Buradasınız
Ana Sayfa > Arkeoloji > Hasankeyf Yok Olmasın!

Hasankeyf Yok Olmasın!

Bu yıl 3’üncüsü yapılan Hasankeyf Küresel Eylem Günü’ne kapsamında bugün (8 Haziran 2019) saat 12.00’da Hasankey’te eylem yapıldı. Aynı zamanda Ekoloji Birliği bileşenleri de olan Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi tarafından düzenlenen etkinlikte, “Hasankeyf için geç değildir! 12 bin yıllık antik kent Hasankeyf’i, 199 köyü ve üstün biyo-çeşitliliğe sahip Dicle Vadisi’ni sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı Projesinde sona yaklaşıldı. Bu dünyada inşaatı biten ve faaliyete geçmeyen baraj, nükleer santral ve başka projeler var. Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni sular altında kalmasını engelleyecek katılımcı toplumsal bir mücadeleye gereksinim var. Bu mücadeleyi başarıya ulaştırmamız için herkesi ve her kurumu yanımızda durmaya davet ediyoruz” sözleri ile tüm dünya geneline yönelik evrensel düzeyde çağrı da yapıldı.

Yurt dışından da gelerek destek veren bazı kuruluş temsilciliklerinin de katılım gösterdiği basın açıklamasında,”Ne 10 Haziran’da ne de sonrasında su tutmamasını ve Ilısu Baraj Projesi’ni durdurması çağrısını yapıyoruz! Hasankeyf için geç değildir! ” denildi. Britanya’dan dayanışma amaçlı gelen ve geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Hasankeyf için mektup yazdığının belirten AP milletvekili Julie Ward da ayrıca bu konuya ilişkin bir açıklamada bulundu.

”Üç defa proje durdurulabilse bile”

Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi başta olmak üzere ulusal ve uluslararası bir çok ekoloji örgütünün dün ve bugüne ilan ettikleri 3. Hasankeyf Küresel Eylem Günü kapsamında dünya çapında eylemler yapıldı. Eylem yapılan ülkelerden bazıların ise ABD, İspanya, İtalya, Yunanistan, Fransa, Avusturya, Irak ve Suriye olduğu belirtildi. Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi bugün saat 12.00’de Hasankeyf’te de eylem yaptı. ”Hasankeyf kültürümüz Dicle doğamız” pankartı açılan eyleme onlarca yurttaş katıldı. Hasankeyf köprü başında toplanan yurttaşlarla birlikte çağrı yapan iki ekoloji hareketi adına Zozan Şimşek bir basın açıklaması okudu.

12 bin yıllık antik kent Hasankeyf’i, 199 köyü ve üstün biyo-çeşitliliğe sahip Dicle Vadisi’ni sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı Projesinde sona yaklaşıldığı belirtilen açıklamada,”Hükümet yetkilileri 10 Haziran 2019 tarihinde, yani iki gün sonra, Ilısu Barajı’nda suyun tutulacağını açıkladı. Yerel halk ve dünyanın farklı yerlerindeki çok sayıda grup, 20 yıldır bu projeye karşı çıkıp tepkilerini demokratik bir şekilde ortaya koymuşlardır. Bu kampanyalarla üç defa proje durdurulabilse bile devlet yetkilileri inadına yasaları değiştirmiş ve yeni kaynaklar bulup projeye devam etmiştir” denildi.

”Ortadoğu’nun en büyük sulak alanı”

Ilısu Projesi’nin baştan sona yanlış ve yıkım getiren bir proje olduğu vurgulanarak,”Devlet yetkililerinin iddia ettiği ‘yereldeki topluma sosyo-ekonomik yararı’ olacağı tamamen bir aldatmacadır. Başta Hasankeyf olmak üzere Yukarı Mezopotamya bölgesinin önemli bir kültürel miras alanını sular altında bırakacağı gibi, 80 bin kadar insanı yoksulluğa sürükleyecek ve halen çok önemli bir biyo-çeşitliliğe sahip Dicle Vadisi’nin yok olmasını beraberinde getirecektir. Ilısu projesinin akış aşağı bölge üzerinde çok olumsuz etkileri olacaktır; bu çerçevede özellikle çok sayıda Irak şehrinin içme suyu temininde ciddi sorunlar çıkacak ve Irak tarımı büyük risk altına girecektir. UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan ve Ortadoğu’nun en büyük sulak alanı olan Mezopotamya Sazlıklarına ulaşan suda ciddi azalma bu risklerin en başında gelmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Kırımlara neden olacak

Bölgede yapılan diğer baraj projelerinde deneyimlendiği ve görüldüğü üzere; Ilısu Barajı Projesi de sosyal, ekonomik, kültürel ve ekolojik kırımlara neden olacağı belirtilerek, Dicle Nehri ile bütünleşen kültürel ve doğal miras alanı olan Hasankeyf’in güvenlikçi ve temeli olmayan ekonomik çıkarlar sonucunda geri dönülemez çok boyutlu yıkımlara maruz bırakılacağı söylendi.

