Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > MUÇEP: Torba Yasa’ya hayır! Sermayeden değil halktan yana, ekolojik dengeyi gözeten maden ve enerji politikası istiyoruz!

MUÇEP: Torba Yasa’ya hayır! Sermayeden değil halktan yana, ekolojik dengeyi gözeten maden ve enerji politikası istiyoruz!

Ekoloji Birliği bileşenlerinden biri olan Muğla Çevre Platformu Gönüllüleri de maden ve elektrik piyasası yasasında ve diğer yasalarda değişiklik önerilerini içeren torba yasaya tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak  “hayır” dedi!

Torba Yasa ile getirilen kanun teklifine karşı “torba yasa geri çekilsin, kanun teklifi reddedilsin” sesleri yurdun dört bir tarafından yükselirken, Muğla‘da da MUÇEP tarafından Torba Yasa’nın geri çekilmesi için bir basın açıklaması yapıldı. Ekoloji Birliği bileşenlerinden olan Muğla Çevre Platformu Gönüllüleri (MUÇEP) de maden ve elektrik piyasası yasasında ve diğer yasalarda değişiklik önerilerini içeren torba yasaya, tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak  “hayır” dedi!

Deprem dolayısıyla İzmir halkına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerinin de ifade edildiği MUÇEP‘in “Torba Yasa” konusundaki basın açıklaması şöyle:

YAŞAM HAKKI TORBAYA SIĞMAZ!

Öncelikle, İzmir ve çevresinde yaşanan deprem nedeniyle zarar görenlere başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, acılarını paylaştığımızı ve dayanışma için elimizden geleni yapacağımızı söylüyoruz.

Üzgünüz, aynı zamanda öfkeliyiz. Deprem nedeniyle 20 yıldır toplanan vergilerin depreme karşı önlem alınmasına kullanılmamasının, kentsel dönüşümün yeni kentsel rantlar yaratma amacıyla kullanılmasının yaşadığımız acı gerçeğin asli sebeplerinden biri olduğunu, mecliste bulunan torba yasa teklifinin de aynı yaklaşımın ürünü olduğunu düşünüyoruz. Komisyon tutanaklarından, geçtiğimiz nisan ayında ağır pandemi döneminde hazırlanmaya başlandığı ve bugüne kadar gizlice hazırlıklarının sürdürüldüğü anlaşılan Elektrik Enerjisi Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sanayi Komisyonu’nda jet hızıyla görüşüldü. Teklifin önümüzdeki günlerde Genel Kurula getirilmesi bekleniyor.

Teklifin hazırlık aşamasında Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Petrol Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası gibi meslek odalarının ve ekoloji örgütlerinin görüşü alınmadı. Komisyon toplantısına ise ilgili kamu kurumları yanında TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, Madenciler Derneği, RES Üreticileri Derneği gibi sektör şirketlerinin 13 örgütü davet edilmişken, EMO ve Maden Mühendisleri Odası ancak muhalefet milletvekillerinin ısrarı sonucu komisyona son dakikada kabul edildi. Ekoloji Birliği ve diğer ekoloji örgütlerinin katılımı ise pandemi gerekçesi ile engellendi.

Kanun teklifi, torba yasa mantığı ile hazırlanan ancak aslında enerji piyasasını yeniden düzenleyen temel bir kanun niteliğindedir. Gerekçesinde ve komisyon tutanaklarında da açıkça beyan edildiği ve teklif maddelerinden de görüldüğü gibi, teklif, enerji ve maden şirketlerine daha fazla imtiyaz ve teşvik sağlamakta ve kaynak aktarmakta, kamu denetimini ve gelirlerini azaltmakta, tek adam rejimini daha fazla pekiştirmektedir. Teklif ile 21 dağıtım şirketine, YEKDEM’den faydalanan 881 enerji üretim tesisi sahibine, 1722 enerji üretim tesisine ve çok sayıda maden şirketine avantaj sağlanmaktadır.

ENERJİ VE MADEN ŞİRKETLERİNE DAHA FAZLA İMTİYAZ, HALKA İSE YÜKSEK FATURA!

