Buradasınız
Ana Sayfa > Bilim > 2023’ün kayıtlardaki en sıcak yıl olması, ‘Paris’ hedefleri açısından ne anlama geliyor? | Prof. Dr. M. Türkeş

2023’ün kayıtlardaki en sıcak yıl olması, ‘Paris’ hedefleri açısından ne anlama geliyor? | Prof. Dr. M. Türkeş

pray
Prof. Dr. Murat Türkeş

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Paris Antlaşması, 187 ülkenin 2020 yılında başlayarak, küresel iklim sistemini koruma, iklim değişikliğiyle savaşım ve/ya da sınırlandırmaya yönelik salım azaltım yükümlülüklerini daha doğrusu ‘niyetlerini’ kapsayan yasal olarak bağlayıcı bir ‘sürekli’ küresel antlaşma olarak kabul görmektedir (Türkeş, 2023a).

Paris Antlaşması’nın ana amacı, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi (1850-1900 dönemi) düzeylerinin 2 °C’nin olabildiğince altına çekmek ya da olanaklıysa küresel sıcaklık artışını 1.5 °C’de sınırlandırmanın ya da durdurmanın yanı sıra, sırasıyla düşük sera gazı salımlı ve iklim direngen bir toplum ve kalkınma yoluyla uyumlu finansman akışının sağlanması olarak belirlenmiştir (Türkeş, 2022). Paris Antlaşmasının küresel sıcaklıklardaki artışın sınırlandırılmasına yönelik uzun süreli hedefine ulaşmak için, Taraf ülkelerin ana amacı olabilecek en kısa sürede sera gazı salımlarının küresel tepe noktasından yüzyılın ortasına kadar iklimin dengeli olduğu bir Dünya amacına uygun olarak hızla azaltılması şeklinde özetlenebilir (Türkeş, 2023a).

Bu makalenin ana amacı, 2023 yılındaki küresel sıcaklık değişimleri özetle değerlendirilerek, 2023 yılının küresel ısınmanın 1.5 °C sınırına yakın olduğu aletli gözlem kayıtlarındaki en sıcak yıl oluşunun, “küresel iklim ve Paris Antlaşması’nın küresel ısınmayı önleme hedefleri açısından ne anlama geldiği” sorusuna kısa bir bilimsel yanıt vermektir.

Şekil 1: Ocak 1940’tan Aralık 2023’e kadar 1991-2020 normaline (ya da ortalamasına) göre aylık küresel yüzey hava sıcaklığı anomalilerinin (°C), aylara göre her yıl için zaman dizisi olarak çizilmiş olan değişimleri (URL-1’e göre Türkçeleştirilerek yeniden düzenlendi). 2023 yılı kalın kırmızı çizgiyle gösterilirken, diğer yıllar ince çizgilerle gösteriliyor ve on yıl arayla gösterilen değişimler maviden (1940’lar) kırmızı renge (2020’ler) kadar gölgelenmiştir.

2023 yılı küresel yüzey sıcaklığının değerlendirilmesi

Copernicus İklim Değişikliği Merkezi’nin 2023 yılı küresel iklim değerlendirmesine göre  (URL-1), 2023, yeni bir rekor kırarak tarihteki en sıcak takvim yılı olarak 2016’nın yerini aldı. ERA5 veri setine göre, 2023 yılı küresel ortalama yüzey (kara ve deniz birlikte) sıcaklığı yaklaşık 15 °C (14.98 °C) olup, 2016 yılında kaydedilenden 0.17°C daha yüksek gerçekleşti.

Copernicus İklim Değişikliği Merkezi’nin 2023 yılı küresel iklim değerlendirmesine göre öne çıkan önemli noktalar ve anahtar mesajlar şöyle özetlenebilir:

  • 1850 yılına kadar uzanan aletli küresel yüzey sıcaklığı kayıtlarında 2023 yılı en sıcak yıl oldu.
  • 2023 yılı küresel ortalama yüzey sıcaklığı 14.98 °C’dir ve 2016 yılında kaydedilenden 0.17°C daha sıcaktır.
  • 2023 yılı, 1991-2020 ortalamasından 0.60 °C, 1850-1900 sanayi öncesi döneminden ise 1.48 °C daha sıcaktı.
  • Ocak ya da şubat 2024’te sona eren 12 aylık dönem ortalamasının sanayi öncesi seviyeyi 1.5 °C aşması olasıdır.
  • 2023 yılı haziran-aralık dönemindeki her ay, önceki herhangi bir yılın ilgili ayından daha sıcaktı (Şekil 1).
  • Temmuz ve ağustos 2023, kayıtlardaki en sıcak temmuz ve ağustos ayı oldu; Temmuz 2023 aynı zamanda tüm aylar içinde en sıcak aydı. Kuzey yazı (haziran-ağustos) da kaydedilen en sıcak yaz ve mevsim oldu.
  • Eylül 2023’te, 1991–2020 sıcaklık ortalamasından olan sapma (sıcaklık anomalisi), 0.93 °C’lik artışla aletli kayıtlardaki herhangi bir yılın herhangi bir ayından daha büyüktü (Şekil 1).
  • Her biri ortalamanın 0.85 °C üzerinde sıcaklığa sahip olan ekim, kasım ve aralık 2023 dönemi, 1991-2020 ortalamasının üstündeki sıcaklık sapması açısından ikinci en büyük ardışık aylık dönem olarak sıralandı (Şekil 1).
  • Küresel ortalama sıcaklıktaki yıldan yıla artış, 2022’den 2023’e kadar olağanüstü
  • derecede büyüktü. Bu durum, Güney Salınımı’nın 2020-2022’deki üç yıllık La Niña evresinden 2023’teki El Niño koşullarına geçişi izlemekle birlikte, bunda diğer faktörler de rol oynamış olabilir.

2023 günlük sıcaklıklarının tümü sanayi öncesinden 1 °C’den daha sıcaktı

Şekil 2, 2023 yılı için günlük küresel yüzey sıcaklıklarının, 1850-1900 dönemi ortalamasının üzerindeki artışı göstermektedir. Grafikte sıcaklık artışları üç aralıkta vurgulanıyor: 1–1.25 °C (turuncu), 1.25–1.5 °C (kırmızı) ve 1.5 °C’nin üstü (koyu kırmızı). 2023 yılı, 365 günün her birinin, yılın o dönemindeki 1850-1900 sanayi öncesi düzeyinin 1 °C üstünde olduğu kayıtlara geçen ilk yıl oldu. Günlerin neredeyse % 50’si 1850-1900 düzeyinden 1.5 °C’den daha sıcaktı ve Kasım ayındaki iki gün ilk kez 2°C’den daha sıcaktı (Şekil 2).

İklim sisteminin BMİDÇS Paris Antlaşması‘nın 1.5 °C ve 2 °C küresel ısınma eşiklerine ya da sınırlarına yaklaşımı, genellikle küresel olarak ve bir ya da daha fazla on yılın her yılı için ortalaması alınan sıcaklıklar için tartışılmaktadır. Kapsamı 1850-1900 referans dönemini kapsayan gözlemsel veri kümeleri aylık çözünürlüğe sahiptir ve 1850-1900’den yakın geçmişe kadar olan ısınmadaki yıllık değişime ilişkin kestirimlerin yapılmasına olanak sağlar. Bu, ERA5 gibi yeniden analiz veri kümelerini kullanarak ısınma sınırlarının günlük aşımlarının (aşılma durumlarının) birikiminin izlenmesi için bir temel sağlamaktadır.

Şekil 2: 1990-2023 döneminde günlük yüzey sıcaklıklarının 1850-1900 referans dönemi ortalamasını 1°C’den fazla aştığı gün sayısının yıllararası değişimleri (URL-1’e göre Türkçeleştirilerek yeniden düzenlendi). Grafikte sıcaklık artışları üç aralıkta vurgulanıyor: 1–1.25 °C (turuncu), 1.25–1.5 °C (kırmızı) ve 1.5 °C ya da daha yüksek (koyu kırmızı).

ERA5 veri kümesi kullanılarak yapılan bu izleme, 2023’ün tüm günlerinin küresel sıcaklıkların, yılın o dönemindeki 1850-1900 referans dönemi seviyesinden 1 °C daha yüksek olduğunu gösteriyor. Buna göre, iki gün, 1850-1900 ortalamasına kıyasla 2°C’den daha sıcaktı; başka bir deyişle 2°C seviyesi ilk kez aşılmış oldu. 2023’teki günlerin neredeyse % 50’si, 1850-1900 referans dönemine kıyasla 1.5 °C’nin üzerinde sıcaktı. Bu durum, önceki kaydedilen en sıcak yıl olan 2016’nın günlerinin % 20’sinden biraz fazlası için geçerliydi. ERA5’te günlük sıcaklıkların 1850-1900’den en az 1.5°C daha sıcak olduğu en erken dönem 2-15 Aralık 2015’ti.

Gözlenen coğrafi farklılıklar

Kuşkusuz 2023 yılında da küresel sıcaklık anomalileri coğrafi farklılıklar gösterdi (şekil verilmedi). 2023 için ortalama hava sıcaklıkları, tüm okyanus havzalarının ve Avustralya dışındaki tüm kıtaların büyük kısımlarında kaydedilen en sıcak değerlerdi ya da en sıcaklara yakındı. 2023 yılında Dünya genelinde yüzey hava sıcaklığı anomalilerinin coğrafi dağılışı, 2022 yılına göre belirgin bir zıtlık gösterdi. 2023 yılında hemen hemen tüm kara alanlarında ortalamanın üzerinde sıcaklıklar yaşandı. Yıllık ortalama yüzey sıcaklıkları, Avrupa ve Kuzey Amerika‘nın yanı sıra başka birçok bölgede 1991-2020 ortalamasından 1°C daha yüksek gerçekleşti.

Denizlerin üstündeki yüzey hava sıcaklıkları da 2023’te birçok bölgede kaydedilen en yüksek sıcaklıklar oldu. Bu durum Kuzey Atlantik ve Karayipler‘in büyük bir kısmı, Pasifik‘in kuzey, tropikal ve güney kısımları ile Güney Atlantik ve Hint okyanuslarının bazı bölgeleri için geçerlidir. Bu ve diğer bölgelerde gözlenen hava sıcaklığı sapmaları, deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki (SST’ler) anomalilerle yakından bağlantılıdır. Deniz hava sıcaklıklarının kayıtlara geçen en soğuk olduğu tek büyük bölge Güney Amerika‘nın güneybatısıydı. 2022 ile 2023 yılları arasında tropikal ve güney subtropikal Doğu Pasifik Okyanusu üzerindeki sıcaklıklarda gözlenen normalden daha soğuk ve bazı bölgelerdeki en soğuk sıcaklık koşulları, birçok küresel değerlendirmeye göre yüksek olasılıkla bir atmosfer-okyanus birleşik olayı olan Güney Salınımı’nın La Niña koşullarından El Niño koşullarına geçişi göstermektedir (Türkeş, 2023b).

Sonuç olarak, kısaca, Paris Antlaşması yürürlüğe girdiğinde, yani 2016 yılında küresel ısınmanın 1.5 °C eşiğini aşacağı konusundaki tartışmalarda, bunun ancak 2030larda olabileceğine ilişkin genel bir uzlaşma söz konusuydu. Gelinen noktada, bizim 2017 yılından başlayarak küresel sıcaklık değişimlerine ilişkin ayrıntılı küresel verilere (örneğin Dünya Meteoroloji Örgütü – WMO, IPCC, Copernicus İklim Değişiklik Merkezi, vb.) dayalı değerlendirmelerimizi dikkate alarak öngördüğümüz gibi, küresel ısınmanın o yıllarda düşünülenden çok daha kısa sürede 1.5 °C eşiğini aşma aşamasına geldiğini görmekteyiz (Türkeş, 2022, 2023a). Buysa, Paris Antlaşması kapsamındaki küresel iklim değişikliği mücadelesinin başarılı olmadığını açıkça ortaya koyuyor (bkz. URL-2, URL-3, URL4 ve URL-5).

Kaynaklar

İnternet Kaynakları


Prof. Dr. Murat Türkeş’in bu yazısı Yeşil Gazete‘de yayımlanmıştır.

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top