Buradasınız
Ana Sayfa > Arkeoloji > Yatağan termik santralinin de kapatılması isteniyor: Bu kabus bitmeli!

Yatağan termik santralinin de kapatılması isteniyor: Bu kabus bitmeli!

AKP ve MHP’nin oylarıyla TBMM’den geçen ve termik santrallere havayı kirletme izni veren düzenlemenin veto edilmesinin ardından, filtre takmaları için tanınan gerekli sürenin 1 Ocak 2020’de dolması ile bazı termik santraller mühürlenmeye başlamıştı. Bacalarına filtre takmaları için verilen süreye rağmen, Manisa – Soma, Sivas, Kütahya ve Maraş’ta filtre takmadığı tespit edilen termik santraller mühürlendi. Öte yandan Afşin-Elbistan A Termik Santrali de mühürlenmesine rağmen çalışmaya halen devam ettiği de belirtiliyor.

Yatağan Termik Santrali kapatılsın!

Bilim çevreleri ise filtre takmanın çözüm olmayacağını, küresel ısınma ve iklim krizi gerçeği yaşanırken, karbon salınımı konusuna dikkat çekilerek, kömür gibi “fosil yakıtlardan vaz geçilmesi ve termik santrallerin kapatılması gerektiği”ni belirtiyor.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “veto” kararının samimi olmadığı eleştirisi ile “Veto yetmez, tüm termik santraller kapatılmalı” açıklamasında bulunan Ekoloji Birliği de, bir sonraki açıklamasında 26 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yer alan “Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile ilgili düzenlemeye dikkat çekerek, bu düzenleme ile de “veto kararının anlamı kalmadığı ve boşa çıktığı”nı ileri sürmüştü.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise konuyla ilgili açıklamasında, 5 termik santralin tamamen, 1 termik santralin ise kısmi olarak kapatılmasına karar verildiğini belirtmişti. Bakan Kurum aynı yaptığı açıklamasında Bursa Orhaneli, Muğla Yatağan, Kahramanmaraş Afşin B ve Ankara Çayırhan termik santralleri geçici faaliyet belgesi verilen santraller olarak sıralanmıştı.

Ekoloji Birliği bileşenlerinden olan Turgut Yardımlaşma ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği de resmi bir yazı ile Muğla Valiliği ile Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’na Yatağan Termik Santrali’nin çalıştırılmasının ve maden sahasının durdurulması için başvuruda bulundu. Derneğin yönetim kurulu başkanı Kazım Erol‘un verdiği bilgiye göre, ilgili kurumlara 3 Ocak Cuma günü Yatağan Termik Santrali’nin de kapatılması talebi tüm hukuki dayanakları ile birlikte dilekçe olarak verildi.

Doğa, tarım ve tarih kıyımı hız kesmeden sürüyor!

Yatağan Termik Santrali’ne kömür sağlayan maden ocaklarının doğa, tarım ve tarih kıyımı hız kesmeden sürüyor. Yatağan’da termik ve madenler yüzünden bir çok köy taşındı ve geri kalan diğer köylerin de taşınabileceği ileri sürülüyor. Tüm ruhsat alanlarında madencilik faaliyeti yapılırsa Muğla’da zeytincilikle geçinen 48 köyün haritadan tamamen silinebileceği de belirtiliyor. Geleneksel geçim kaynağını yitirmemek için mücadele edip zeytinliklerini madencilere satmayan Turgut Köyü sakinleriyse KOAH, astım, bronşit, amfizem ve kanser ile mücadele ediyor.

Öte yandan bilim çevrelerinin raporlarına göre Yatağan Termik Santrali baştan sona hak ihlalleriyle de dolu. Turgut Köyü’ne 9 kilometre mesafede bulunan santral ile köy arasındaki açık maden sahası ve 93 parsellik zeytinliklerle birlikte arkeolojik buluntu alanları, Yeniköy ve Kemerköy Termik santrallerine kömür sağlayan açık kömür sahalarında incelemeler bilim çevrelerini dehşete düşürecek bulgular ve sonuçlar taşıyor. En başta sağlık sorunları olarak köylü yurttaşların kanser hastalığının pençesinde olması ise raporlarda önemli yer tutan ayrıntılar arasında.

Yukarıdaki bu video, termik santrallere “baca filtresi takmadan havayı kirletme izni verilmesi”ne dair AKP hükümeti tarafından Meclis’e getirilen teklifin AKP ve MHP’nin oyları ile kabul edildiği aynı gün, 21 Kasım 2019 tarihinde çekilmiştir!

Çok sayıda hak ihlali: Bilgi edinme hakkından, barınma hakkına kadar!

