Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > G20’de Türkiye’den Paris Anlaşması Şerhi

G20’de Türkiye’den Paris Anlaşması Şerhi

Paris Anlaşması’nı onaylamayan tek G20 ülkesi olan Türkiye, iki gün süren online G20 Zirve toplantısının sonuç bildirgesine ana teması iklim krizi olan Paris Anlaşması konusunda şerh koydu.

20 ülkeyi her yıl bir araya getiren G20 zirvesi bu yıl Riyad’da Kovid-19 salgını nedeniyle çevrimiçi olarak düzenlendi. G20 tarihindeki 15. ve Suudi Arabistan dönem başkanlığında düzenlenen ikinci Liderler Zirvesi’nde, Paris Anlaşması’nı imzalayan ülkelerin 2020 itibarıyla uzun vadeli düşük seragazı emisyonuna ulaşma stratejilerini raporlamayı kabul ettiklerini hafta sonu görüşmelerinde belirtmelerinin ardından G20 Sonuç Bildirisi yayımlandı. İki gün süren zirve, hazırlanan bildirinin açıklanmasının ardından son buldu.

Türkiye’den Paris Anlaşması maddesi için şerh

Türkiye, Sonuç Bildirgesi’ndeki Paris Anlaşması’na vurgu yapan madde hakkında ek bir açıklama yaparak sonuç bildirgesine eklettirdi. Bu, Türkiye’nin oybirliğiyle karar alınan bildirgenin içeriğine katılmakla birlikte belirli çekincelerinin de bulunduğunu belirten bir şerh koyması anlamına geliyor.

Türkiye’nin itirazı, G20 resmi sitesinde, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Pozisyonu Üzerine Başkanlık Açıklaması” başlığıyla yer aldı ve basına servis edilen sonuç bildirgesinin ekleri arasında belirtildi. G20 sitesinde “Aşağıdaki açıklama Türkiye Cumhuriyeti’nin talebi üzerine yayımlanmıştır” şekliyle yer alan Türkiye’nin itirazının tam metni şöyle:

“Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadeleye azami önemi gösterir ve küresel iklim eylemine aktif olarak katkıda bulunurken, UFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) kapsamında adil bir statüye ulaşma konusundaki kararlılığını da ifade etmektedir. Bu nedenle Türkiye Kyoto Protokolünü onaylamış ve Paris Anlaşması’nı imzalamıştır. Mevcut iklim mimarisindeki adaletsiz statüsü nedeniyle Türkiye, Paris Anlaşması’nı henüz onaylamamıştır. Türkiye’nin küresel iklim eylemine dair anlayışı uluslararası çabalara, iklim değişikliği rejiminde açık olarak belirtildiği gibi ortak ama farklılaşan sorumluluklar ve herkesin olanakları ölçüsünde katılması çerçevesinde hakkaniyet ölçüsünde katkıda bulunmaktır. Seragazı emisyonlarında ihmal edilebilir düzeyde (yüzde 1’den az) tarihsel sorumluluğu bulunan gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, bütün tarafların karşılıklı anlayışı ve katkısıyla bu soruna adil, makul ve tümüyle tatmin edici bir çözümün mümkün olan en kısa zamanda, tercihen COP26’da (26.  Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı) bulunmasını dört gözle beklemektedir. Bu meseleye karşılıklı kabul edilebilir bir çözümün getirilmesi Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesindeki çabasını artırmasını mümkün kılacaktır.”

Liderler Bildirisinde Ne Deniyordu?

G20 zirvesinin sonunda kamuoyuna ilan edilen liderler bildirisinin 33. maddesinde küresel iklim değişikliğiyle uluslararası mücadeleye vurgu yapılırken, 2021’de düzenlenecek 26.  Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda Paris Anlaşması doğrultusunda kararlar alınmasına bütün G20 üyelerinin destek vereceği belirtiliyordu.