İçinde halkın olmadığı teklifle:

  • Maden şirketlerinin ruhsat alanı dışında da tesis kurmaları sağlanıyor.
  • Maden şirketlerinden çeşitli işlemlerinde istenen borcu yoktur yazısı istenmeyerek, kamu alacaklarının takibinden vazgeçiliyor.
  • Havaya çok sayıda kimyasal ve zehirli gaz salan, atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan ürünleri, orman ürünlerini ve çöpü yakarak elde edilen enerji “yenilenebilir” sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyokütle santrallarının önü daha da açılıyor.
  • Bugüne kadar güç sınırı olmaması nedeniyle sayısı oldukça fazla şirkete destek sağladığı bilinen ve şirketlere sermaye aktaran “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM)” kapsamı daha da fazla genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES’lerin sayısının daha da artmasına neden olunuyor.
  • Cumhurbaşkanı izni ile, BOTAŞ, TPAO gibi kurumlar tarafından daha önce yurtdışında kurulmuş olan şirketlere, T.C. Kanunlarından muaf olmak üzere, yurtdışı için çalışmak amacıyla yurt içinde de enerji şirketleri kurmaları sağlanıyor.
  • Enerji üretim tesisleri için gereken taşınmazlar daha önce Maliye Bakanlığı tarafından kamulaştırılırken ve kamu yararı kararı alınması gerekirken, yetki EPDK’ya veriliyor, kamu yararı kararı olmaksızın istimlak olanağı sağlanıyor ve halkın, köylünün topraklarının sermayeye peşkeş çekilmesi süreci daha da hızlandırılıyor.
  • Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor.
  • Ülkemizin her yerinde köylüleri ve halkı canından bezdiren, ekolojik yıkımlara yol açan, havayı, su kaynaklarını ve tarım alanlarını kirleten ve HES’ler, JES’ler ve RES’lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor.
  • Jeotermal alanların ihale bedellerinin taksitlendirilmesi sağlanarak JES’lerin sayıca daha fazla artmasının önü açılıyor.

SERMAYEDEN DEĞİL, HALKTAN YANA, EKOLOJİK DENGEYİ GÖZETEN ENERJİ VE MADEN POLİTİKASI İSTİYORUZ!

EPDK verilerine göre Türkiye’nin 2020 Nisan ayı sonu itibarıyla kurulu gücü 91 bin 564 MW’dır. Enerji işleri Genel Müdürlüğü verilerine göre ise en yüksek puant talebi Ağustos 2019 itibarıyla 45 bin 374 MW olarak gerçekleşmiştir. Yani Türkiye’nin, 2020 Nisan ayı itibarıyla yüzde 102’ler oranında yedek kurulu gücü vardır. Yedek gücün yüzde 20-25 arası olması yeterlidir. Enerji yatırımlarında ciddi bir planlamaya ihtiyaç vardır. Adil dönüşümle fosil yakıtlardan kurtulmayı öngören, ekolojik sistemi gözeten, halkın gerçek ihtiyacına uygun ve enerji kooperatiflerinin yer aldığı bilimsel bir enerji politikasına ihtiyaç vardır.

Bir kez daha yineliyoruz, kanun teklifinde halk yok, enerji demokrasisi yok, enerji tasarrufu yok, enerji verimliliği yok, enerji kooperatiflerine teşvik yok, ekolojik duyarlılık yok. Teklifte, enerji ve maden şirketlerine daha fazla destek, daha fazla kıyak, kamu denetiminin ortadan kaldırılması, tüm yetkilerin tek adamda, Cumhurbaşkanı’nda toplanması, karın şirketlere, zararın halka yıkılması ve ekolojik yıkım var.

Yaşadığımız Muğla’da 3 termik santral ve onlara ödenen yüz milyonlarca liralık devlet desteği var. Şehrimizin % 59’u maden ruhsat alanı. Madencilikle ilgili her türlü kamusal denetimi bürokratik sorun diye gören teklif yasalaştığı takdirde, şehrimizin yaşadığı bütün sorunların, İzmir’de yaşanan ve acı sonuçlarıyla yüzyüze olduğumuz depremin yarattığına benzer, bugünkünden çok daha vahim bir hal alarak süreceği açık. MUÇEP olarak, İzmir depreminden zarar görenlerin yanında olduğumuzu tekrarlıyor, tüm muhalefet partilerini, demokratik kitle örgütlerini, ekoloji örgütlerini ve halkımızı bu yasa teklifine karşı çıkmaya çağırıyoruz.

SERMAYEDEN DEĞİL, HALKTAN YANA, EKOLOJİK DENGEYİ GÖZETEN ENERJİ VE MADEN POLİTİKASI İSTİYORUZ!
TORBA YASA TEKLİFİNİ GERİ ÇEKİN!

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

MUÇEP: Torba Yasa’ya hayır! Sermayeden değil halktan yana, ekolojik dengeyi gözeten maden ve enerji politikası istiyoruz!” hakkında bir düşünce

Bir cevap yazın

Top