman Kanunu’nun 1. Maddesi yapılacak değişiklikle sahipli arazilerde ekim dikim yoluyla oluşturulan ve yüzölçümü 3 hektarı aşan ağaçlık alanlarda özel ağaçlandırmalar yapılabilecek ve bu oluşturulacak yerler orman sayılmayacak. Değişikliğe gerekçe olarak yasanın eski halinde vatandaşların kendi arazilerine fidan dikmekte tereddüt yaşaması ve ağaçlandırma yapmaktan kaçınması gösteriliyor. 

Maddedeki değişiklik teklifini yorumlayan Doç. Dr. Yücel Çağlar, madde değişikliğindeki amacın “sahipli arazide ekim ve dikim yoluyla ağaçlandırma yapılmasını teşvik etmek…” olarak ileri sürüldüğünü belirterek; “Oysa Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bunu ‘devlet ormanı’ sayılan arazilerde kendisi yapıyor hem de gerçek ve tüzel kişilere bu doğrultuda izin veriyor zaten. Öte yandan; bana göre bentte önemli, belirleyici olan ‘üç hektar’ sınırıdır” dedi. Çağlar, 23 Ekim 2019 tarihinde yayımlanan Ağaçlandırma Yönetmeliği ile bu düzenlemenin çeliştiğini dile getirdi. 

ORMANLARDAN YARARLANMA ÖZELLEŞTİRİLİYOR

Orman Kanunu’nun 18. Maddesinde yapılacak değişiklikle bozuk orman alanlarında orman bitkisi fidanlıkları kurulmasına, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğine, orman alanlarından üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulmasına Orman Genel Müdürlüğünce bedeli alınarak 29 yıla kadar izin verilebilecek. Maddenin halihazırda yürürlükteki halinde de, değişiklik maddesinde de söz konu etkinlikleri kimin yapacağından söz edilmediğine dikkat çeken Yücel, “Eğer yapılacak düzenlemede de bu ‘kim’ sorusunun yanıtı özel kişi ve kuruluşlar ise -ki, öyledir kuşkusuz- ‘devlet ormanı’ sayılan yerlerden yararlanmanın özelleştirilmesi uygulamalarına yeni bir olanak yaratılıyor. Bu Anayasanın 169. Maddesindeki, ‘Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz’ kuralına açıkça aykırıdır” dedi. 

OGM İYİDEN İYİYE RANTİYECİ BİR KURULUŞA DÖNÜŞTÜ

Yapılacak düzenlemede geçen “…tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği….”nin Ağaçlandırma Yönetmeliğiyle yıllardır yapıldığını ifade eden Çağlar, “Bu yolla ‘devlet ormanı’ sayılan yerlerdeki ‘bozuk’ sayılan özel ‘tıbbi ve aromatik bitki’ bahçelerine dönüştürülüyor. Anayasanın 169. Maddesindeki kurala aykırı olan bu düzenleme de ‘devlet ormanı’ sayılan yerlerden yararlanmanın özelleştirilmesidir. Yapılacak değişikliğin bir başka bir önemli sakıncası ise ‘orman alanlarından üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulması’dır. Bu düzenlemeyle, yatırımcının maliyetlerinin düşürülmesi amaçlanıyor. OGM iyiden iyiye rantiyeci bir kuruluşa, ‘bozuk’ sayılan orman ekosistemlerini de neredeyse sanayi sitelerine dönüştürecek. İzin verilen alanın çevresindeki ‘bozuk’ ya da ‘verimli’ sayılan orman ekosistemleri başta olmak üzere etkileşim içindeki tüm ekosistemi zararlı etkilerde bulunabilecektir” dedi. 

KAMU YARARI ARANMAYACAK

Orman kanunu 94. Maddede yapılacak değişikliğe gerekçe olarak bozuk orman alanlarında odun dışı ürünleri mamul ya da yarı mamul olarak işleyen tesisleri, ile orman bitkisi fidanlıklarını izin almadan kuranlara ve mantar-tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğini izin almadan yapanlara yönelik yaptırımların belirlenmesinin amaçlandığının yazıldığına işaret eden Çağlar bu değişiklik tasarısı ile ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Bence, böyle bir düzenlemenin bir amacı var, o da yukarıdaki sakıncalı düzenlemeleri gözden kaçırmak! Yersek, doğallıkla… Yapılması öngörülen düzenlemede de ‘kamu yararı’ aranmayacak. Bu da Anayasanın 169. Maddesindeki ‘Devlet ormanları … kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz’ kuralıyla bağdaşmıyor.”

OGM MÜFLİS TÜCCAR GİBİ!

Kanunun 116. Maddesindeki değişiklik gerekçesinde sahipli arazilerde ekim ve dikim yoluyla oluşturulan ve yüzölçümü 3 hektarı aşan alanlardaki ağaçların da izinsiz olarak kesilememesinin hüküm altına alınacağı, ayrıca sahipli arazilerde izinsiz olarak ağaç kesilmesine yönelik halihazırda uygulanan idari para cezasının daha caydırıcı ve orantılı olacak şekilde yeniden belirlendiği dile getiriliyor. Bu değişiklik tasarısını “Züğürtleyen kasap eski defterleri karıştırırmış” atasözüne atıfta bulunarak değerlendiren Yücel Çağlar, “OGM, sözcüğün tam anlamıyla ‘müflis tüccar’ durumundadır. OGM artık her düzenlemesinde para gelirse nereden gelirse gelsin diyerek teşkilat kanununda kendisine verilen görevlerden olabildiğince kurtulmak, kurtulamadığında ise özelleştirmek çabasındadır” dedi. 

Kanunun Ek 9. Maddesinde yapılacak değişiklikte ise özel bütçeli bir kuruluş olan Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yapılacak savunma maksatlı tesis ve bunların müştemilatlarına bedelsiz olarak izin verilebilmesi amaçlandığı dile getiriliyor. Maddede geçen “Savunma tesisleri” ile özellikle de “müştemilatının” ne olacağının belirsizliğine dikkat çeken Çağlar, “Üstelik bu düzenlemede ‘bozuk’ vb. bir nitelik ayrımı da yapılmıyor. Kısacası, gereksiz bir düzenleme gibi görünmekle birlikte yapılması öngörülen düzenlemede de hangi ‘savunma maksatlı tesisleri’ izin verileceği, ölçeğinin ne olacağı belirsizdir ve yine kamu yararı aranmayacak” dedi.

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top