Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Dünyadaki 3 Körfezden Biri Olan Saros Körfezi Göz Göre Göre Yok Ediliyor

Dünyadaki 3 Körfezden Biri Olan Saros Körfezi Göz Göre Göre Yok Ediliyor

Saros Körfezi üzerine BOTAŞ tarafından hukuka ve bilime aykırı olarak yapılmakta olan FSRU Limanı ve Kara boru hattı ile ilgi alt ölçekli planların yürütmesinin durdurulması ve iptali talepli açılan dava reddedildi. Kararla ilgili açıklama yapan Saros Gönüllüleri ve Keşan Kent Konseyi mahkeme kararını kabul etmediklerini, Saros körfezinin göz göre göre yok edilmesine razı olmayacaklarını belirtti.

Hukuka ve bilime aykırı olarak inşa edilen FSRU limanı ve kara boru hattı ile ilgili alt ölçekli planların yürütmesinin durdurulması ve iptali için açılan dava reddedildi.

Kararla ilgili açıklama yapan Saros Gönüllüleri ve Keşan Kent Konseyi, mahkeme kararını kabul etmediklerini ve Saros körfezinin göz göre göre yok edilmesine razı olmayacaklarını ve mücadelelerinin devam edeceğini belirtti. Kararın ardından yapılan ortak basın açıklamasında mücadele vurgusu yapılırken, “Yurttaşlar olarak bu mahkeme kararını kabul etmiyoruz. Ülkemizin ve denizimizin hakkını hukukunu aramaya devam edeceğiz.” denildi.

Saros Gönüllüleri ve Keşan Kent Konseyi imzasıyla yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı:

SAROS KÖRFEZİ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE KATLEDİLİYOR

“14 aydır umutla beklediğimiz Saros FSRU Limanı ve Kara boru hattının imar planlarının iptali davamız maalesef Edirne İdare Mahkemesince reddedilmiştir.

Edirne İdare Mahkemesinin davamızda yaptığı keşif ve bilirkişi heyet incelemesi sonucunda hazırlanan raporda, tarım ve orman alanlarını korumayan, üst ölçekli planlara aykırı, tepeden inme bir karar ile Saros FSRU Limanının Saros Körfezi Kültür ve Turizm Gelişim bölgesine yapılmasının planlama hukuka aykırı olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir.

Davamızı haklı bulan bilirkişi heyetinin raporu, hepimizi umutlandırmış ve mahkemenin davamızın kabulüne karar vereceğine dair inancımızı arttırmıştı. Edirne İdare Mahkemesi üç kişilik akademisyen bilirkişi heyetinin bilimsel raporu gereğince davamızı kabul edip Saros FSRU Doğalgaz Limanı imar planlarını iptal etmek yerine ÇED davasındaki tek bir bilirkişinin gerekçesiz görüşüne göre davamızı reddetmiştir.

Merak ediyor ve soruyoruz; 2. ÇED Olumlu Kararının iptali davamızda alyhe bilirkişi görüşlerini dikkate alarak karar veren Edirne İdare Mahkemesi İmar planlarının iptal davamızda neden 25 sayfalık ayrıntılı bilirkişi raporu hükme esas alınmamıştır?

Planlama alanında uzman ve Üniversite Öğretim üyesi akademisyen değerli bilim insanlarının iki ayrı raporunun neden hukuken kabul edilmediğine dair karardaki gerekçeler maalesef yetersizdir.

YURTTAŞLAR OLARAK MAHKEMENİN BU KARARINI KABUL ETMİYORUZ

Mahkeme  Saros Körfezini katleden Saros Fsru Doğalgaz Limanını onaylama gerekçesini “Dünya üzerinde özellikle pandemi süreci ile  başlayan enerji güvenliği ile arzındaki düşüş ve fiyatlarda ki aşırı artış nedeniyle sıvılaştırılmış doğal gazın, LNG gemileriyle taşınmasının, yüzer sistemlerle depolanmasının ve gazlaştırılmasının, Türkiye açısından büyük önem taşıdığı, bu nedenle söz konusu projenin uygulanmasında klasik söylem olan Üstün Kamu Yararı bulunduğu dikkate alınmıştır” diye açıklamaktadır.

