Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Dünya Su Günü’nde CHP’li 22 belediye başkanı, “Su Manifestosu” açıkladı

Dünya Su Günü’nde CHP’li 22 belediye başkanı, “Su Manifestosu” açıkladı

CHP’li 22 belediye başkanı, İzmir’de düzenlenen Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesinde “Su Manifestosu”nu duyurdu.

CHP’li 22 belediye başkanı, İzmir‘de düzenlenen Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesinde “Su Manifestosu”nu açıkladı. Fuar İzmir’de gerçekleştirilen zirveye moderatörlük yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye’de son 60 yılda Marmara Denizi’nden daha büyük sulak alanın kuruduğunu, sağlıklı nehir ekosisteminin neredeyse hiç kalmadığını, yer altı sularının yüzlerce metre derinlere çekildiğini anlattı.

Türkiye’nin bereketli topraklarının kuraklık ve susuzlukla tanıştığını söyleyen Soyer, “Her yıl bu sene suyumuz yetecek mi kaygısı taşımaya başladık. Bunun nedeni suyumuzun yarım asrı aşkın süredir yanlış yönetilmesi. İklim krizi, susuzluk tehlikesini büyütürken bu eskimiş politikanın terk edilmesi gerekirdi. Yazık ki eski politikanın açtığı fay hatlarını derinleştiren kararlar çoğalıyor” ifadelerini kullandı.

ANKARA’DA SUYUMUZUN YÜZDE 70’İ YÜZDE 15’LİK BİR AZINLIK KULLANIYOR

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da zirvenin farkındalık yaratılması açısından önemli olduğunu belirterek, Türkiye’nin kuraklığa doğru gittiğini söyledi. Özellikle Orta Anadolu’nun 20-25 yıl içinde çölleşeceğini kaydeden Yavaş, şöyle konuştu:

“Bunu görüyoruz ama hiçbir tedbir alınmıyor. Herkes suyu hoyratça kullanıyor. Şu anda Ankara’da o kadar çok hobi bahçesi var ki suyumuzun yüzde 70’ini yüzde 15’lik bir azınlık kullanıyor, serbest sulama yoluyla suyumuzu yok ediyor, toprakları kireçlendiriyor ve kullanılamaz hale getiriyor. Bu konulara ilişkin görüşlerimizi zaman zaman bakanlığa bildiriyoruz. Ancak Türkiye’nin yarısına yakınını yöneten belediye başkanları yan yana olarak bir manifesto hazırladık. Dünyaya bir çağrıda bulunacağız. İnşallah kulak verilir. İlk defa kaybetmeden tedbir alan bir yönetim var. İnşallah bunu başaracağız” diye konuştu.

DOĞAYA KARŞI HAMLELERDE BULUNMAK CİDDİ HASARLAR YARATIYOR

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise su manifestosunda buluşan 11 büyükşehir belediye ve 11 il belediyesinin Türkiye nüfusunun yüzde 65’ini temsil ettiğini kaydetti.

İmamoğlu, su meselesinin geçici olmadığını ifade etti. Bu meselenin istendiğinde bir anda çözüm bulanabilecek bir mesele olmadığını dile getiren İmamoğlu, iklim değişikliği ve kuraklığın dünyada göç dalgasına yol açtığını anlattı. Doğayla inatlaşılmaması gerektiğini kaydeden İmamoğlu, “Doğaya karşı hamlelerde bulunmak ciddi hasarlar yaratıyor” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu

BETON KANAL, BÜYÜK BİR İHANETTİR

Kanal İstanbul‘a da değinen İmamoğlu, “Ne yazık ki, İstanbul’da inşa edilmek istenen ‘beton kanalı’ -bildiğiniz beton kanalı-, 16 milyon insanın yaşamını negatif etkileyecek bir süreçtir. Büyük bir tehdittir, büyük bir ihanettir. Hep beraber bir seferberlik sürecini, bugün itibarıyla başlatmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Bunun bir başlangıç olunduğunun bilinmesi lazım.”

Toplantıda Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak da birer konuşma yaptı.

Mazereti nedeniyle zirveye katılamayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise video mesaj yolladı.

MANİFESTO: BAŞKA BİR SU YÖNETİMİ MÜMKÜN

Konuşmaların ardından manifestoyu Tunç Soyer okudu. Soyer’in okuduğu manifestoda şu ifadeler yer aldı:  

“Başka bir su yönetimi mümkün!