Hafızası olmayan yerleşke

2017 yılından beri Hasankeyf’ten 7 kültürel varlık doğal ortamlarından yapay alanlara taşıma işlemlerinin yapıldığı hatırlatılan açıklamada,”Henüz tamamlanmayan bu taşıma sürecinde kültürel varlıklar fiziki anlamda zarar görmüş ve yüzyıllardır taşıdığı anlamı kaybetmiştir. Proje kapsamında doğal vadi ve tarihi mağaralar milyonlarca metreküp dolgu ile doldurulmuş, kayalar patlayıcılarla düşürülmüş ve restorasyon adı altında tahribatlar yapılmıştır. 12 yıldır aralıksız bir şekilde birçok medeniyete ev sahipliği yapan, tarih ve kültürle şekillenen tarihi Hasankeyf’in yıkımına dönük politikaların devamı olarak yeni diye tabir edilen fakat hafızası olmayan bir yerleşke inşa edilmiştir. Bu yerleşkede başta altyapı, içme suyu sorunları olmak üzere konut problemleri devam etmektedir. Bu yerleşke ile ilgili halkın bütün itirazları göz ardı edilmiş ve hak sahipliğinde mağduriyetler yaşatılmıştır. Durum böyleyken halkın yeni yerleşkeye taşımak büyük sosyal sorunlara neden olacaktır” ifadelerine yer verildi.

”UNESCO sessiz kalmakta”

Açıklamanın devamında şunlar belirtildi: ”Suyun tutulması, boşaltma ve göç ettirme için gerekçe olarak kullanılmak istenmektedir. Su tutulmasıyla beraber Dicle Nehri’nin doğal ekosistemi yüzlerce kilometrelerce boyunca bozulacaktır. Hasankeyf’in dışında Yukarı Mezopotamya’da araştırmalara konu bile ol(a)mayan yüzlerce höyük ve antik yerler de kültürel kırımın hedefindedir. UNESCO, belirlediği 10 kriterden 9’una sahip Hasankeyf’teki yıkıma sessiz kalmaktadır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kültürel mirasın korunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamına girmediği yönünde karar verip yıkımın suç ortağı olmuştur.

Diyalog süreci

Daha önce 1. ve 2.si yapılan Hasankeyf Küresel Eylem Günü’nün 3.sünde devlete çağrımız; Ne 10 Haziran’da ne de sonrasında su tutmamasını ve Ilısu Baraj Projesi’ni durdurması çağrısını yapıyoruz! Yerel halkın bütün kesimleriyle, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin geleceğiyle ilgili eşit düzeyde, katılımcı ve şeffaf bir diyalog süreci sonucu ortaya çıkacak sonuçlara göre hareket edilmesi gerekiyor.

”Biten ve faaliyete geçmeyen barajlar var”

Hasankeyf için geç değildir! Bu dünyada inşaatı biten ve faaliyete geçmeyen baraj, nükleer santral ve başka projeler var. Oralarda son ana kadar mücadele etmiş ve kazanımlar elde etmiştir. Bizim de bu mücadeleyi başarıya ulaştırmamız için herkesi ve her kurumu yanımızda durmaya davet ediyoruz. Bu anlamda demokratik kamuoyuna da çağrımız; Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni sular altında kalmasını engelleyecek katılımcı toplumsal bir mücadeleye gereksinim vardır. ”

Britanya’dan dayanışma amaçlı gelen ve geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Hasankeyf için mektup yazdığının belirten AP milletvekili Julie Ward da ayrıca konu ile ilgili olarak bir açıklamada bulundu.

Baraj kimin için? 15 bin yıllık kültür, daha eski ve zengin geçmişe sahip tarihi doku, üstün biyo-çeşitlilik yanı sıra başta 199 köyü ile birlikte Hasankeyf olmak üzere tüm Dicle Vadisi’ni sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı Projesi’nin çok da gerekli ve zorunlu bir baraj projesi olup olmadığı halen tartışılan bir konu olmaya da devam ediyor.

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top