20 yıldır enerji arz güvenliğini sağlayamayanların, ekonomik çöküşten kurtuluşu bu tür projelere bağlayanların, dışa bağımlı dövize endeksli, pahalı enerji ithalatı için Saros Körfezini daha fazla katletmelerine izin vermemeliyiz.

BOTAŞ şirketi Saros FSRU Doğalgaz Limanı ile dış gaz alım ve dış gaz satım taahhütlerini yerine getireceğini, deniz aşırı ülkelerden gelecek gazı Avrupa pazarına aktarma taahhütlerinin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Botaş’ın dış ticaret için ülkemizin en özel korunması gereken değerli varlıklarından Saros Körfezini kırıma uğratılması ve ormanların ve turizm bölgesinin acımasızca yok edilmesi nasıl olur da üstün kamu yararı olarak hüküm altına alınabilir?

SAROS KÖRFEZİ’NDEN VAZ GEÇMEYECEK, MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ

Yurttaşlar olarak bu mahkeme kararını kabul etmiyoruz. Ülkemizin ve denizimizin hakkını hukukunu aramaya devam edeceğiz. Mahkeme kararındaki gerekçeler sadece genel ve soyut ifadeler olup planlama hukukuna açıkça aykırıdır. Güneş enerjisine yatırım yapmayanların yarattığı enerji plansızlığının faturasını Saros Körfezine ödetemeyeceksiniz.

Edirne İdare Mahkemesinin bu davadaki üç akademisyen bilirkişi raporu yerine ÇED davasının gerekçesi dahi olmayan tek kişilik planlamacı görüşüne dayalı karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu  herkes bilmektedir.

Dövize endeksli fosil ve çok pahalı yakıt olan doğalgazı deniz aşırı ülkelerden gemilerle getirmek milletin vergilerini ticaret adı altında heba etmektir. Saros FSRU Limanının hafriyat ve inşaat çalışmalarının Saros Körfezini mahvettiği ve kirlettiği gerçeğini görmezden gelemezsiniz.

Saros Gönüllüleri olarak her şeye rağmen tarih karşısındaki haklılığımız ile İstinaf Mahkemesi’nin karara karşı itirazımızı kabul edeceğine ve “Yürütmeyi Durdurma Kararı” vereceğine inanıyoruz. Trakya Platformu‘nun desteğiyle haklı davamızı sonuna kadar savunacağız. Keşan Kent Konseyi ve  Saros Gönüllüleri olarak tüm hukuksal ve toplumsal mücadelemize bilinç ve kararlılıkla devam edeceğimizin bir kez daha bilinmesini istiyoruz.”

KEŞAN KENT KONSEYİ ve SAROS GÖNÜLLÜLERİ

SAROS KÖRFEZİ: DÜNYADA KENDİ KENDİNİ TEMİZLEYEBİLEN 3 KÖRFEZDEN BİRİ

Ege Denizi’nin kuzey kesiminde yer alan Saros Körfezi, Antik çağdaki adıyla Melas Kolpos; güneyde Gelibolu Yarımadası, kuzeyde Trakya kıyıları arasına yaklaşık 60 km. kadar sokulan üçgen biçimli bir girintidir. Kuzey ve güneyde jeomorfolojik açıdan yalı yarlı ve düzenlenmiş kıyılarla çevrili olan körfezin giderek daralan doğu ucunda Kavak Deresi’nin yığdığı alüvyonlarla kaplı bataklık bir ova (Kadıköy-eski Evreşe ovası) yer alır. Araştırmalara göre Kuzey Anadolu fay hattının uzantısı olan iki kırık arasında çökmüş bir graben alanı sayılan körfez, bazı araştırmacılara göre de gerileme ve açılma sonucunda oluşmuştur.

