Buradasınız
Ana Sayfa > Bileşen Etkinlikleri > Gördes’teki nikel madeni asit fabrikasının ÇED Raporuna karşı “iptal” davası açıldı

Gördes’teki nikel madeni asit fabrikasının ÇED Raporuna karşı “iptal” davası açıldı

Manisa’nın Gördes ilçesinde Zorlu Madencilik’e bağlı Meta Nikel Maden İşletmesi tarafından açılmak istenen, yılda 1 milyon ton üretim kapasiteli sülfürik asit tesisine bakanlık tarafından verilen “ÇED olumlu” raporuna karşı yöredeki çevre örgütleri ve yurttaşlardan başka, ayrıca ÇMO, KMO, ZMO gibi odalar ve İZSU tarafından da iptal davası açıldı.

Manisa’nın Gördes ilçesinde Zorlu Madencilik’e bağlı Meta Nikel Maden İşletmesi tarafından açılmak istenen yılda 1 milyon ton üretim kapasiteli Sülfürik asit tesisine bakanlık tarafından verilen “ÇED olumlu” raporuna karşı yöredeki çevre örgütleri ve yurttaşlardan başka, ayrıca ÇMO, KMO, ZMO gibi odalar ve İZSU tarafından da iptal davası açıldı.

ÇEVRESEL RİSKLERİN BOYUTU VE DÜZEYİ ÇOK YÜKSEK

Çevre-Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Manisa ili Gördes ilçesinde faaliyet gösteren Zorlu Holding’in nikel maden işletmesinin sülfirik asit üretme tesisi için 5 Kasım tarihinde ÇED olumlu kararı verilmişti. Üretim kapasitesi olarak Türkiye’nin en büyük sülfürik asit fabrikası olacak olan tesisin çok geniş bir alanda canlı yaşamı etkileyebilecek olması, yöredeki  nikel madencilik faaliyetlerine karşı uzun zamandır zaten tepkili olan yurttaşlar ve çevre örgütlerini daha fazla mağduriyet ve çevresel tehdit yaşanacağı endişeleriyle harekete geçirdi.

Faaliyete geçtiğinden bu yana sülfürik asit kullanımıyla nikel maden işletmeciliği yürütülen Gördes’te, şirketin 2018 yılında kapasite arttırımı için girişimi olmuş, ancak yöre halkı ve çevrecilerin tesise ve kapasite arttırımına karşı çıkarak ortaya koyduğu sert tepki sonrasında maden şirketinin ÇED halkın katılımı toplantısı yaptırılmamıştı.

Binlerce ton sülfürik asit Kepez Dağları’nda, Akhisar ve Gördes’in tepesinde kaynarken, şirket tarafından bir de sülfürik asit fabrikasının kurulması, yöre halkı ile Gördes ve Akhisar’ın yanı sıra İzmir ve Manisa için de kırmızı alarm anlamına geliyor. Dağdere ve Yeğenoba köyleri arasında bin dönümlük bir arazi üzerine kurulmak istenen sülfürik asit fabrikası Akhisar ve Gördes’te tarımsal faaliyete yapacağı doğrudan etkinin yanı sıra, Akhisar-Devren deprem fay hattı üzerinde planlanıyor ve etki alanı bölgenin yeraltı ile yerüstü su havzalarını kapsıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Gördes’e sülfürik asit fabrikası kurulması planlanması üzerine Turgutlu Çaldağı‘ndaki nikel maden şirketinin geçmişte yaptığı deneme çalışmaları sırasında elde edilen cevherli toprak da bir süre önce Gördes’teki nikel maden işletmesi tesislerine taşınmaya başlanmıştı.

Geçtiğimiz Haziran ayında Gördes nikel madeni faaliyeti içinde yer alan atık depolama havuzu dolmuş, şirket tarafından panik halinde zehirli atık barajının genişletmesi çalışmaları başlatılmıştı

İZMİR VE MANİSA’NIN İÇME SULARI TEHDİT ALTINDA

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Vestel’in sahibi Zorlu Holding’in Gördes nikel işletmesi için kurmak istediği yıllık bir milyon ton kapasiteli sülfürik asit fabrikasına ÇED onayı vermesi, bölgedeki yeraltı su havzaları için de oluşturduğu tehdit nedeniyle İzmir ve Manisa için ciddi endişe yaratıyor. Çünkü  İzmir’in, Manisa’nın ve çevredeki onlarca ilçenin su almaya çalıştığı Gördes, Gürdük ve Başlamış barajlarının bulunduğu havzada kuruluyor. Bu durum da İzmir’in ve Manisa’nın içme suyu için doğrudan bir tehdit anlamına geliyor, bölgedeki yetüstü ve yeraltı suları için tehlike büyüyor.

Gördes’de baraj ve göletler nedeniyle su havzaları koruma bölgelerinde zirai ilaçlamaya, kümes kurmaya bile izin verilmezken, sülfürik asitli nikel madeni kurulmasına izin verilmesi yetmezmiş gibi şimdi bir de sülfürik asit fabrikasına onay verilmesi karşısında tehdidin boyutu büyürken, nikel madenine ve kurulmak istenen sülfürik asit üretim tesisine karşı tepkilerin de daha geniş bir alana yayılarak büyümesine neden oldu.