Su hepimize ve her şeye aittir. Koşuyor ve konuşuyor olmamızda, düşüncelerimizde ve ürettiklerimizde, gülüşümüz ve gözyaşımızda, bugün burada buluşmamızda ve dünyayı değiştirmek için kararlı duruşumuzda suyun izi vardır. Yaşam suda başlayıp serpilmiş, dünyadaki tüm varlıklar suyla birbirine bağlanmıştır. Su olmazsa yaşam da olmaz.

Türkiye’mizin çok büyük kısmı, ‘kurak iklim coğrafyası’ olarak sınıflandırılmaktadır. İklim krizinin en ağır sonucu susuzluk tehlikesidir. 2019 Devlet Su İşleri verilerine göre ülkemiz su kaynaklarının yüzde 77’si, tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Yüzde 10’u hanelerde, kalanı ise sanayide kullanılmaktadır. Bu veri kuraklıkla mücadelede temel eksenin, tarımsal sulama alanında olduğunu göstermektedir.

Bizler, Türkiye’nin 11 büyükşehir belediyesinin ve 11 il belediyesinin başkanları, bu vicdani ve bilimsel sorumluluktan hareketle bugün, 22 Mart 2021’de, Dünya Su Günü’nde, İzmir’de buluştuk. Amacımız; iklim krizinin ağırlaşan sonuçlarını da dikkate alarak Türkiye için başka bir su politikası önermek ve bu topraklarda geleceğimizi, çocuklarımız ve doğamız için güvence altına almaktır.

İklim krizinin su kaynakları üzerindeki etkilerini azaltarak kuraklıkla mücadelede başarılı olabilmek için, su yönetiminde 5 ilkesel değişikliğin yapılması şarttır:

  1. Katılımcı bir su yönetim modeli oluşturmak: Su yönetimi, şehir, havza ve ülke ölçeğindeki su kullanıcısı tüm paydaşların; tarım örgütleri, sanayiciler, evsel su kullanıcıları, meslek örgütleri, doğa ve çevre örgütlerinin içinde yer alacağı yepyeni, katılımcı bir anlayışla gerçekleştirilmelidir.
  2. Tüm kullanım alanlarında arzın değil talebin yönetilmesi: Plansız gelişen kullanım talepleri için sürekli daha fazla arz yaratma politikası yerine, başta tarımsal sulama ve sanayi olmak üzere, düşük su kullanımıyla yüksek gelir elde edilen ekonomik modeller tasarlanmalı ve teşvik edilmelidir.
  3. Su yatırımlarının havza ölçeğinde planlanması: Su kaynaklarının, yerüstü ve yeraltı sularının miktarının, su bütçesinin hangi kullanımlara tahsis edileceği havza ölçeğinde belirlenmelidir. Verilen tahsisler denetlenmeli, su kullanımlarının sektörel tahsis miktarlarını aşmasına izin verilmemelidir. Her bir havzada planlanan su yatırımlarının birbirini nasıl etkilediği kümülatif olarak ölçülmeli, yatırım kararları havza ölçeğinde bu stratejik değerlendirme yapıldıktan sonra alınmalıdır. Asgari harcama ile azami verim esas olmalıdır.
  4. Doğanın su döngüsünün korunması: 1960’lardan bu yana suyun döngüsüne yapılan müdahaleler sonucunda, birçok canlı türü tehlike altına girmiş; göller ve sulak alanlar kurumuş, nehir ekosistemleri zarar görmüştür. Ülkemizdeki su kullanım hedefleri, iklim krizi dikkate alınarak yeniden tarif edilmelidir. Yatırımlar planlanırken yer altındaki, sulak alanlar ve nehirlerdeki ekolojik su varlığının sürdürülebilirliği dikkate alınmalıdır. Canlıların ihtiyacı olan suyun, ekolojik dengeyi ve su döngüsünü bozacak biçimde kirletilmesine, azaltılmasına yol açan uygulama, yapılaşma ve madencilik gibi faaliyetlere izin verilmemelidir.
  5. Suyun ekosistem ve sektörler arası döngüsel kullanımı: Tarımda, sanayide ve evlerde kullanılan atık suyun gerekli arıtma süreçlerinden geçtikten sonra farklı sektörler ve ekosistem arasında trans-feri sağlanmalıdır. Şehir içinde ve tarım alanlarında yağmur hasadına yönelik yöntemler yaygınlaştırılmalı; su ihtiyacının yerinde temini, kullanımı ve dönüştürülmesine yönelik döngüsel çözümler teşvik edilmelidir.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer

5 İLKE, 10 SOMUT ADIM

Bu ilkeler doğrultusunda, aşağıdaki 10 somut adım hemen atılmalıdır:

  1. Su yönetimiyle ilgili koordinasyonsuzluk ortadan kaldırılmalı, kurumlar arasındaki yetki ve sorumluluk karmaşasına son verilmelidir.
  2. Tüm paydaşların mutabakatı alınarak hazırlanan bir ‘Su Kanunu’ yürürlüğe konmalı, su havzası planlama ve uygulamalarında yerel yönetimler güçlü ve yetkili yapılar haline getirilmedir.  
  3. Su yatırımları, havza ölçekli bütüncül planlarla uyumlu olarak su ve atık su master planlarına göre yapılmalı; kamu kaynakları ekonomik ve ekolojik fizibilitesi düşük yatırımlara aktarıl-mamalıdır. Yerel yönetimlerin çevresel altyapı projelerine yönelik kaynakları artırılmalıdır.
  4. İklim krizi ile etkin mücadele için imzalanan Paris İklim Anlaşması ivedilikle onaylanmalı; iklim değişikliğinin yaratacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacına yönelik hazırlanan İklim Değişikliği Kanunu Tasarısı üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır.
  5. Kuruyan göllerin, Salda Gölü, Burdur Gölü, Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve diğer sulak alanların tahribatı sonlandırılarak restore edilmeli ve doğal su döngüleri korunmalıdır.
  6. Su havzalarındaki tüm noktasal ve yaygın kirlilik kaynakları kontrol altına alınmalı; merkezi ve yerel idarelerce etkin bir şekilde denetlenmelidir.
  7. Tarımda doğru ürün planlaması yapılarak ve tasarruflu sulama sistemlerine geçilerek su israfı önlenmeli, tarımsal sulama en az yüzde 50 oranında azaltılmalıdır. Bu amaçla, ekonomik değeri yüksek ve su talebi olmayan yerel tohum ve hayvan ırkları teşvik edilmelidir.
  8. İstanbul’a yapılmak istenen “Beton Kanal” gibi suyun doğal döngüsüne zarar veren tüm israf projeleri iptal edilmelidir.
  9. Güncelliğini yitiren su ve kanalizasyon idaresi mevzuatı yeniden düzenlenmeli; büyükşehir statüsünde olmayan diğer illerde de su ve kanalizasyon idareleri kurulmalıdır.
  10. Yaşamın vazgeçilmez unsuru olan su, temel kamusal hak olarak kabul edilmeli; ekolojik ve toplumsal bir değer olarak tanımlanmalı; su hizmetlerinde kamu işletmeciliği esas alınmalıdır.   

Biz Türkiye’nin 22 belediye başkanı, yetki, görev ve sorumluluklarımız doğrultusunda kendi illerimizdeki su yönetimini yukarıdaki ilkeler doğrultusunda gerçekleştireceğimizi beyan ediyoruz. Bu belgede çerçevesi çizilen su politikası ülkemizde tesis edilene kadar, çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye ve hep birlikte haykırmaya devam edeceğiz: Başka bir su yönetimi mümkün!”

İMZACILAR

Büyükşehir Belediye Başkanları Zeydan Karalar (Adana), Mansur Yavaş (Ankara), Özlem Çerçioğlu (Aydın), Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir), Lütfü Savaş (Hatay), Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Tunç Soyer (İzmir), Vahap Seçer (Mersin), Osman Gürün (Muğla) ve Kadir Albayrak (Tekirdağ) ile İl Belediye Başkanları Ali Orkun Ercengiz (Burdur), Barış Ayhan (Sinop), Demirhan Elçin (Artvin), Faruk Demir (Ardahan),  Mehmet Siyam Kesimoğlu (Kırklareli), Recep Gürkan (Edirne), Selahattin Ekicioğlu (Kırşehir), Semih Şahin (Bilecik), Tanju Özcan (Bolu), Ülgür Gökhan (Çanakkale), Vefa Salman’ın (Yalova).

Evrensel

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top