Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının 74. yıldönümünde SAMÇEP ve NKP’den anlamlı açıklama

Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının 74. yıldönümünde SAMÇEP ve NKP’den anlamlı açıklama

SAMÇEP ve NKP’den ortak açıklama: “Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının 74. yıldönümünde nükleer silahlanmaya ve nükleer santrallere karşı halkımızı mücadeleye davet ediyoruz!”

Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) ve Nükleer Karşıtı Platform yaptıkları ortak açıklama ile Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının 74. yıldönümünü hatırlatırken, nükleer silahlanmaya da dikkat çekerek, nükleer enerji santrallerine karşı mücadele için çağrıda bulundu.

SAMÇEP ve NKP’nin dün (6 Ağustos 2019) yaptığı ortak basın açıklaması şöyle:

Nükleer enerji santrallerinin yapımından vazgeçilsin

ABD‘nin 2. Dünya Savaşı sırasında 6 Ağustos 1945 de Hiroşima’ya, 9 Ağustos 1945 de de Nagazaki’ye atom bombası atmasının üzerinden tam 74 yıl geçti. İnsanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşanmış, yüzbinlerce kişinin ölmesine, yüzbinlerce kişinin yaralanmasına, yine gelecek kuşaklara aktarılacak biçimde ileri yaşlarda görülen kanser hastalıklarına yol açmıştır. Bombaların atıldığı bölge geri dönüşü olmayan biçimde zarar görmüştür. Çok büyük yıkımlara neden olan nükleer silahlanma tutkusu, yaşanan onca yıkıma rağmen bugün halen hız kesmeden devam etmektedir.

Bugün resmi olarak ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin‘in ardından Hindistan, Pakistan, İsrail ve Kuzey Kore olmak üzere 9 ülkenin nükleer silah yaptığı, buna karşılık Türkiye‘nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede ise nükleer silahların bulundurulduğu bilinmektedir.

Ne yazık ki ülkemizin içinde yer aldığı Ortadoğu, enerji paylaşım savaşlarının olduğu kadar, “nükleer güç” kavgasının da göbeğinde yer almaktadır. İran başta olmak üzere bugüne kadar Irak, Suriye gibi komşularımızın nükleer silahlanma çabaları gerekçe gösterilerek egemen emperyalist güçlerin bölgede hâkimiyet sağlamak üzere işgal dâhil her türlü müdahaleleri için zemin oluşturulmuştur. Bu işgal ve müdahalelerde seyreltilmiş uranyum içeren bombaların kullanıldığı iddiaları ise hiç soruşturulmamakla birlikte inkar da edilmemiştir.

Nükleer santral sevdasının altında nükleer silahlanma sevdası yatıyor

Nükleer silahlarla yürütülen savaşlar ve acı sonuçlarına rağmen nükleer silaha sahip olma çılgınlığına kapılan ülkelerden biri de Türkiye’dir. Nükleer enerji santralı projeleri ile üzeri örtülen bir nükleer silahlanma sevdası, “teknolojik gelişim” olarak topluma dayatılmaya çalışılmaktadır.
Nükleer savaş olmasa da bugüne kadar Çernobil ve Fukuşima’da yaşanan felaketler nükleer santralların radyasyon yayması bakımından nükleer silahlarla benzer sonuçlara neden olarak tehlike boyutunu tüm açıklığıyla gözler önüne sermişken nükleer santral kurulması ısrarını anlamak mümkün değildir.

Nükleer santral teknolojisi pahalı, riskli, kirlidir. Türkiye’nin bugün enerji açığı olmadığı gibi tam tersine arz fazlası vardır. Dolayısıyla enerji politikalarıyla ilgisi olmayan tamamıyla siyasi bir tercih olan nükleer santrallara ülkemiz mecbur değildir.

Çernobil Nükleer Felaketi’ne yol açan Rusya menşeili Rosatom firması tarafından Mersin Akkuyu’da, gazetelere yansıyan haberlere göre ağır ihmaller nedeniyle “inşaatın temelinde çatlaklar oluştuğu, inşaat zemininin deniz suyuyla dolduğu” idaalarına rağmen nükleer santral inşaatı hızla sürdürülmektedir.

Diğer taraftan Sinop Nükleer Santrali projesinde; Japonlar’ın projeden çekilmek istemelerine rağmen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih DÖNMEZ’in Sinop NS projesi için “ Sinop’ta Nükleerden vazgeçmedik” demesi anlaşılır gibi değildir.

Hiçbir proje yaşamın kendisinden daha önemli değil

Sinop Nükleer Santral Projesi derhal ve kesin olarak iptal edilmelidir. Akkuyu Nükleer Santralı inşaatı derhal durdurulmalı, kamuoyunda büyük endişelere yol açan iddialara karşılık derhal detaylı bir çalışma başlatılmalı ve Akkuyu’ya teknik inceleme heyeti kabul edilmelidir.

Bünyesinde birçok meslek odası, sendika ve gönüllü kuruluşun yer aldığı SAMÇEP ve Samsun Nükleer Karşıtı Platform (NKP), yıllardır yürüttüğü çalışmalarla, nükleer teknolojinin, kapitalizmin kar hırsı içerisinde dünyamızı bir mahvoluşa doğru sürükleyecek santral ve nükleer silahlanma yarışı için kullanılmasına karşı çıkmaktadır.

Hiroşima ve Nagazaki başta olmak üzere nükleer silahlarla yaşamlarını yitiren ve bugün hala nükleer kirlenmenin acısını genetik olarak taşıyan canlara karşı sorumluluğumuzun bilinciyle tüm dünyaya ve TBMM’ye ve hükümete sesleniyoruz; insan eliyle yaratılan ölümleri durdurmak elimizdedir…

SAMÇEP ve NKP olarak, yarattığı çok yönlü tehlikeler ile nükleer silahlara geçiş birikimi oluşturduğu kabul edilen nükleer enerji santrallerinin yapımından vazgeçilmesini istiyoruz.

Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) ve Nükleer Karşıtı Platform (NKP)

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top