YURTTAŞLAR, ÇEVRE ÖRGÜTLERİ VE ODALARDAN BAŞKA İZSU DA DAVA AÇTI

Bu nedenle yöre halkı ile, birlikte harekete geçen Akhisar Çevre Derneği, Gördes Çevre Derneği, Salihli Çevre Derneği, EGEÇEP ve yöredeki yurttaşlar adına avukat Seçil Ege Değerli tarafından Manisa 1. İdare Mahkemesi’ne yapılan başvuruyla sülfürik asit üretim tesisi için bakanlık tarafından verilen “ÇED olumlu” kararının iptali istemiyle dava açıldı. Çevre örgütleri ve yurttaşlardan başka ayrıca Çevre Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ile Ziraat Mühendisleri Odası tarafından da bakanlık tarafından verilen “ÇED olumlu” kararının iptali istemiyle dava açıldı.

Ayrıca İZSU’nun (İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi) da İzmir’in içme suyuna oluşturacağı tehdit nedeniyle sürece müdahil olarak sülfürik asit tesisinin kurulmasına karşı dava açtığı öğrenildi. İZSU’nun da davacı olarak sürece dahil olması önemli bir gelişme olarak ifade ediliyor. Maden izni verilen alan İzmir’in de su ihtiyacının yaklaşık yüzde 60’ını karşılayacak olan su havzası sınırları içerisinde ve İzmir’in su ihtiyacının karşılanabilmesi için planlanan Başlamış Çayı ile birlikte Gördes Barajı projesi için de gün sayılıyordu.

TUNÇ SOYER GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Konu hakkında açıklama yapan Gördes Çevre Derneği (GÖRÇEV) yöneticilerinden, Kayacık eski Belediye Başkanı Ramazan Koyunlu, su havzalarının korunabilmesi için İZSU’nun da tesise karşı dava açmasını önemli bir gelişme olarak vurguladı. Geçmişte nikel madenine izin verildiği süreçte çekimser kalan İZSU’nun şimdi ise sülfürik asit tesisinin kurulmasına karşı harekete geçmesini Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in konuya duyarlılığı ile de açıklayan Koyunlu, İzmir’de konu hakkında Tunç Soyer ile 2 kez toplantı yaptıklarını kaydederek, “Başkan Soyer konuya ilgili ve duyarlı, bu toplantılarda İZSU’yu bu konuda yetkilendirilerek talimat da verdi” dedi.

Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde “İklim Değişikliği Ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı” oluşturduğunu kaydeden Ramazan Koyunlu, Tunç Soyer ile birlikte daire başkanı Şükran Nurlu ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil Kınay’ın da yer aldığı toplantılarda durumun hassasiyeti ve vehametine ilişkin bilimsel verilerle kendilerine bilgi verdiklerini belirterek şöyle dedi: “Gediz vadisi gibi su havzalarının yoğun olduğu ve dünyadaki üzüm üretiminin yüzde 60’ına yakınının üretildiği bir bölge için sülfürik asit yöntemiyle nikel madenciliği ve yılda 1 milyon ton sülfürik asit üretecek bir tesisin nasıl bir tehdit olacağının Tunç Soyer de farkında. Konuya ayrıca ‘İklim Krizi’ çerçevesinde de yaklaşan Sayın Soyer, yeni yılın başlangıcıyla birlikte iklim değişikliği kapsamında bir dizi görüşme turu düzenleyecek ve Ocak – Şubat aylarında Gördes’i bizzat ziyaret ederek, konu hakkında görüşmelerimizde yerinde inceleme imkanımız da olacak.”

MASKİ BİR KEZ DAHA GÖREVE DAVET EDİLDİ

İzmir ve Manisa’nın içme suyu kaynağı olarak görülen havza ve koruma alanlarında, tarım arazilerinin olduğu bölgede; sadece Gördes, Akhisar ve Manisa değil, İzmir ve çok daha geniş bir alan maden işletmesinin çevresel riskleri ile karşı karşıya kalacak. İzmir’e içme-kullanma suyu sağlanması planlanan Başlamış Çayı ile birlikte, üzerinde Manisa kentine içme-kullanma suyu sağlanmak üzere inşaatı devam eden Gürdük Barajı, halk ve çevre sağlığı açısından da büyük öneme sahip yerüstü suyu kaynakları olarak da biliniyor.

Konuşmasında bu nedenle Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MASKİ‘ye de seslenen Ramazan Koyunlu, “Geçtiğimiz yıllarda yaptırdığımız laboratuar tahlili sonuçları Gördes ve yöresinin zehirli su içtiğini göstermişti ve bu bilimsel tahlil sonuçlarının defalarca basında yayınlanmasını sağlamıştık. O zamandan bu yana kılı kıpırdamayan MASKİ, şimdi sülfürik asit tesisi kurulmak istenmesi karşısında da hala aynı tavrını sürdürürse, bu durum akıl tutulması içinde oldukları anlamına gelir” diyerek, Manisa’nın su havzası ve su kaynaklarının korunması konusunda MASKİ’yi bir kez daha göreve ve sorumluluğunun gerektirdiği duyarlılığı göstermeye davet etti.

