Buradasınız
Ana Sayfa > Özer Akdemir > Koronavirüs bu defa da Kazdağları talanına mı kılıf yapılıyor?

Koronavirüs bu defa da Kazdağları talanına mı kılıf yapılıyor?

Kaz Dağı‘nda altın madenine karşı 275 gündür devam eden “Su ve Vicdan nöbeti” koronavirüs gerekçesi ile bitirilmek isteniyor.

Kaz Dağı‘nda, Çanakkale’nin içme suyunu sağlayan Atikhisar barajı yakınlarındaki Kirazlı mevkiinde işletilmek istenen altın madenine karşı 275 gündür devam eden “Su ve Vicdan nöbeti” koronavirüs gerekçesi ile bitirilmek isteniyor. Günlerdir maden alanını gözleyen Balaban mevkiindeki çadır direnişçilerinin ormana giriş çıkışları Çanakkale Valiliği tarafından yasaklanırken, valiliğin drone uçuşlarına da yasak getirmesi orman katliamının yeniden başlayacağı endişelerini güçlendirdi. Ekoloji örgütleri Kaz Dağı direnişinin yasaklanması girişimine tepki göstererek İl Hıfzısıfhha Kuruluna aldıkları kararın gözden geçirilmesi talepli dilekçeler verdi.

“ÇADIR DİRENİŞİNİ BİTİRİN” TEBLİGATI

Çanakkale İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun 13 Nisan 2020 tarihinde aldığı karar Kaz Dağı’nın altın madencileri tarafından talanına karşı mücadele edenleri endişelendirdi. Görünüşte Covid-19 pandemisinin yayılımına engel olmak ve tarımsal üretimin kesintisiz sürmesi gerekçelerine dayandırılan İl Hıfzısıhha Kurulu kararının ikinci maddesinde “Orman Bölge Müdürlüğü’nün izni olmadan ormanlık alanlara girilmesi, konaklanması, gecelenmesi, drone uçuşu, gösteri, toplantı, program yapılması” da yasaklandı. Bu karar çok geçmeden Balaban mevkininde altın madencilerinin doğa katliamına karşı devam eden çadır nöbetinin 270. gününde çadır direnişçilerine tebliği edilerek alanın boşaltılması istendi. Tebliğde alanın boşaltılmaması durumunda 3 bin liranın üzerinde idari para cezası kesileceği ve kolluk kuvvetlerinin zor kullanması ile çadırların kaldırılacağı ifade edildi. 

UYGULANAN ÇİFTE STANDART AMACI ELE VERİYOR

Salgın gerekçe gösterilerek kendilerinin bölgeden ayrılmaya zorlanmasının direnişi bitirme ve maden şirketinin çalışmalarına olanak tanıma amacını taşıdığını söyleyen çadır direnişçileri ise salgından itibaren kendilerini alana izole ettiklerini ve gerekli tüm önlemleri aldıklarını belirterek amacın salgının yayılımını önleme değil Kaz Dağı direnişini bitirerek madencilerin çalışmasına olanak tanımak olduğunu dile getirdiler. Nitekim çadır direnişçilerine hatta drone uçuşlarına bile yasak hale getirilen ormanlarda altın madencileri çalışanlarının girip çıkmasına ses edilmemesinin olaya yaklaşımdaki çifti standardı ve ardındaki amacı ortaya koyduğunu dile getirdiler.

EKOLOJİ BİRLİĞİ: YAŞAM SAVUNUCULARI TEHDİT OLARAK GÖRÜLEMEZ

Kaz Dağı’nın korunması mücadelesinde bugün 275. güne ulaşan çadır direnişinin pandemi gerekçesiyle bitirilmeye çalışılmasına ekoloji örgütleri tepki gösterdi. Ekoloji Birliği yaptığı yazılı açıklamada, “Çanakkale’de şehir merkezinde ve köylerde yaş nedeniyle evden çıkamayanlar dışında insanların büyük bir bölümü sokaklarda rahat rahat dolaşırken ve iş yerlerinde çalışırken, Çanakkale’deki maden projeleri ve termik santralde işçiler çalışmaya mecbur bırakılmışken, Kirazlı’da halen Alamosgold (Doğu Biga A.Ş.) çalışanları ormanın içinde bulunmakta iken, Kirazlı’da çadırda bulunan yaşam savunucularının Kovid yayılımı için tehdit olarak görülmeleri kabul edilemez bir durumdur” denildi. 

“DRONE YASAĞI NEYE HİZMET EDİYOR?”

Pandeminin başladığı günden bugüne kadar nöbet alanındaki yoğunluğun azaltılarak izolasyon uygulandığı ve hijyen koşullarının arttırıldığının altını çizen Ekoloji Birliği, “Kazdağları’ndaki evleri sayılan çadırlarında, nöbet alanında izole koşullarda kalan yaşam savunucularının tahliye edilmesi ve salgının gittikçe daha çok yayıldığı ülkemizde şehirlerarası yolculuğa zorlanmaları arkadaşlarımızın hayatlarının riske atılması demektir” denildi.

