Buradasınız
Ana Sayfa > Bileşen Etkinlikleri > Çukuralan Altın Madeni bölgeyi tehdit ediyor

Çukuralan Altın Madeni bölgeyi tehdit ediyor

Çukuralan’da yapılmak istenilen kapasite arttırımı ile Bergama Kozak Yaylası, Balıkesir, Dikili, Ayvalık, Altınova ve civarının içme suyu ihtiyacını karşılayan Madra Barajı ve Dikili Nebiler Bölgesi’nin tehdit altında olduğu ifade edildi.

Dikili’nin İlçe sınırları içerisinde yer alan Çukuralan Mahallesi’nde, kayyım tarafından yönetilen Koza Altın İşletmeleri’nce yapılmak istenilen Çukuralan Maden Ocağı 3’üncü kapasite artırımı ile ilgili duruşma İzmir 6.İdare Mahkemesi’nde görüldü.

Bergama‘nın fıstık çamıyla ünlü Kozak Yaylası’nın yanı başında bulunan Çukuralan Altın Madeni, 2017 yılında Bakanlığa başvurdu ve 3’üncü kez kapasite artışı istedi. Bunun üzerine projeye ilişkin ÇED olumlu kararı verildi. Ancak yurttaşlar, Bergama Belediyesi’nin önceki dönem yönetimi ve EGEÇEP bu işleme karşı dava açtı. Yargılama neticesinde projenin Madra Barajı ve Nebiler Şelalesi’ne yakınlığına dikkat çekilerek iptal kararı verildi. İptal kararı üzerine Bakanlık 2009/7 sayılı genelgeyi devreye soktu ve yeni bir ÇED süreci başlattı.

BERGAMA BELEDİYESİ’NİN DAVADAN ÇEKİLMESİNE TEPKİ

Yargıya taşınılan konunun ilk duruşması ise 23 Kasım Cuma günü yapıldı. 31 Mart yerel seçimlerinde Bergama Belediyesi’nde göreve başlayan AK Parti yönetiminin, davadan çekilmesi ise vatandaşların tepkisini çekti. Konuyu değerlendiren Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel şunları söyledi; “Her kapasite artışıyla binlerce ağaç kesiliyor, gözümüzün önünde doğa katlediliyor. Açtığımız davaları defalarca kazandığımız halde AKP iktidarı marifetiyle çıkarılan 2009/7 sayılı genelge yargı ve bilim insanlarının kararları boşa çıkarılıyor. Ülke çapında Cumhuriyet tarihinin en büyük doğa talanı yaşatan AKP iktidarı bölgemizde de Bergama’nın AKP’li belediyesi bu davadan çekilerek bu ihanete ortak olmuştur. İzmir’in ve Dikili’nin CHP’li belediye başkanları Çukuralan’da ki doğa katliamına seyirci kalmamalıdırlar. Onları yöreye sahip çıkmaya çağırıyorum. Buradan Ovacık’a taşınan cevherle yöre köylülerinin sağlığını da tehdit eden bu faaliyet artık durdurulmalıdır. Aksi halde 4.kapasite artışıyla sırada Kozak yaylası olacaktır” dedi.

ÇUKURALAN’IN DOĞASI BOZULDU, GERİYE DÖNÜŞ MÜMKÜN DEĞİL

Mahkemede önceki dosya ile birlikte yeniden keşif yapılmasını talep eden ve sosyal medya üzerinden süreç ile ilgili bir açıklama yapan Avukat Arif Ali Cangı; “Çukuralan’da 2009 yılından bu yana, Bergama Ovacık Altın Madeni/Kimya işletmesinde ayrıştırılmak üzere altın madeni cevheri çıkartılıyor. İlk projenin izinlerinin hemen ardından kapasite artırımına gidildi, o yetmedi ikinci kez kapasite artırımına gidildi, şimdi de üçüncü kapasite artırımı yapılmak isteniyor. Geride kalan üç proje için verilen çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının iptali davaları reddedildi. Yapılan yargılamalar düzgün yapılmadı, adil olmayan yargılamalar ve madenin hoyratça çalıştırılması sonunda Çukuralan’ın doğası geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde bozuldu” dedi.

MEŞHUR GENELGEYLE ÇED SÜRECİ YENİDEN BAŞLADI

Cangı açıklamasında; “Üçüncü kez kapasite artırımı ile yapılacak işletme sonunda doğadaki yıkımın katlanarak devam edeceği her halinden belli. O yüzden açılan davada, yapılan keşif ve düzenlenen bilirkişi raporu sonrasında mahkeme önce yürütmeyi durdurma, ardından iptal kararı verdi. Bunun üzerine ne yapılması gerekiyor? Hukuk güvenliği olan bir yerde, bu iş artık sona erer, maden ocağı olabildiğince rehabilite edilerek kapatılır. Biz de ise öyle olmadı; şu meşhur 2009/7 sayılı genelgeye dayanılarak yeniden ÇED süreci başlatıldı” ifadelerini kullandı. Cangı ayrıca; “Mahkeme kararındaki; Çukuralan’da 3.kez kapasite artırılarak işletilecek altın maden sahasının ‘Madra Barajının göl alanında olması, maden atık sularının deşarj edildiği Çökek Deresinin doğal sit ve mesire yeri olan yaklaşık 5 km güneydeki Kültür ve Tabiat Varlığı olan Nebiler şelalesine drene olması’ gerçeği bir raporla, nasıl düzeltilir? İşte bunun davası görülüyor” dedi.

KONU AYM’YE TAŞINMIŞTI

Bakanlığın bu başvuruyu görmezden gelerek reddetmesi ve ÇED sürecine devam etmesi üzerine çevreciler harekete geçmiş, söz konusu davanın yerel mahkeme ve Danıştay tarafından reddi üzerine konuyu AYM ye taşımıştı. Başvuru 2009/7 sayılı genelgenin kapsamı ve çevre davalarında mahkeme kararlarının etkisizleştirilmesi amacıyla kullanımına ilişkin AYM’nin göstereceği tavır açısından önem taşıyor. 

Kaynak: Ajans Bakırçay

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top