Derinlik şartları asimetriktir. Trakya kıyılarında genişliği 10 km’yi bulan ve derinliği 90 metreyi geçmeyen bir şelf alanı uzanır. Bu alanın doğusunda yerleşilmemiş birkaç küçük ada (Eşek adaları) vardır. Gelibolu Yarımadası kıyıları önünde şelf yoktur ve aniden 500 metreyi aşan derinliklere geçilir. Düztabanlı bir oluk görünümündeki bu derin kesim, batıya doğru ise Gökçeada ve Semendirek Adası arasında derinliği 1000 metreyi aşarak uzanır.

Ege Denizi’nin en tuzlu kesimlerinden birini oluşturan Saros Körfezi’nde karmaşık girdaplar çizen akıntılar görülür. Bu akıntılar nedeniyle de Saros kendi kendini temizleyen bir körfez konumundadır. Dünya’da kendi kendini temizleyerek temiz kalan üç körfezden biri olduğu ileri sürülür. Suların yüksek oksijen içeriği ve körfeze dökülen akarsuların getirdiği bol besin tuzları nedeniyle tür bakımından zengin önemli bir balıkçılık alan olan Saros Körfezi’nin her iki kıyısında da yazlıklar ve turistik kuruluşlar bulunmaktadır. 

BİLİRKİŞİ RAPORU İLE TESPİT EDİLEN BAZI EKSİKLİKLER

ÇED raporunun eksiklerini ortaya koyan bilirkişi raporundaki bazı tespitler şunlar:

  • Projenin yakın çevresinde birçok duyarlı yörenin bulunduğu, bu alanların projeden dolayı olumsuz yönde etkileneceği ve sonuçlarının telafisinin bölge açısından mümkün olmadığı,
  • ÇED raporunda yeterli bilimsel verilerin bulunmadığı, alınacak önlemlerin bilimsel ve teknik açıdan ÇED raporunda yeterli şekilde belirtilmediği,
  • Projenin yer seçiminin hatalı yapıldığı, Saros Körfezi Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi sınırlarını kapsayan alanda doğal sit alanında tescil çalışmalarının henüz tamamlanmamış olması,
  • Saros Körfezi’nde kıyı alanları yönetim planlarının hazırlanmadan bu sürecin tamamlanamayacağı,
  • Projenin şehircilik ilkelerine üst ölçekli çevre düzeni planlarına ve imar kanununa aykırı olduğu,
  • ÇED raporunda fauna türlerinin olmamasının önemli bir eksiklik olduğu,
  • Sahanın Sazlıdere büyük yangınının içerisinde kalmakta olduğu, alanın gençleştirmeye ayrılan yerlerden olduğu, bu nedenle de anayasal güvence altında olduğu,
  • Raporda orman alanlarından geçecek hat için ve yaban hayvanlarının nizamiyeyle kontrol edilebileceği ifadelerinin ölçülebilir ve net olmaması nedeniyle bilimsellikten uzak olduğu,
  • Faaliyet alanına ulaşım ve nakliye için orman yolları açısından ÇED raporunda kaç ağaç kesileceğinin bulunmadığı,
  • Orman yangılarının en önemli çevresel tehdit oluşturmasına rağmen proje alanında yangın söndürme altyapılarının ne olduğu ve müdahalenin ne şekilde yapılacağına dair raporda bir değerlendirmeye rastlanılmadığı,
  • Ürünün fiziksel ve kimyasal özelliklerinden kaynaklı tehlikelerin belirtilmediği, risklerin yönetimine ilişkin detaylı bir çalışma yapılmadığı,
  • FSRU gemisi ve doğal gaz tankerlerinden kaynaklı gaz kaçağı, yangın ve patlama risklerinin ÇED raporunda yeterince değerlendirilmediği,
  • FSRU gemisinin ve doğal gaz gemilerinin kendi yakıtlarının saçılmasından kaynaklı risklerin değerlendirilmediği, yangın müdahale sistemleri ve donanımına yönelik yeterli bilgi bulunmadığı,
  • FSRU gemisinin konumu ile ilgili ÇED raporunda tutarsızlık olduğu, acil durum eylem planlarına büyük endüstriyel kazaların oluşması halinde yer verilmediği,
  • Proje alanı ve çevresinde çeşitli gözlem ve literatür bilgilerine göre 222 kuş yaşadığı halde ÇED raporunda kuş türünün 10 türle sınırlı yani eksik verildiği,
  • ÇED raporunda kuş türleri için herhangi bir koruma ve önlem planı verilmemesi.

İTİRAZLAR NELER?

  • Enerji çeşitliliği gerekçesiyle iki ayrı bölge statüsü ve Barselona Sözleşmesi ile koruma altında olan körfez içinde hem denizde hem de kıyıda 24 ay sürecek çeşitli dolgu ve inşaatlarla ekoloji ve biyoçeşitlilik büyük zararlar görecek.
  • Proje alanı Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı ve Edirne Çevre Düzeni Planlarına göre Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi/Turizm Merkezi olarak planlanmıştı. Aynı bakanlık özel ekolojik değerin yıkım projesinin ÇED başvuru dosyasını uygun bulmuş durumda.
  • Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği karara göre ‘Enez Dalyan Gölünden Evreşe Ovası kıyısına kadar uzanan kuzey Saros kıyı kuşağının doğal yapısı ve içerdiği ekolojik çeşitliliğin korunması’ gerekiyor. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği Danıştay kararları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından bağlayıcı. Kesinleşmiş olan bu Danıştay kararı Saros kıyılarını koruma altına aldı. Hiçbir merci, hiçbir bakanlık bu kararın aksine olan bu ÇED raporu başvurusunu kabul edemez.
  • ÇED başvuru dosyasındaki flora ve fauna bilgileri Mecidiye İbrice Kalker Ocağı projesi için ‘ÇED Gerekli Değil’ kararı veren Edirne valiliğine karşı açtığımız davada sunulan bilirkişi raporu ve Edirne İdare Mahkemesi dosyasındaki flora ve fauna bilgilerine açıkça aykırı.
  • Saros Körfezi’nde yer alan sulak alanlar, doğal göller ve delta alanlarının uluslararası gündeme taşınmasına neden olan ‘Önemli Kuş Alanı (ÖKA)’, ‘Önemli Bitki Alanları (ÖBA)’ ve ‘Önemli Doğa Alanı’na (ÖDA)’ yönelik olarak turizm amaçlı plan kararları geliştirilmiştir.
  • Mahmutköy Botaş Doğalgaz Ana Dağıtım Hattı’na kadar yapılacak orman kesimleri, tarım arazi tahribatı bölgenin fauna ve florasını da çok olumsuz etkileyecektir. Hem deniz hem kara canlıları öncelikle inşaat ve sonraki gemi faaliyetleriyle sayı ve tür olarak nesilleri tehlike altına girecek.
  • Saros Körfezi 1. derece deprem bölgesi. Saros Körfezi’ne yapılacak proje aktif fay hattı üzerinde. Liman ve boru hattının olası bir depremde zarar göreceği ve bu sebeple Saros Körfezi’ne de zarar vereceği açık.
  • Bakanlık onayladığı Trakya ve Edirne planlarına aykırı davranarak Anayasa ve Çevre Yasası’na karşı işlemlere imza atmakta.
  • Bakanlık 19 Temmuz 2018 günü 40 kişi ancak alabilen Sazlıdere köy kahvehanesinde ‘ÇED halkın katılımı toplantısı’nı açamadı ve yapamadı. Toplantının yapılamadığını ve ileriki bir tarihte yeniden yapılacağını bakanlık yetkilileri ve Sazlıdere köy muhtarı imzalarıyla tutanağa bağladılar.

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top