Ekoloji Birliği; drone uçuşlarına getirilen yasağın da neye hizmet ettiğinin belli olmadığını belirterek, “Çanakkele’deki tüm madencilik faaliyetleri ve termik santraller durdurulmalı ve çalışanlarına ücretli izin verilmelidir. Ruhsat süresi dolduğu halde halen 400 bin ağacı kesen ve ormanlık alanda ruhsatsız olarak bulunan Alamos Gold’a (Doğu Biga Madencilik) göz yumulurken, Kaz Dağları nöbetini bitirme niyetiyle uygulanan tahliye kararından geri dönülmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

HIFZISIHHA KURULUNA “ALTIN MADENİ FALİYETİNİ DURDURUN” DİLEKÇESİ

Öte yandan ekoloji örgütleri Çanakkale Valiliği’ne, İl Hıfzıssıhha Kurulu’na ve CİMER’e gönderdikleri dilekçelerle Covid-19 salgını süresince Kaz Dağındaki altın madeni faaliyetlerinin durdurulmasını istedi. Covid-19 pandemisinin altın arama ve çıkarma çalışmalarını yeniden değerlendirmeyİ zorunlu kıldığına dikkat çekilen dilekçelerde, “Bu salgın hastalığa göre ruhsat ve izin faaliyetleri yenileninceye dek İl Umumi Hıfzısıhha Kurulu tarafından Alamos Gold şirketinin faaliyetlerinin durdurulmasına, şirket elemanlarının ve şirket ekipmanlarının altın arama sahasından tahliye edilmesine, aksi takdirde Covid -19 salgınıyla ilgili olarak bilimsel veriler ortaya çıktığında bu konuda gereğini yapmayan kamu görevlilerinin hukuki ve cezai sorumluluğunun doğacağını belirtir gereğinin ifasını talep ederiz” denildi. 

KAPİTALİSTLERİN KORONAVİRÜS FIRSATÇILIĞI

EGEÇEP de yazılı bir açıklama yaparak Kaz Dağı’ndaki çadır nöbetinin bitirilmesi girişimlerini koronavirüs salgının kapitalist yağma amacıyla fırsata çevrilmek istendiğini dile getirdi. EGEÇEP açıklamasında, “Konu koronaya karşı önlem ise madenler, termik santraller ve diğer toplu çalışılan işyerleri neden tatil edilmiyor? Direnişi sonlandırmanın asıl amacının, salgına karşı önlem almak değil, Alamos Gold ve diğer altın madencilerinin önündeki engelleri kaldırmak amacını güttüğünü anlamak için kahin olmaya gerek yok” denildi. 

CHP’Lİ KARACA: DERDİNİZ SAĞLIKSA MADENCİLERİ DURDURUN

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca; pandemi gerekçesi ile “Su ve Vicdan Nöbeti”nin bitirilmek istenmesi üzerine gizlenen Kaz Dağı raporunu paylaştı. Karaca, Çanakkale İl Hıfzısıhha Kurulu kararını samimi olmamakla eleştirirken, Kirazlıtepe Madeniyle ilgili gizlenen Çanakkale Halk Sağlığı Müdürlüğünün yazısını basınla paylaştı.

“VALİLİK SAMİMİ İSE KURUL GÖRÜŞÜNE SAHİP ÇIKSIN”

Karaca, Kirazlıtepe Madeni’ne ait ÇED sürecinde Çanakkale İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından sunulan kurum görüşün sümenaltı edildiğine vurgu yaparak, “Valilik sağlık konusunda samimi ise, Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün kurum görüşüne sahip çıksın. Su ve Vicdan nöbetini değil, madenci firmanın faaliyetlerini durdurmaya çalışsın. Sağlık Koruma Bandını, kurum görüşüne aykırı biçimde belirlemişler. Valilik bununla ilgili adım atsın” değerlendirmesinde bulundu.

MADENCİLER SAĞLIK KORUMA MESAFESİNE UYMAMIŞ

Karaca’nın basınla paylaştığı İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün 16.06.2015 tarihli Kurum görüşünde “Sağlık koruma bandı mesafesi; ruhsat alanı sınırlarınız içerisinde kalacak ve ÇED alanı sınırından dışarıya doğru 100 m olarak önerilecektir” denmesine rağmen, ÇED raporunda sağlık koruma bandı içeriye doğru 50m ve 10 m olarak belirlenmiş. Ayrıca maden faaliyetinin 119 Bin kişin içme ve kullanma suyu sağlayan tek su kaynağı olan Atikhisar Barajını etkileyeceğini belirten Halk Sağlığı Müdürlüğü,  kümülatif etki değerlendirmesi eksik yapıldığına dair eleştiri sunarak bölgedeki tüm maden faaliyetlerini kapsayacak biçimde, çevre ve halk sağlığı açısından bölgesel stratejik çevre etki değerlendirmesinin yapılması gerektiği belirtilmiş.

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın