Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > TURÇEP: Topraklarımıza sahip çıkacağız!

TURÇEP: Topraklarımıza sahip çıkacağız!

TURÇEP (Turgutlu Çevre Platformu) tarafından 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada “10 yılı aşkın zamandır bu toprakları vahşi madenciliğe karşı savunmakta olan bizler, Çaldağı’nda uygulanmak istenen madencilik projesine geçit vermeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz” denildi.

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün bayram ve 9 günlük tatile rastlaması dolayısıyla basına yazılı olarak yapılan TURÇEP’in basın açıklamasının, yurt genelinde diğer ekoloji örgütleri ile zamandaş şekilde ve TMMOB Çevre Müh. Odası’nın “ABD ve AB’nin çöplüğü olma yolunda ilerliyoruz” başlıklı ‘Türkiye Raporu’nu açıklamasının hemen ardından yapılması dikkat çekti.

TURÇEP, Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamasında, “Yaşadığımız toprakların yeryüzünde eşi benzeri bulunmaz, dünyanın en bereketli toprakları olduğunun bilincindeyiz. 10 yılı aşkın zamandır bu toprakları vahşi madenciliğe karşı savunmakta olan bizler, Çaldağı’nda uygulanmak istenen madencilik projesine geçit vermeyeceğimizi bir kez daha bu vesile ile belirtiyoruz” derken, ekoloji mücadelesindeki kararlılığını ise “Bizler davamızda son derece haklıyız ve bu madene asla geçit vermeyeceğiz. Dünyanın en bereketli topraklarını dünyada hiç bir ülkede izin verilmeyen bir vahşi madencilik projesine kurban vermeyeceğiz, ama gerekirse canımızı vereceğiz!” şeklinde ifade etti. TURÇEP’in basın açıklaması şöyle:

Yaşam alanıma, tarım arazime dokunma!

Uygulanmakta olan yanlış çevre politikaları, artık kamuoyu vicdanını rahatsız edici boyutlardadır. Doğanın sadece sermaye kuruluşlarının çıkarı için özelleştirilmesine kadar dayanmaya başlayan yanlışlar zinciri, tüm canlıların yaşam kaynağı olan doğadaki ekolojik yaşamı bir rant kapısı haline dönüştürürken, çevresel facia tehdidi ortak yaşam alanlarımızı kuşatacak boyutlarda büyümüş, en verimli tarım arazilerini, ormanlarımızı ve sulak alanları yok edecek şekilde saldırganca tahrip etmeye başlamıştır. Büyükşehir belediyeciliği ile birlikte köylerin mahalle haline getirilmesi sonucu bu tehdit daha da büyümüş, en verimli tarım alanları bile sanayileşme ve imara açılarak yaşam ve yerleşim alanlarımızı da kuşatacak şekilde ciddi çevresel tehditlere karşı korunmasız hale getirilmiştir. Bu nedenle “yaşam alanıma ve tarım arazime dokunma” şeklindeki haykırışımızı daha da yükselteceğiz.

Madene ve JESlere hayır!

Yeni bir ölümcül tehdit olan, daha şimdiden tarım alanlarını ciddi çevre faciası ile yüzyüze getirdiği görülen Jeotermal projeleri ile Manisa ovasının delik deşik edilmesine göz yummayacak, bor ve arsenikin doğaya salınımını olduğundan daha tehlikeli hale getiren JES projelerine karşı duracağız. Alaşehir’deki jeotermal patlamalar çok şey anlatmaktadır. Ayrıca Orman ve Su İşleri Bakanlığının 14 Ağustos 2017 tarihli Manisa ve İzmir valilerine gönderdiği, bölgedeki zararlı etkileri bilimsel verilerle ortaya konularak “artık madencilik ve JES projeleri için izin verilmemesi”ni istediği yazı ortada dururken, bu projeler için hâlâ yeni ihaleler açılması ve izinler verilmesini ne mantıken ne de vicdanen kabul edebilmek mümkün değildir. Bu ihale ve izinlerin iptal edilmesini istiyoruz. Çünkü yapılan yanlışların vahamet derecesinin ciddi şekilde yükseldiğini görmekteyiz.

Doğayı ve yaşamı savunmaya devam edeceğiz!

18 Şubat 2019 tarihinde çevre sorunları için “vicdan hareketi” başlattıklarını da açıklamasında hatırlatan TURÇEP, “Çünkü bu dava vicdanı büyük olanların davasıdır” diyerek, “Doğayı ve yaşamı savunuyoruz, tüm vicdanlar harekete geçene kadar da savunmaya devam edeceğiz” dedi.

TURÇEP’in Dünya Çevre Günü açıklaması “Doğa hepimizindir, sermaye guruplarının çıkarı için metalaştırılıp özelleştirilemez! Milyonlarca yurttaşımızın yaşam ve geçim kaynağı olan Gediz vadisi ile birlikte Manisa ovası, sermaye gruplarının çıkarı için kimyasal ve vahşi madencilik projelerine, jeotermal, termik santral ve çarpık sanayileşmeler ile benzer tehditlerin yaratacağı çevre felaketlerine asla feda edilemeyecek kadar değerlidir. İnsanı ve halkı yok sayacak derecede sadece sermayenin çıkarını kollayan, halkın mülkünü acele kamulaştırmalarla sermaye gruplarına peşkeş çeken, ekolojik yaşamı rant kapısı haline getiren uygulamaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Çünkü ortak yaşam alanlarımız ve tarım bölgelerinin feda edilmesi sonucunda yaratılan ekolojik yıkım, artık insanca yaşam hakkını da doğrudan tehdit edici boyutlara varmıştır!” şeklinde sona eriyor.


Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top