Buradasınız
Ana Sayfa > Bilim > Ormancılık Dışı Kullanımlar Ormanları Yangınlardan 4 Kat Fazla Yok Ediyor

Ormancılık Dışı Kullanımlar Ormanları Yangınlardan 4 Kat Fazla Yok Ediyor

Her sene yangınlarda ortalama 9.705 hektar alan yanarken, ormancılık dışı kullanımlarla ortalama yılda 37.869 hektar alan yok ediliyor.

Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde Türkiye Ormancılar Derneği’nin (TOD) öncülüğünde “Yangından Beteri Var: Ormanların Ormancılık Dışı Kullanımlara Tahsisi” etkinliği gerçekleştirildi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve TEMA’nın da katılım gösterdiği etkinlik kapsamında sırasıyla sergi, panel ve forum yapıldı. Salı günü (24 Ekim) düzenlenen etkinlikte, ormancılık mevzuatında sık sık yapılan değişiklerle “kamu yararına” yapıldığı iddia edilen uygulamaların ülke ormanlarını ve toplumun geleceğini felakate sürüklediği vurgulandı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TOD Marmara Şubesi Başkanı Sezai Kaya, Türkiye’de geçmişe kıyasla hem kamuoyunda hem de aydın kesimde ormana karşı ilginin yükseldiğini ve ülkenin heryerinde bu konuda mücade verildiğini söyledi. “Ormanların tahsisi, orman yangınlarından daha ciddi bir maliyete sebep oluyor” diyen Kaya, ormancılık dışı faaliyetlerle kaybedilen alanların geri dönüşünün mümkün olmadığını ifade etti. Türkiye’deki orman yangınlarında her sene ortalama 9.705 hektar alan yanarken ormancılık dışı kullanım için yılda ortalama 37.869 hektar alan tahsis ediliyor.

Orman Yasasındaki Değişiklikler

TOD Genel Başkanı Hüsrev Özkara ise etkinlik kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında orman yasasında sık sık değişikliğe gidilmesini değerlendirdi. “Yasalarda yapılan değişiklik hepimizi çileden çıkartmış durumda” diyen Özkara, yasaların idarenin inisiyatifini güçlendirmek için yapıldığını öne sürdü. Geçmiştede orman yasasında kimi değişikler olduğunu belirten Özkara, buna karşın son 20 yılda 36 değişikliğin yapıldığını belirtti. Anayasa’nın ve yasaların ormanları korumadığı takdirde kişilerin bu alanlardaki taleplerini yükselteceğini ve siyasi iktidarın ekonomik yetersizliklerini buradan karşılamaya çalışacağını söyleyen Özkara, Türkiye’nin maalesef bu açmazı yaşadığını dile getirdi.

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de, “İnsanlık olarak kendimizi ekosistemin bir parçası olmaktan ayırıyor, felaketleri doğru anlayamıyoruz” derken teknolojinin de doğayla uyumlu kullanılması gerekirken doğaya karşı kullandığını ifade etti. Genç aynı zamanda ormancılık mevzuatında sık sık yapılan değişikler sonucunda Türkiye genelinde enerji, madencilik, turizm, ulaştırma gibi 80’i aşan farklı neden için 2023 yılına kadar 811 bin hektar orman alanı ormancılık dışı amaçlar için tahsis edildiğini ve yeni tahsislerin de verilmeye devam ettiğini aktardı. 2012-2022 yılları arasındaki 11 yılda toplam 63.979 adet izin verildi ve 406.172 hektar orman alanı fiilen orman ekosistemi olma özelliğini kaybetti. Bu alanların bir daha orman ekosistemine dönüştürülmesinin çok zor olmasına karşın kağıt üzerinde hâlâ orman istatistiklerine dahil ediliyor.

Kamu Yararı Ormanları Yok Etmek için Bir Terime Dönüştü

Açılış konuşmalarının ardından yapılan paneldeki ilk konuşmacı Prof. Dr. Erdoğan Atmış’tı. Prof. Dr. Atmış, İkizköy ve İkizdere’de insanların yıllarca mücadele ederek olayı gündeme taşıdığını ve Türkiye’nin birçok yerinde benzer mücadeleler verildiğinin altını çizdi. Anayasa’nın 169. maddesine değinen bilim insanı, “kamu yararının” ormanları yok etmek için kullanılan bir terime dönüştürüldüğünü vurguladı. “Kamu yararı” kapsamında; havalimanı, yol, üniversite kampüsü, mezarlık, cezaevi, otel, golf sahası, maden sahası, HES, termik santral gibi birçok tesis yapılarak ormanlar yok ediliyor.

TEMA Vakfı’ndan Eylem Tuncaelli ise TEMA’nın Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) 2020 yılına kadar vermiş olduğu maden ruhsatlarını il ve arazi kullanım şekilleri düzeyinde incelediğini belirtirken incelenen 24 ilin doğal varlıklar bakımından oldukça zengin ekosistemlere, güçlü tarımsal üretime ve turizm potansiyeline sahip olan iller olduğunu aktardı. Seçilen illerde ormanlar, korunan alanlar, tarım alanları ve kültürel varlıkları ile ilişkisi olan yaklaşık 20 bin maden ruhsatını incelediklerini belirten Tuncaelli, çalışmaya dâhil edilen illerin ortalama ruhsatlılık oranının %63 olarak bulunduğunu ifade etti. Bu incelenen 24 ilin toplam yüzölçümünün %63’ünün maden ruhsatına sahip oluduğu anlamına geliyor.

Madencilik Orman Kaybında Büyük Pay Sahibi

Panelin üçüncü konuşmacısı olan Prof. Dr. Doğan Kantarcı, madenlerin sosyoekonomik maliyetinin yanı sıra ekososyolojik bir maliyeti olduğunu, madenlerin köy ve köylüleri yok ettiğini aktardı. WWF Viyana’nın raporuna göre dünyada madencilik ormansızlaşmanın en büyük dördüncü nedeni olarak kabul ediliyor. Ancak bu istatistik madenciliğin yalnızca doğrudan etkilerini göz önünde bulunduruyor. Dolaylı etkiler değerlendirildiğinde madenciliğin ormansızlaşmadaki oldukça büyüyor. Madencilik faaliyetlerindeki bozulma yarıçapı 70 km’lik bir bir yarıçap içerisinde meydana gelebiliyor. Bu, madencilik orman kaybı ve ormanların yok olması nedeniyle dünyadaki orman ekosistemlerinin 1/3’ünü şimdiden tehdit ediyor.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Teoman Alptürk panelin son konuşmacısıydı. Ormanların elektrik tesisi ile etkileşimlerine değinen Alptürk, enerji tesislerinin ve hatlarının ormanlık alanlarda kurulması ve bu alanlardan geçmesinin tehlikelere yol açtığını belirtti. OGM istatistikleri incelendiğinde 2021 yılında çıkan yangınlardan 124’ünün yüksek gerilim hattı, santral, trafo gibi enerji tesislerinden kaynaklandığı ve 37.358 hektar orman alanının bu nedenle yandığı görülüyor. Bu miktar 2021’de yanan ormanların %26,8’ini oluşturuyor.

Panelin ardından düzenlenen forumun moderatörlüğünü Prof. Dr. Doğanay Tolunay üstlendi. Muğla, Kocaeli, Bursa, Trakya, Aydın, Bartın gibi çeşitli bölgelerden katılımcıların söz aldığı forumda Türkiye’nin farklı bölgelerinde verilen iklim mücadeleri anlatıldı.


ekoiq

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top