Akhisar ile Gördes sınırları içinde yer alan Başlamış Deresi’nin sularının kırmızı renkte akması ile nikel madeni yine gündem olmuştu

TESİSİN NEDEN OLDUĞU ÇEVRE FELAKETLERİ KAMUOYUNDAN GİZLENİYORDU

2014 yılından beri faaliyet gösteren Zorlu’nun nikel madeni zaten bölge için başlı başına tehdit oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl Nisan ayında Başlamış Deresi’nin kırmızı akmasının ardında Gördes Nikel Madeninin neden olduğu bir çevre felaketi yattığı ortaya çıkmıştı. Konu İl Çevre Müdürlüğü ve bakanlık yetkililerine bildirilmesine rağmen yetkililerin ilgisizliği ve konuyu örtbas etme yanlısı tutumu, yöre halkının kaygı ve endişelerinin de devam etmesine neden olmuştu. Gördes’teki nikel maden işletmesinin çevreye verdiği zararlar kamuoyundan saklanmaya çalışılırken, gündeme gelen bir başka sorun daha yöre halkına kabus yaşatmaya devam ediyor.

Gördes’teki nikel maden işletmesinin faaliyetleri kapsamında Zorlu Holding’e ait Meta Nikel A. Ş.nin atık depolama havuzları dolmuş, geçtiğimiz Haziran ayında şirket tarafından panik halinde zehirli atık barajının genişletmesi çalışmaları yapıldığına ilişkin haberler de bölge halkının kabusu olmuştu.

ASİT TANKERİ KAZALARI GÜNDEMDEN DÜŞMEMİŞTİ

Nikel madenine sülfürik asit taşıyan tanker kazalarından biri. Tankerin devrilmesi sonucu 27 ton sülfürik asit çevreye dağıldı.

Önceki yıllarda değişik zamanlar içinde 5 kez sülfürük asit tankerinin devrilmesi nedeniyle yarattığı çevre felaketi ile sık sık gündem olan Gördes nikel madeni, 2020 yılı Şubat ayında ise Akhisar – Gördes sınırları içindeki Başlamış Deresi sularının kırmızı renkte akması ile meydana gelen bir diğer çevre felaketi ile yine gündem olmuştu. Ancak her biri de kamuoyundan gizleme çabası ile örtülmeye çalışılmıştı.

ÇEVRESEL TEHDİTLER SÜRÜYOR, HAYVAN ÖLÜMLERİ DE YAŞANIYOR

Sülfürik asitli nikel madeninin ruhsat alanı 216 kilometrekare. Tarımdan başka bölgedeki hayvancılık da tehdit altında. Madenin çevresindeki Dağdere, Yeğenoba ve Çiçekli beldeleri, Hanpaşa, Kalemoğlu, Fundacık, Kabakoz ve Dutluca köyleri doğrudan maden projesinin faaliyet kapsama alanı içinde kalıyor. Kıran, Karayağcı, Çıtak, Beğel, Börez, Malaz, Kuşluk, Hamitköy, Pekmezci, Kömürcü, Kocakağan, Başlamış, Sağrakçı, Kınık, Hacıosmanlar, Isaca, Yüreğil, Söğütlü köyleri de madenin doğrudan etki alanında. Bölgedeki köylerde yaşayanlar uzun bir süredir, kızıl toz bulutları, asit kokusu, bağ ve bahçelerde ağaçların, tarlada domateslerin kurumasından ve hayvan ölümlerinin artmasından şikâyet ediyor.

ASİT YAĞMURLARININ DA KAPISINI ARALAYACAK

Gördes’teki nikel madeninde 1 ton cevherin işlenmesi için yaklaşık 400 kg sülfürik aside ihtiyaç bulunuyor. Dolayısıyla yılda 1 milyon ton cevherin işlenmesi için 400 bin ton sülfürik asit kullanılacak ve bu nedenle de yılda 1 milyon ton sülfürik asit üretecek kapasitede bir tesis kurulmak isteniyor. Bu kadar miktar sülfürik asit üretim kapasitesine sahip bir tesis ise, tarım bölgesinin yanı sıra bölgenin yeraltı ile yerüstü su havzalarını kapsayan ve depremsellik riski de taşıyan bir bölgeye kurulmak üzere planlanmış durumda.

Böyle bir bölgedeki varlığı ile başlı başına ciddi bir tehdit olan nikel madeni, bir de kurulması planlanan yılda 1 milyon ton üretim kapasiteli bu sülfürik asit fabrikası ile birlikte düşünüldüğünde çok geniş bir bölgedeki canlı yaşamı etkileme kapasitesine sahip bir tehdit oluşturacak. Tarımsal üretimin yanı sıra bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları için yaratacağı olumsuz etkiden başka, ayrıca bir de asit yağmurlarının da kapısı aralanmış olacak.

2018 yılında madenin kapasite arttırımı için düzenlediği toplantı halkın tepkisi nedeniyle yapılamamıştı. (Video: Vedat Özel)

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top