Buradasınız
Ana Sayfa > Haberler > “Termik santraller 7 kat fazla öldürüyor”

“Termik santraller 7 kat fazla öldürüyor”

Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yapılan analizlere değinen TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helil İnal Kınay, 2017 yılında Türkiye’de hava kirliliğinden kaynaklı ölümlerin sayısının, trafik kazaları kaynaklı yaşanan ölümlerin sayısının yedi katı olduğunu söyledi.

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Helil İnay Kınay, termik santralleri, “elektrik üretimi için kömür yakması sebebiyle, iklim değişikliğine neden olan sera gazı salımlarının ana endüstriyel kaynağı” diye tanımlıyor. Ülkedeki 27 kömürlü termik santralin 16’sında taş kömürü ve linyit kullanıldığını belirten Kınay, Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yapılan analizlerine de değindi. Kınay, 2017 yılında Türkiye’de hava kirliliğinden kaynaklı ölümlerin sayısının, trafik kazaları kaynaklı yaşanan ölümlerin sayısının yedi katı olduğunu söyledi.

YILDA 2 BİN 876 ERKEN ÖLÜM VAKASI

İlk Ses Gazetesi‘ne yaptığı açıklamada, İzmir Aliağa‘nın içler acısı durumuna da dikkat çeken Kınay, termik santraller konusundaki ülkedeki politikayı da eleştirerek “Maalesef Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla hem sayı hem de kapasite bakımından en fazla termik santral planlayan ülkedir” dedi. Kınay açıklamasında “Kömür ve linyit yakılması ile partikül madde, karbon monoksit, kükürt dioksit, azot dioksit ve diğer kirleticiler havaya salınmaktadır. 2016 yılında yayımlanan ‘Avrupa’nın Kara Bulutu Raporu’nu hatırlatıyor. Avrupa Birliği’nde 257 kömürlü termik santralin yarattığı hava kirliliği nedeniyle yılda 22 bin 900 erken ölüm gerçekleşmiş. 2015 yılında yayımlanan ‘Ödenmeyen Sağlık Faturası Raporu’na göre, Türkiye’deki termik santrallerin yarattığı hava kirliliğinden dolayı yılda 2 bin 876 erken ölüm vakası meydana gelmiş” ifadelerine yer verdi.

EK SÜRE ‘KİRLETME HAKKI’ GETİRİYOR

Termik santrallere ilişkin ek süre verilmesi teklifini ise “Halk sağlığı, temiz hava hakkı, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkı hiçe sayılarak ‘kirletme hakkı’ getirilmekte” diye niteleyen Kınay, “Ülkemizdeki mevcut özelleştirilen termik santrallerin tüm muafiyetlere rağmen hâlâ çevresel yatırımlarını gerçekleştirmemiş olmaları kabul edilemezken; muafiyet sürelerinin tüm bu olumsuzluklara rağmen uzatılması ve zaten çevresel olarak sorunlu olan bu tesislere tekrar tekrar ‘kirletme hakkı’ verilmesi yaşamlarımızın da hiçe sayıldığının bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.

BOZKÖY’ÜN VERİLERİ PAYLAŞILMIYOR

Bazı bölgelerde bulunan termik istasyonlardaki verilerin paylaşılmadığını belirten Kınay, “Sanayi kaynaklı kirleticilerin ana kaynağı Aliağa’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait Aliağa, Menemen, Yeni Foça ve Bozköy’deki istasyonların verileri hâlâ paylaşılmamaktadır. Özellikle Bozköy İstasyonu verileri Aliağa kaynaklı hava kalitesinin değerlendirilmesinde önemli bir bileşendir. Bu kapsamda kentin en önemli kirletici kaynağı olan bu bölgedeki ölçüm ve değerlendirme sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Sanayi kaynaklı kirleticilerin ana kaynağı Aliağa’da ölçüm istasyonu verilerinin paylaşılamaması İzmir kenti hava kalitesi verilerinin de yetersizliğini ortaya koymaktadır” diye konuştu.

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top