Paris Anlaşması’na onay vermeyen tek G20 ülkesi Türkiye

Tükiye karbon emisyonlarının sınırlandırılmasını öngören Paris Anlaşması’nı onaylamayan G20’deki tek ülke. 188 ülke tarafından imzalanıp onaylanan anlaşma 8 ülke; Eritre, İran, Irak, Libya, Güney Sudan, Türkiye ve Yemen tarafından imzalandığı halde onaylanarak resmiyet kazanmamıştı. Bu ülkeler anlaşmanın karbon emisyonu sınırlamalarında gelişmekte olan ülkelere yeterince istisna tanımaması nedeniyle bir adaletsizliğe neden olduğunu ileri sürüyor.

Öte yandan; Zirvenin sonuç bildirgesinde bütün G20 üyeleri, 26. BM İklim Değişikliği Konferansı’nda Paris Anlaşması doğrultusunda kararlar alınmasına destek vereceklerini belirtirken. Türkiye’nin bu maddeye yönelik bir şerh yayımlaması endişeyle de karşılanıyor.

Çünkü Türkiye’nin iklim krizindeki sorumluluğu kendisiyle benzer nüfusa sahip pek çok ülkeyle, hatta Avrupa ülkelerinin bir çoğuyla aynı veya çok yakın. Bu nedenle mutlak emisyonlarını azaltmak için somut hedef belirlemek zorunda. Bu hedefi tutturmak için de kömürden vazgeçmek, fosil yakıtlardan uzaklaşmak, karbonsuz bir ekonomiye doğru hızlı dönüşüm için harekete geçme zorunluluğu var. Bu zorunluluk da Paris Anlaşması’nın onaylanmasını gerektiriyor.

Karbon emisyonundaki artış

2017’de yayınlanan ve çok ses getiren fosil karbondioksit emisyonu raporuna göre Türkiye, 1990-2020 arasında yüzde 186.6’lık artışla CO2 emisyonunda en çok artış yaşayan Avrupa ülkesi olarak öne çıkmıştı. 2015’ten bu yana CO2 emisyonu yüzde 3.5 artmış durumda.

ABD’nin değişen pozisyonu

G20’de Paris Anlaşmasına yönelik ilk itirazın yaşandığı 2018’de Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde de Paris Anlaşmasına vurgu yapılmış, ABD, anlaşmadan çekilme kararında olduğunda vurguladığı bir maddeyi sonuç bildirgesine koydurarak kendisini diğer G20 üyelerinden ayırmıştı. 

Paris Anlaşmasından çekilmek Trump yönetimi dış politikasının en dikkat çekici hamlelerinden birini oluşturuyordu. Tarihin bir ironisi olarak 4 Kasım 2020’de de ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesi resmiyet kazanırken, Donald Trump’ın da ABD Başkanlık seçimini kaybetmekte olduğu ortaya çıkıyordu. 

Yeni başkan Joe Biden, Paris Anlaşması’na döneceğini defalarca vurgulayarak deklare etmiş durumda. ABD’nin bu yüzden, 2020 G20 Liderler Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nde Paris Anlaşması’na yapılan atıflara özel olarak itiraz etmediği değerlendirmesi yapılıyor. 

Paris Anlaşması Nedir?

Ana teması iklim krizi ile mücadele ve küresel ısınmanın azaltılması için atılacak adımların planlanması olan Paris Anlaşması, 2015’te Paris’te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde bir anlaşma. Amacı; küresel ısınma 2 °C altında kalacak, hatta 1.5 derece altında çalışacak, 2020’de başlayacak. Dünyada az sayıda ülke anlaşmayı onaylamadı. Anlaşma içinde somut hedefler; karbon emisyonunun azaltılması, bu hedefi tutturmak için de kömürden vazgeçmek, fosil yakıtlardan uzaklaşmak, karbonsuz bir ekonomiye doğru hızlı dönüşüm için harekete geçme olarak belirlenmişti.

Dünya Haberleri
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top