Turgut Yardımlaşma ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği ile Muğla Çevre Platformu‘nun (MUÇEP) çağrısı üzerine, Yatağan Termik Santralına yaklaşık 9 kilometre mesafedeki Turgut Köyü’nde incelemeler yapan Ekoloji Kolektifi, Yatağan Termik Santralının ve termik santrala kömür sağlayan açık ocak kömür madenlerinin Turgut’a etkilerini 2018 yılında raporlaştırmıştı. Özellikle “hak ihlalleri” konusunda ortaya çıkan sonuçlar Ekoloji Kolektifi’nin raporunda yaptığı hukuki değerlendirmelerle  şöyle özetleniyor:

  • Devletin yaşamı koruma yükümlülüğü kapsamında devletlerin yaşamı risk altında olan kişileri korunmasıyla ilgili etkin ve gerekli önlemleri alması beklenmektedir. Bu bağlamda devletin, yaşam hakkını korumak için etkili bir yasal ve idari çerçeve kabul etme yükümlülüğü söz konusudur. Tanık ifadeleri, gözlemlerimiz, bilimsel raporlar, yargı kararları ve içtihat­lar, Muğla ilinde faaliyetlerine devam eden üç termik santralın bölge hal­kının yaşam hakkını ihlal ettiğini göstermektedir.
  • Muğla ilinde yaşanan çevresel kirlilik halkın çevre hakkını ihlal etmek­tedir. Yüksek orandaki hava kirliliği halkı hasta etmekte ve ölümlere neden olmakta, besinler ve su kaynakları termik santralların faaliyetlerinden dolayı kirlenmekte, kömür çıkarma faaliyeti nedeniyle halk gürültü kirliliğine maruz kalmakta, kültürel ve tarihi değerler kısacası halkın hafızaları yok edilmekte, bunun yanı sıra halk yaşadığı çevreden, evlerinden ve mülklerinden koparılmaktadırlar.
  • Ayrıca santralların çevresel etki değerlendirmesinden muaf tutulmuş olması ve bu muafiyetin özelleştirme süreci sonrasında teknoloji değişikliği ve modernizasyon sürecine rağmen çevresel etki de­ğerlendirmesine tabi tutulmaması nedeniyle halkın katılımı süreci işletil­memiş, halkın yaşam alanlarının yakınında faaliyet gösteren kirlilik yayan bu tesisler hakkında bilgi sahibi olması engellenmiştir. Halkın ve gelecek kuşakların çevre hakkı tüm bo­yutlarıyla ihlal edilmiştir ve ihlal hâlâ devam etmektedir.
  • Muğla Milas bölgesinde bulunan Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralları ile Yatağan bölgesinde bulunan Yatağan Termik Santralı işletmesinin kü­lünün depolanmasından kaynaklanan sorunlar, radyasyon ve ağır metal sorunları, açık kömür işletmesinin yarattığı sorunlar, kömürün kamyonlar aracılığıyla naklinden kaynaklanan sorunlar, su sorunu, kükürdün geri kazanılması ve hava kirliliği sorunları sağlık hakkını doğrudan ihlal eder niteliktedir.
  • Muğla bölgesinde yok olan tarım alanları, sağlıksız gıda üretimi, kendi ürettiğini tüketen köylünün paket sağlıklı gıdaya erişiminin gelir dağılımı bakımından herkes için mümkün olmaması ve çevre hakkı ihlalinin gıda üretiminin sürdürülebilirliğini engellemesi beslenme hakkı­nı açıkça ihlal eder.
  • Bölgede yapılan arama ve kömür çıkarma faaliyetleri neticesinde kamu­laştırma yapılmış, çok düşük bedellere anlaşılarak halk göçe mecbur edil­miş, köyler boşaltılmıştır.
  • Termik santral ve açık kömür ocağı işletmeciliğinden kaynaklı kirlilik ne­deniyle insanlar konutlarında oturamaz hale gelmiştir.
  • Kamulaştırma, kamu hizmetlerinin kesilmesi doğrudan devlet zoruyla göçe neden olmakta iken yahut kömür çıkarma nedeniyle yaşanan toprak kayması yaşanması gibi fiili olaylar yoluyla da insanlar barındıkları yerleri, konutlarını terk etmişledir.
  • Halk anlatımlarına göre, özellikle santrallarda çalışan işçilerde solunum yolu hastalıkları ve termik santralların radyasyon oranından kaynaklı kan­ser, yaygın ölüm nedenleridir. Güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkının gerçekleştirilmesi ayrıca çevre ve sağlıkla ilgili riskler hakkında bilgiye ulaşabilme hakkını da gerek­tirir. Bu kapsamda işçilerin ne tür risklerle karşı karşıya olduklarını öğren­mek yapılan idari başvurularla mümkün olmamıştır.
  • Maden çıkarılan havza yakınındaki arkeolojik eserlerin maden arama ruhsat sahası içerisinde yer aldığını, bu nedenle çok büyük tehdit altında olduğunu söylemeliyiz. Maden arama sahasına yaklaşık 50 metre mesafedeki antik mezarlar da bu tehdidin en açık göstergesidir. Bu antik mezarların çıkarılması için yapılan kazının yüzeysel olduğunu deri­ne inmediği görülmüştür.
  • Halk anlatımlarına göre, idari merkezden dini merkeze giderken krallar tarafından kullanıldığı için “Kral Yolu” olarak tarif edilen yol da, bugün açık kömür havzası tarafından yok edilmiştir.
  • Bilgi edinme başvurularının bir kısmına yanıt verilmemiş, bir kısmına verilen yanıtta bilgi ve belgeye yer verilmemiş, bir kısmındaysa kısmi bilgi verilmiştir. Yurttaşlar ve kurumların yaptığı bilgi edinmeler dışında, bölgede faaliyet süresince yaşanan gelişmeler hakkında da halk bilgilendirilmemiştir.
  • Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan Termik Santralları için 1993 yılından önce yatırıma başlanılmış olması sebebiyle çevresel etki değerlendirmesi süreci işletilmemiştir.

