Buradasınız
Ana Sayfa > Bileşen Etkinlikleri > Jandarma, Akbelen ormanındaki son ağaçların kesilmesi için nöbet alanına girdi | Özer Akdemir

Jandarma, Akbelen ormanındaki son ağaçların kesilmesi için nöbet alanına girdi | Özer Akdemir

Akbelen Ormanı’nda kömür madenine karşı yurttaşların nöbet tuttuğu alana giren askerler, yurttaşları alanın dışına çıkardı, nöbetteki yurttaşların çadırları kaldırıldı.

Kömür madenine karşı direnişin sürdüğü Muğla Milas’daki Akbelen Ormanı’na bir kez daha jandarma girdi. Nöbet tutan vatandaşları alan dışına çıkaran jandarma, çadırları ve diğer malzemeleri de topladı. Jandarmanın Akbelen’de kalan son 70-80 ağacı kesmek için yaptığı müdahalenin 12 Eylül tarihine denk getirilmesinin tesadüf olmadığını söyleyen ekoloji örgütleri “Devlet, 12 Eylül rejiminin devam ettiğini Akbelen’de gösterdi” dedi.

SON KALAN 70-80 AĞACI KESMEK İSTİYORLAR

Geçtiğimiz haftalarda jandarma korumasında Akbelen Ormanı’nda 65 binin üzerinde ağacı kesen Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini işleten Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji, yurttaşların iki yılı aşkın nöbet tuttuğu ve 70-80 kadar ağacın bulunduğu son orman alanını da kesmek istiyor. Yeniköy-Kemerköy Termik Santraline kömür temini için Akbelen Ormanı’nın altındaki kömür yataklarına ulaşmak isteyen şirkete karşı yöre köylüleri iki yılı aşkındır ormanın içine kurdukları çadırlarla nöbet tutuyorlardı. Geçtiğimiz haftalarda jandarma köylülerin önüne barikat kurarak şirketin ormanı kesmesi için zemin hazırlamıştı. Köylülerin ormanın kesimini önleme çabaları jandarmanın sert müdahalesine uğramış, birçok köylü darbedilerek göz altına alınmıştı.

Bu sabah saatlerinde jandarma, nöbet giriş alanına barikat kurarak köylüleri nöbet tutulan ağaçlık alana ve ormana sokmadı. İkizköylü Hasan Demir’in tapulu arazisinde bulunan nöbet alanına arazi sahibi dahil hiçbir köylüyü sokmayan jandarma nöbet alanında bulunan Bursa Su Platformu Üyesi Ahmet Tatar’ı göz altına aldı. Jandarma, nöbet alanındaki tüm çadır, mutfak ekipmanları, kitaplık ve araç gereci apar topar kamyona yükleyerek taşıdı.

ANDARMAYA TEPKİ: AĞAÇLARIN GÖLGESİNDE DURMAYIN

İkizköy-Karadam Derneği Başkanı Nejla Işık ve köylü kadınlar jandarmanın nöbet alanı önüne kurduğu barikatın önünde jandarmaya tepki gösterdi. Sivil jandarma görevlilerinin kendilerini kamera ile çekmelerine tepki gösteren kadınlar; “Sizin önünüze toprağı için dikilen üç kadını unutmayın!  Hepiniz utancınızla yaşayın! Bugün bizim başımıza gelen yarın sizin köyünüzün başına da gelecek! Hiçbirinizin köyü yok mu? Köyden karnınız doymadı mı?” dedi.

Jandarmanın barikatını aşarak nöbet alanına giren köylüler arazinin kendi mülkleri olduğunu ve tüm şirket ve jandarma araçları çıkana kadar nöbet alanını terk etmeyeceklerini söyledi.

Jandarmanın son kalan ağaçların gölgesinde barikat kurmasına da tepki gösteren köylüler, “Gölge de durmayın güneşe gelin. O gölgeler haram size. Sonra da niye sel oluyor dersiniz! Yerin dibine batsın kömürünüz! Nihat Özdemir’in cebi dolsun diye bunlar, değil mi? Çok fakir ya kendisi! Tek bir ağacımız, bir avuç toprağımız kalana dek mücadeleden vazgeçmiyoruz” dedi.

LİMAK ŞİRKETİ İÇİN JANDARMA KARAKOLU

Köylülerin nöbet tutuğu alanın boşaltılarak mıcır döküldüğünü ve buraya Limak şirketi için karakol yapılmak istendiğini söyleyen Nejla Işık, “Bizim iki yıldır koruduğumuz alandan bizi çıkarıp şirketin kamyonu iş makinesi ile jandarmaya karakol yapmak için çalışıyor. Vay be! Yazıklar olsun!.. Limak için bunu da yaptınız ya!” Işık, “Herkesi toparlanıp Akbelen’e desteğe çağırıyoruz. Artık sondayız” çağrısında bulundu.

VALİLİK: AĞAÇ KESİLECEĞİ İDDİALARI DOĞRU DEĞİL

Muğla Valiliği, Akbelen Ormanı’ndaki nöbet alanına yönelik müdahale ile ilgili yaptığı açıklamada sahada izinsiz bulunan konteyner ve çadırların kaldırıldığını ileri sürdü. Valilik açıklamasında “Özel mülkiyete konu olan arazide izinsiz olarak kurulan konteyner ve çadırlar, 6831 sayılı Orman Kanunu ve 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümleri çerçevesinde, özel mülkiyet sahibinin başvurusu üzerine Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ve Milas Kaymakamlığı görevlileri tarafından güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle kaldırılarak tahliye işlemleri gerçekleştirilmektedir. Kamuoyunda ağaç kesileceğine yönelik iddialar ve haberler gerçeği yansıtmamakta olup, yapılan çalışmalar izinsiz olarak kurulan yapıların kaldırılması ve tahliyesine yöneliktir” ifadelerine yer verildi.

