Yoksullaşmanın elektrikçesi | Mehmet ÖzdağMehmet ÖzdağYazarlar by Mehmet Özdağ - 9 Nisan 20201 Aralık 20230 Dar gelirli halk kesimlerinin güzel günlere ulaşabilmesi için, bu ölümcül dönemlerde önce hayatta kalmayı başarması gerekecek.Geniş halk kesimlerinin her geçen gün yoksullaştığı, mülksüzleştiği ve işsizliğe mahkûm olduğu kapsamlı ve süreklilik arz eden ekonomik krizin etkilerine bir de korona (COVID-19) ile bağlantılı hesapta olmayan trajik gelişmeler eklendi.Kronikleşen yoksullaşmanın virüs etkisinden (COVID-19) arındırılmış son bir yıllık fotoğrafını Samsun özelinde elektrik faturaları üzerinden ortaya koymaya çalışacağız. Elektrik faturasını ödeyemeyen mesken aboneleri için 1 Mart 2019 tarihinde yürürlüğe konulan “Elektrik Tüketim Desteği” ile hanedeki kişi sayısı kriteri dikkate alınarak aylık; 75 kWh, 100kWh, 125 kWh ve 150 kWh olmak üzere dört kategoride elektrik faturası desteği sağlanmaya başlanmıştı.Elektrik Tüketim Desteği alan mesken abonelerinin (tek zamanlı, tek terimli) 1 Ocak 2020 itibaren geçerli elektrik tarifesine göre hanede yaşayan kişi sayısına göre 75 ile 150 kWh arasındaki fatura destek tutarları;5 kişi veya üstünde kişinin yaşadığı haneler için 150 kWh aylık tüketimin tutarı: 106.53 Tl,4 kişinin yaşadığı haneler için 125 kWh aylık tüketimin tutarı: 88.77 TL,3 kişinin yaşadığı haneler için 100 kWh aylık tüketimin tutarı: 71.02 TL,2 kişinin yaşadığı haneler için 75 kWh aylık tüketimin tutarı: 53.26 TL.Hızla yoksullaşıyoruzElektrik Tüketim Desteği’nden Samsun il genelinde faydalanan mesken abone sayısı başlangıçta yaklaşık beş bin (4 bin 713) iken bir yılda on üç binden fazla bir sayıya (13 bin 212) ulaşmış durumda. Elektrik Tüketim Desteği alan mesken abone sayısı 10 ayda yüzde 160 artış göstermiş durumda.Faturalar ödenemiyorSamsun’da 2018 yıl sonu itibarıyla toplam mesken abone sayısı 683 bin 624 olduğu göz önüne alındığında her yüz haneden ikisi elektrik faturasını ödeyememektedir. Elektrik mesken abonelerinin durumunu gösteren başka bir gösterge de enerji kesme sayılarıdır. Samsun’da 2019 yılı içerisinde toplamda 139 bin 682 adet kesme işlemi yapıldığı görülmektedir. Kesme işleminin beş katı ihbar sayısı olduğu göz önüne alındığında yaklaşık 700 bin adet gecikmeli fatura ödemesi olduğu ortaya çıkmaktadır (Zamanında ödenmeyen fatura sayısı yaklaşık yüzde 5). Kesme bağlama bedellerinin alçak gerilim mesken aboneleri için 37.30 TL ve orta gerilim için 189.80 TL olması da dar geliriler için ayrı bir külfet, çünkü zamanında ödenmeyen faturalar için zaten yasal gecikme fazileri alınıyor. Bu bedelin de mutlaka aldırılması gerekmektedir. Abone grupları dağılımına bakıldığında, zamanında ödenmeyen faturaların yaklaşık yüzde 80’inin mesken abonelerine ait olduğu anlaşılmaktadır. Samsun, mesken aboneleri başına ortalama elektrik tüketimi aylık olarak 160 kWh olup bu da yaklaşık 110 TL etmektedir.Daha fazla destekKoronavirüs nedeni ile hiç hesapta olmayan pek çok harcama, başta temizlik malzeme giderleri zorunlu giderler arasına girdi. Sadece bununla kalmadı, sosyalleşmenin zorunlu olarak azaltılmasının beraberinde pek çok sektör çeşitli biçimlerde olumsuz etkilendi ve bu olumsuzluk ilk olarak çalışanlara yansıdı. Özellikle sendikasız iş yerlerinde krizi fırsata çevirme kurnazlığındaki işverenler sayesinde işten atma, ücretsiz izin, esnek ve güvencesiz çalışma dayatmaları da arttı. Bu gelişmelere bakıldığında zamanında ödenemeyen faturaların katlanacağını ve kesme işlemlerinin artacağını söylemek falcılık olmaz. Ayrıca virüs etkisinden arındırılmış halde bile elektrik faturalarını ödeyemeyen hane halkının şimdi daha fazla desteğe ihtiyacı olacağı açık.Kamusallığı hatırlayalım18 Mart tarihli Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısında, sabır ve dua ile bugünlerin aşılacağı ve daha güzel günlerin görüleceği Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ifade edilmiş. Malum sınıflı bir toplumda yaşıyoruz, bu müjdeli ve güzel gelecek hangi sınıfsal toplum için acaba? Dar gelirli halk kesimlerin güzel günlere ulaşabilmesi için, bu ölümcül dönemlerde önce hayatta kalmayı başarması gerekecek. Bunun için stratejik sektörlerin başında yer alan “enerji sektöründe kamulaşma” politikasını yeniden hatırlayıp şirketlere daha fazla kaynak aktarılmasının önüne geçmekten başka çare yok. Yazarımızın bu yazısı Cumhuriyet‘te yayınlanmıştırSonraki yazıÖnceki yazı Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print