Buradasınız
Ana Sayfa > Bileşen Etkinlikleri > Yeni-Hasankeyf mağduriyetin adıdır! Gerçek Hasankeyf 8 Ekim’de halka kapatılmasın!

Yeni-Hasankeyf mağduriyetin adıdır! Gerçek Hasankeyf 8 Ekim’de halka kapatılmasın!

Hasankeyf Koordinasyonu tarafından basın ve kamuoyuna yönelik bir açıklama yapılarak, Batman valiliği kararı ile 8 Ekim tarihinde Hasankeyf’in halka kapatılıp giriş-çıkışların yasaklanması uygulamasına ve bu girişim öncesindeki varolan somut duruma dikkat çekildi. Hasankeyf Koordinasyonu tarafından konuya ilişkin basın ve kamuoyunun dikkatine sunulan açıklama şöyle:

Yeni-Hasankeyf mağduriyetin adıdır!

Daha önce yaptıkları açıklamalarla, Ilısu Barajı ve HES Projesi’nden sorumlu Devlet Su İşleri (DSİ) ve Batman Valiliği 8 Ekim 2019’de “Hasankeyf’i halka ve kamuoyuna kapatıp çembere almak” istiyorlar. Bu adımla sosyal, kültürel ve ekolojik açıdan büyük bir facia olan Ilısu Projesi ile, evrensel değerde kültürel ve doğal miras alanı olan Hasankeyf merkezinin su altında kalmasına hazırlanmak isteniliyor.

Batman il sınırını da etkilemeye başlayan Ilısu Baraj Göl’ü suları, kapakların Temmuz ayında kapatılmasından sonra her gün biraz daha Hasankeyf’e yaklaşıyor. Son haftalarda DSİ ekipleri Dicle Vadisi sakinlerini ve Hasankeyf’lileri evlerinden çıkarıyor. Hasankeyf’lilerin bir kısmı ‘Yeni Hasankeyf’te borçlanarak aldığı daireye taşınabilirken, bir kısmına bu hak bile tanınmayarak büyük kentlere göç ettiriliyor. Bu sosyal koparılış ve köksüzleştirme politikası, Eylül ayının ortasında yüzlerce mezarın Hasankeyf ve bir çok çevre köyden çıkarılmasıyla yeni bir boyut kazandı. 12 bin yıl boyunca şekillenen ve Moğolların bile yok edemediği bu olağanüstü yaşam merkezi, dar bir çevrenin ekonomik ve siyasi çıkarlarının sonucu olan Ilısu Projesiyle sonlandırılmak isteniyor.

Valiliğin açıklamasına göre 8 Ekim 2019’da, yani yarın, Hasankeyf’in kapatılması ve giriş çıkışların sonlandırılması bekleniyor. Diğer taraftan Hasankeyf’lilerin yarısından fazlası halen evlerinde yaşamaktadırlar. Yalnızca bu durum bile kapatmanın hemen gerçekleşmesinin çok mümkün olmadığını göstermektedir. Sürecin DSİ ve ilgili kurumların düşündükleri kadar hızlı yürümemesinde halkın direnci de etkilidir. Esnaflara geçen ay gönderilen tebligatla 10 Ekim’de dükkanların boşaltılması istense de bir çoğu bunu yapmamakta ısrarlı. Ayrıca Hasankeyf’in iki kilometre doğusundaki Hasankeyf-2 köprüsü de, tersi ifade edilse de, halen faaliyete geçmiş değil; teknik sorunlar devam etmektedir. Daha bu hafta sonu yapılan açıklamaya göre baraj gölünün suları Hasankeyf’e Aralık ayının sonunda ulaşılması planlansa da DSİ ve Batman Valiliği zor kullanarak, aceleyle Hasankeyf’i boşaltmak istiyorlar. Gelişen direniş ve kamuoyu baskısını öteleme için de Batman Valiliği bir antidemokratik karar daha alarak Eylül sonunda, 15 gün boyunca, Hasankeyf’te her türlü basın açıklaması ve etkinliği yasakladı ve kente yüzlerce yeni güvenlik gücünü yığdı.

Mağduriyetlerden biri ‘Yeni-Hasankeyf’te su içilememesi

Esnaflar dahil tüm halk ‘Yeni-Hasankeyf’teki yaşamı istememektedir, zaten son yıllarda kamulaştırma süreci bin bir sorunla baskı ve tehdit kullanılarak yürüdü. Topraklarından, anılarından, yaşam alanlarından koparılmalarının dışında ‘Yeni-Hasankeyf’te onları büyük bir mağduriyet beklemektedir. İnşa edilen binalar şimdiden çatlamakta ve içme suyu sorunu halen devam etmektedir. En son yapılan su tahlilleri, suyun içilmez olduğu ve hatta zehirlenme neden olabileceğine dair kaygıları ortaya koymaktadır. Yetkililer sorumsuz davranarak bile bile halkın sağlığını tehlikeye atmaktadır!

Ülkemizde son yıllarda çokça olduğu gibi akarsular boyunca şekillenen özgün ve zengin yaşamla beraber hafıza mekanlarımızda birer birer yok ediliyor. Son haftalarda Mardin-Dargeçit ve Siirt’te özellikle çok sayıda köy su altında kaldı. Dicle ve Botan nehirlerinin birleştiği noktada bulunan ve Mezopotamya’nın ilk liman kenti olan Tel-Fafan Antik Liman Kenti bunlardan yalnızca birisi. Set vurularak üreticilikten alınıp sürekli büyüyen kentlerin beton ve asfaltı arasında tüketici konuma getiriliyoruz. Bu bağlamda Ilısu Projesi, kapsam açısından, en büyük sosyal-kültürel-ekolojik yıkımlardan biridir. Hasankeyf’in planlı şekilde yok edilmek istenmesi asla ve hiç bir zaman kabul edilemezdir. Kaz Dağları, Munzur, Salda Gölü ve bir çok başka alan için mücadele eden halk ve ekoloji hareketleri için de kritik hafta ve aylar yaşandığını belirtmek istiyoruz. Ortak mücadeleye her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu tekrar vurgulamak isteriz!

Bern Sözleşmesi başvurusu

Dicle Vadisi boyunca endemik ve tehdit altındaki türlerin yok edilmesine karşı bugünlerde, Türkiye’nin de altına imza attığı Bern Sözleşmesine dayanarak Ilısu Projesine karşı harekete geçiyoruz. Bütün ekoloji ve diğer sivil toplum kuruluşları bizimle iletişime geçerek başvurumuza dahil olmalarını çağırıyoruz! Yada kamuoyuyla paylaşılan ve sosyal medya hesaplarımızda yer alan dilekçe ile de Bern’e başvurusu yapabilirler.

Telebimiz yeniliyoruz: Hasankeyf halka kapatılmasın!

DSİ ve Batman Valiliğinden Hasankeyf’in 8 Ekim’de kapatılmaması, mağduriyeti arttıran Hasankeyf halkının taşınma sürecinin bir an önce askıya alınması ve asıl önemli olan Ilısu Projesi’nin bir an önce durdurulmasını acil talep ediyoruz! Bu yanlışın neresinden dönersek dönelim hepimize kardır. Yeni katılımcı, şeffaf ve katılımcı bir süreç başlatalım. Dar bir kesimin çıkarları için değil, toplum ve doğa için hareket edelim! Hasankeyf İçin Geç Değil!

Hasankeyf Koordinasyonu

Twitter: @HasankeyfKoord ve @hasankeyfdicle
Instagram: @hasankeyfkoord
Facebook: @HasankeyfKoord ve @hasankeyfyasatmagirisimi
Email: hasankeyfkoordinasyonu@gmail.com ve hasankeyfgirisimi@gmail.com

Daha fazla bilgi için: http://www.hasankeyfgirisimi.net/

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top