Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > İkizdere’de yöre halkı hiçe mi sayılıyor?

İkizdere’de yöre halkı hiçe mi sayılıyor?

İkizdere’deki yürütmeyi durdurma talebine itiraz eden dava avukatlarından Yakup Okumuşoğlu, “Hakimlerin gidip bir daha bakmalarını istiyorum, verdikleri kararla oradaki görüntü uyuşuyor mu?” dedi.

Rize‘nin İkizdere ilçesinde, yöre halkı taş ocağının çevreye zarar verdiği belirtmişti. Bunu tekrar mahkemeye taşıyan yöre halkının talepleri, Cengiz İnşaata açtığı dava da mahkeme tarafından reddedildi. Yöre halkının avukatı, Yakup Okumuşoğlu süreçten ve hukuksuzluktan bahsetti,

Dava sürecinde keşif kararı verilmişti. Keşif kararında, ‘taş ocağının tamamen hukuka aykırı olduğunun tespit edildiğini’ söyleyen mahkeme, erozyon, orman, tarım, yeraltı suları, taş fırlatma, ve hava şokları gibi nedenle taş ocağı için uygun olmadığını belirledi. Fakat daha sonra Cengiz İnşaatın rapora itiraz etmesiyle beraber süreç, yöre halkının lehine döndü. Mahkemenin hızlı bir karar vermesini bekleyen Okumuşoğlu şu şekilde konuştu; “Yargılama usulü uygulanıyor bu davalarda fakat mahkeme 3 ay kadar bekledi.”

Bekleme süresinde yaşanan bazı kesiklere yer veren Yakup Okumuşoğlu,, “Bu arada Cengiz İnşaat özel dosyalar getirdi sundu, Ulaştırma Bakanlığı keza raporlar getirdi sundu. Daha sonra bu raporlar üzerinde mahkeme ‘Bak burada böyle raporlar sundular bu kararı bir daha değerlendir’ dedi, tekrar bilir kişilere yolladı dosyayı. Pek çok eksikliği o masa üzerinde hazırlanmış raporlarla giderilmiş gibi ‘tamam bu raporlar var çevreye zarar yoktur’ dedi. Eğer ‘idare denetlerse çalışmalarını herhangi bir sıkıntı olmaz’ şeklinde görüş verdi. Mahkeme de bu ikinci görüşü aldı ilk görüşe uymadı, ikinci görüşe istinaden davanın reddine karar verdi” dedi.  

Daha sonra ki süreçlerde sunulan raporlarda mahkeme tarafından tebdil edilmediğini dillendiren Okumuşoğlu, kendilerine herhangi bir geri dönüş yapılmadığını ve raporlarda ne yazıldığını bilmediklerini belirtti.

Okumuşoğlu şunları söyledi:

“Fakat ortada bir gerçeklik var. ‘Çevreye zarar olmayacak, dere yataklarına girilmeyecek, şu olmayacak, bu olmayacak’ gibi o raporlara rağmen, ek raporlara rağmen, ek raporlar davanın başında olması gerekiyor ve bize sunulması gerekiyor ki bunları tartışmış olalım yani idari işlemin tespit edildiği tarihte bu görülen raporların baştan var olması gerekiyor. Fakat bunlar olmadığı halde, sonradan tamamlandığı halde mahkeme bize ‘tamam bunlar o zaman yeterli’ demiş oldu.”

Kuralların ihlal edildiğini ve çevrenin talan edildiğini belirten Okumuşoğlu, “Orada çevreye zarar falan yok demek büsbütün yalan yani mahkeme açıkça bir yalan arkasında o raporları savunmuş olup böyle bir karar vermiş oldu, durum bu yani. Orada kim gitse görür ne olup olmadığını. Çalışma koşularının ilk raporda 24 çalışma saati varken daha sonra 8 saat çalışacaklarını yöre halkına belirtiler. Fakat iş öyle olmadı, 24 saat çalışıyorlar” diye konuştu.

Kağıt üzerindekiler ile gerçeğin daha farklı olduğunu belirten Okumuşoğlu, Karadeniz’in coğrafyasından bahsederek taş ocağı için uygun olmadığını da söyledi. Davalarının artık taş ocağı olmadığını söyleyen Okumuşoğlu, davanın hukukun korunması davası olduğunu vurguladı. Hukukun hiçe sayıldığını, söyleyen Okumuşoğlu, “İdare mahkemesi hakimlerinin gidip yöreye bir daha bakmalarını istiyorum; yazdıklarıyla, verdikleri kararla, oradaki görüntü uyuşuyor mu uyuşmuyor mu? Yapacakları tek şey bu, yarım saat yoldur gidip baksınlar” ifadelerini kullandı.


Evrensel

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top