ARAZİ SAHİBİNİN OĞLU İŞTEN ÇIKARILMAKLA TEHDİT EDİLMİŞ!

Valiliğin açıklamasında geçen müdahalenin “Mülk sahibinin talebi üzerine gerçekleştiği” iddiasına ilişkin konuşan Köylülerin Avukatı Hakkı Atal, “İkizköy Çevre Komitesinden Haydar Demir’in babası mülk sahibi Hasan Demir kamp alanı olarak kullanılan tarlanın kullanım hakkını bedelsiz KARDOK derneğimize vermişti. Bir süredir 93 yaşındaki Hasan Demir’in termik santralde çalışan oğlunun Limak tarafından “Babana tarlayı boşalttırmazsan seni işten atarız” diye tehdit edildiğini biliyoruz. Haydar amca köyden çıkamıyor. Valiliğin söylediği şekilde bir imza-dilekçe verip vermediğini araştırıyoruz. Ancak böyle bir imza vermiş olsa dahi, özel hukuk açısından, KARDOK derneğinin mülk sahibinin rızasına dayanarak öncelikli bir hakkı var. Valiliğin açıklaması her ihtimalde hukuksuz, kanunsuz” diye konuştu.

ARAZİ SAHİBİ VALİLİĞİN AÇIKLAMASINI YALANLADI

Görsel: İkizköy Çevre Komitesi

Avukat Hakkı Atal, daha sonra arazi sahibi Hasan Demir’in Milas Kaymakamlığına verdiği dilekçede valiliğin açıklamasını yalanladığını söyledi. Atal, üç kişinin arazi sahibi 93 yaşındaki Hasan Demir’in evine giderek ondan alanı boşaltmaya dair imzalı yazı istediklerini ancak Hasan Demir’in bu yazıyı imzalamayı reddettiğini aktardı. Valiliğin ‘arazi sahibinin isteği üzerine’ iddiasının asılsız olduğunu belirten Atal, “Bu yalan beyan üzerinden jandarma alanı işgal edip, özel eşyaları kaldırdı. Az önce Hasan amca, Kaymakamlığa yukarıdaki dilekçeyi vererek bilgi talebinde bulundu” dedi.

Avukat Atal, “Kamu gücünü, orman ekosistemini savunan köylüler ve yaşam savunucularının karşısına dikenler her durumda suç işliyor” dedi.

“HİÇBİR HUKUKİ YANI YOK!”

Köylülerin avukatlarından Arif Ali Cangı İkizköylülerin derneğine ait olan konteyner ve malzemelerin, yine köylülerden birinin özel mülkündeki alandan hiçbir kural tanınmadan kaldırıldığını söyledi. Cangı, “12 Eylül darbesinin yıl dönümünde darbeye yakışan bir müdahale yaptılar. Bu, jandarmanın silahlı gücüne dayanarak, Milas Orman İşletme Müdürlüğünün gasbıdır. Yapılan işin hiçbir hukuki yanı yok. Bunun hesabını mutlaka hukuk önünde soracağız. Ancak bu direnişin bittiği anlamına gelmiyor. Bunu da ifşa edip topluma şikayet etmek bizim görevimiz” diye konuştu.

12 EYLÜL’E DENK GETİRİLMESİ TESADÜF DEĞİL!

Akbelen’deki nöbete jandarma müdahalesine ülkenin dört bir yanındaki çevre-ekoloji örgütleri de tepki gösterdi. Baskının 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde gerçekleştiğini hatırlatan Çine Yaşam Platformu (ÇİYAP) Sözcüsü Ahmet Uslu şunları söyledi: “Akbelen’de yapılan baskının 12 Eylül’e denk gelmesi rastlantı değildir. Devlet güçleri Akbelen’de 12 Eylül’ü kutlamış bizce. Yapılan bu baskını 12 Eylül faşizminin aralıksız devam ettirilmesinin göstergesi ve tüm emekçi halkları faşizmin sopasıyla ıslah etme girişimi olarak değerlendiriyoruz. Bu baskılara karşı gelmenin tek bir yolu vardır, o da güçlerimizi birleştirmek ve örgütlü bir güce sahip olmaktır. Bir an evvel mücadeleyi büyütüp meydanları doldurmanız. Başka da kurtuluş yoktur.”

İKTİDAR İKİZKÖYLÜLERİN YUVASINI DAĞITIYOR

Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Hicran Danışman ise şunları söyledi: “İkizköylüler, ‘Akbelen yuvamız vermeyeceğiz’ dedi. Siyasi iktidar ise İkizköylülerin yuvasını dağıtıyor. Sermaye devletinin, sermayenin yanında saf tutması normal. Ancak 2 yıldır ve özellikle son 3 aydır İkizköylülerle dayanışma gösteren yüzlerce kişi ve kurum oldu. Bu kişi ve kurumların, köylünün, halkın, daha örgütlü bir şekilde bu talanın önünde durması gerekiyor.”


Evrensel

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top