Buradasınız
Ana Sayfa > Coşkun Özbucak > Türkiye siyanür havuzu haline geliyor | Coşkun Özbucak

Türkiye siyanür havuzu haline geliyor | Coşkun Özbucak

Bir zamanlar kendi kendine yeten tarım ülkesi idik. Fazlamız da vardı. Bugün uluslararası tarım ve gıda şirketlerinin egemenliği altında kapitalist-emperyalist kuşatma altında can suyu ile idare eder hale getirildik. Temel politika, dışarıdan tarım ve gıda ürünleri almak biçimine dönüştü.

Bir zamanlar HES’ler belirleyici gündem oluyordu. Küçük dereciklerimiz bile HES’lerle doldu. EMO, Karadeniz’de yaptığı inceleme sonrası HES’lere gereksinim olmadığını belirtti. Önceden de HES’lere gereksinim var mıydı, tartışılır. HES’lerde enflasyon yaşanıyor!

Ülkemizde nedense gereksinim üzerinden bir planlama yapma geleneği unutuldu. Bu da bir sistem sorunu. Planlamalar kapitalist-emperyalist sistemin gereksinimine göre yapılınca halkın çıkarları göz ardı ediliyor.

Tarım politikalarında olduğu gibi HES’ler, JES’ler, RES’ler, termik ve nükleer santraller, taş ocakları, madenler de aynı anlayışla ele alınıyor. Halk değil, şirketlerin kazanması için olanaklar zorlanıyor. Yasalar, yönetmelikler yanında fiili uygulamalar da bu doğrultuda. Şirketlerin elini kolunu bağlayan yasalar, yönetmelikler hızla değiştiriliyor.

Şimdi ülkenin dört bir tarafında siyanürle altın ayrıştırması projeleri mantar gibi patlamaya başladı. Bu konudaki projeler de halkın, ülkenin gereksinimlerine göre değil, kapitalist-emperyalist sistem gereği tekellerin kazanması, daha da zenginleşmesi için yasalar çıkarılıyor, uygulamalar bu anlayışla geliştiriliyor.

Beş – on yıl önce birkaç yerde siyanürle altın ayrıştırma işletmelerinin adı bilinirken şimdi sayılamaz hale gelindi. Bergama, Gümüşhane gibi bir iki yerden sonra Artvin Cerrattepe, Ordu-Fatsa, Giresun-Bulancak’ın adı duyuldu. Şimdi Samsun da sıraya girdi. Buralardaki maden çalışmaları (özellikle de siyanürle altın ayrıştırma işletmeleri) parça parça büyütülüyor.

Bu bölgelerde MTA’nın sondaj çalışmaları hızlı biçimde devam ediyor. Sondaj çalışmalarını, “devlet yapıyor” algısı ile halk etkisizleştirilmek isteniyor. Kimi yerde bu konuda başarılı olsalar da kimi yerde halkın direnişiyle karşılaşıyorlar.

Biliyoruz ki MTA sondajı yapıp hangi madenin ne kadar olduğunu belirledikten sonra işletmecilik için ihaleye çıkarıyor. İhaleyi alan yerli ya da yabancı şirket talana başlıyor. Bu gidişle Karadeniz’in bazı bölgeleri parça parça büyütülerek maden sahası ilan edilecek. Ordu’da Fatsa ve Ünye ilçelerini içine alan maden bölgesi hazırlıkları planlı biçimde devam ediyor. Son aylarda hızla artan maden sondajları en önemli kanıtı oluşturmaktadır.

Kapitalist- emperyalist saldırı bununla da yetinmiyor. Artık küçük küçük alanlarda uğraşmak istemiyor. Halkın tepkileri büyüdükçe farklı yöntemler geliştiriliyor. Şimdi bir bölgenin, dağın her yerini maden alanı olarak ilan etmeye başladılar. Yerin üstü yok ediliyor. Üretici köylünün tarım arazileri talan ediliyor, zehirleniyor. Ormanlar kesiliyor. Sonuçta iklim değişikliği hızlandırılıyor. Yerin altı ise, şirketlere kazanç kapısı oluyor. Maden işletmesi olan şirketler kazanırken halk zarar görüyor.

Artık küçük alanlar yerine dağlar maden sahası oluyor. Çanakkale, Balıkesir’i kapsayan Kaz Dağları, Kütahya ve Uşak’ı kapsayan Murat Dağı, Tunceli’de Munzur Dağı, Manisa Turgutlu’da Çaldağı maden sahası oluyor.

Ülkenin yer üstü talan edilirken yerin altı yağmalanıyor. Artık yerel mücadeleler birleştirilmeli. Her yerdeki talan ve yağma birbirini etkilediğinden dayanışma ve birliktelik önemli.

Artvin Cerrattepe’ye akın akın gidildi, Kaz Dağları’na da insan seli aktı. Bunlar gelecek için örnek alınacak dayanışmalarımız, ama yeterli değil. Mücadeleler birleştirilmeli, ortak ses çıkarılmalıdır.

Ekoloji Birliği bunu başaracak adımlar atıyor.

Coşkun Özbucak
1958 yılında Ordu’da doğdu. Öğretmenliği süresinde kurucu başkanı olduğu Eğitim-Sen'de başkanlık ve yöneticilik yaptı. Mitinge Karşı Miting, Üzülme Güneş Yeniden Doğacak, Ordu’dan İnsan Manzaraları ve Dilek Ağacı adlı kitapları bulunuyor. Uzun yıllardır ekoloji mücadelesi içinde aktivist olarak yer aldı. ORÇEV YK üyeliği yanı sıra Ekoloji Birliği YK üyesi olarak da görev yaptı. Halen ORÇEV YK üyeliği görevini sürdürmektedir.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top