Çalışma kapsamında santral ile köy arasındaki açık maden sahası ve 93 parsellik zeytinliklerle birlikte arkeolojik buluntu alanları, Yeniköy ve Kemerköy Termik santrallerine kömür sağlayan açık kömür sahalarında yapılan bilimsel ve ekolojik incelemeler sonucunda da aynı raporda yer verilen bulgular şöyle:

  • Genişleyen açık ocak kömür madeni Turgut Köyü zeytinliklerine yaklaşık 50 metre mesafeye gelmiş, madencilik çalışmalarının etkileri zeytin verimini daha da azaltmıştır.
  • Maden ocağını işleten Bereket Enerji firmasının Turgut Köyü sakinlerinin 93 parsel olarak nitelediği zeytinlikleri satın alıp bu bölgede madencilik faaliyeti yürütmek istemesi, zeytin üretimindeki düşüşü firma lehine bir gelişme haline getirmekte, zeytin üreticilerinin firmadan gelen arazi satışı tekliflerine karşı koymasını güçleştirmektedir.
  • Açık ocak kömür madeni, zeytin üreticilerini arazi satışına mecbur bırakabilecek bir etkiye sahiptir. Açık ocak kömür madeni için yapılan kazılar, madenin sınırlarındaki topraklar için heyelan riski oluşturmakta, bu da madenle ilgili önlem alınmadığı takdirde, zeytinliklerin bulunduğu arazilerde göçme başlaması halinde komşu arazilerde de heyelan riski oluşacağı, bu sürecin de nihayetinde Turgut Köyünün taşınmasıyla sonuçlanabileceği öngörülebilir. MUÇEP gönüllülerine göre, Yatağan Termik Santralına kömür sağlayan açık ocak kömür madeni 27 köyü tehdit etmektedir.
  • Yatağan’daki kamu sağlığı verileri hakkında büyük bir muamma söz konusudur. Yatağan Termik Santralının kurulumu ve işletmeye alınması ardından bölgedeki artan sağlık sorunları araştırmacıları ve halk sağlığı örgütlerini bu bölgede çalışma yapmaya itmiş, çalışmalarda tespit edilen olumsuzluklara rağmen idareler Yatağan’daki sağlık sorunlarına ilişkin bütüncül ve önleyici bir yaklaşım geliştirmemişlerdir.
  • Açık ocak kömür madenciliği faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen sondajlarda, suyun kömür yataklarından uzaklaştırılmaya çalışıldığını ve böylelikle kömürün çıkarılmaya elverişli hale getirildiğini aktaran Turgutlular, özellikle zeytinlikler çevresindeki su kaynaklarının kapasitesinin azaldığını belirtmektedir.
  • Yatağan Termik Santralı ile santrala kömür sağlayan açık ocak kömür madeni alanıyla aynı bölgeyi paylaşan arkeolojik alanların en önemlileri, Stratonikeia Antik Kenti ile Lagina’dır. Lagina Harabeleri Turgut Köyüne yaklaşık bir kilometrede mesafede olup, Stratonikea ise açık ocak kömür madeni yüzünden taşınan Eskihisar Köyünün eski yerleşimi yakınlarındadır. Stratonikeia Antik Kenti ile Stratonikeia’ya bağlı ibadet alanı niteliğindeki Lagina arasındaki, yerel halkın Kral Yolu olarak nitelediği yol maden tarafından yok edilmiş, bunu Muğla Valiliği de kabul etmiştir.

Yatağan Termik Santrali Hak İhlalleri hakkındaki bu rapor özetini indirmek için tıklayınız

Özer Akdemir‘in hazırlayıp sunduğu ‘Çepeçevre Yaşam’ programında Yatağan Termik Santral Kabusu!
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top