Giresun’dan gelen sel felaketi haberi üzerine gittiğimiz Dereli’de dükkanlarını temizlemeye çalışanlar, çamurdan kurtarabildikleri fındığı kurutmaya çalışanlar hepsinin yüzünde büyük bir keder var.

Giresun’dan gelen sel felaketi haberi üzerine bölgede incelemelerde bulunmak için, Tüm Köy Temsilcisi Orhan Kara, Halit Keskin’le birlikte Dereli’ye gittik. Yaralarını sarmaya çalışan Dereli, kamyonlar, iş makineleriyle büyük bir şantiye yeri gibi. Dükkanlarını temizlemeye çalışanlar, çamurdan kurtarabildikleri fındığı kurutmaya çalışanlar hepsinin yüzünde büyük bir keder var. Umutlarını devletten gelecek yardıma bağlamışlar. Sözü Dereli halkına verelim.

Bir arkadaşının hâlâ kayıp olduğunu söyleyen Ergün Çelik, “Dereli tamamen bitti, esnaf tamamen bitti” derken yüzündeki keder okunabiliyor. Dereli’nin dere yatağı olduğunu söyleyen Çelik, bazı evlerin yıkılması ve köprülerin değişmesi gerektiğini belirtiyor.

“DERE KENARINA EV YAPILMAZ DEDİK AMA ANLATAMADIK”

Hicabi Sarı, Emekli. Yıllardır dere kenarına ev yapılmaması gerektiğini söylediğini ama sesini duyuramadığını söylüyor. Dere kenarına ev yapan insanları suçlamadığını söyleyen Sarı, ev yapılmasına müsaade edenlere ise “Müsaade edene de bir şey diyemiyoruz. Ama neden müsaade etti. Onu da bilmiyoruz da. Yazık oldu, üzgünüz de” dedi.

Selin nedenini tıkanık olan derenin, sel suyuyla birleşmesine bağlayan Çağlar Kızılay, “Oraya müdahale olsaydı daha az can kaybı olurdu’ diyor. Acil şifalar dileyen Kızılay şunları söyledi: “O derenin ıslah edilmesi lazım, yetkililerin görev başına gelip bir şey yapması lazım. Bölgemiz devamlı yağış alan bir bölge. Bugün yarın da aynısı olabilir. Bunun önüne yetkililer geçebilir.”

“HES’LERİN KALDIRILMASI GEREKİYOR”

Asıl suçun Dereli’nin dere yatağına kurulması olduğunu belirten Muharrem Aydın, “1964- 2001 yılları arasında. 1964 yılındaki selde 21 tane ev yıkıldı. 2001 yılında da oldu ama bu ülkeyi yönetenler hiçbir önlem almadı. Dereli’yi tarihten sildiler. İnsanların aç gözlülüğü, başta tapusuzdu burası. Tapusuz olduğu için, değersiz olduğu için insanlar almamışlar orayı. Sonrasında yerleşim yeri olunca oralara da yerleşmişler. Esnaf varlıklarını kaybetti. Zarar çok büyük. Şehrin başka yere taşınması gerekir. Artık bu halkın ormanlarıyla, dereleriyle, yolarıyla oynamamak gerekiyor. HES’lerin kaldırılması gerekir. Doğayla oynamamak gerekir, doğa intikamını alıyor” dedi.

“KÖPRÜ YETERLİ BÜYÜKLÜKTE DEĞİL”

Selde hayatını kaybedenlerden birinin halasının torunu olduğunu söyleyen Şükrü Aybek, “Çok feci bir felaket meydana geldi. Bu felaket köprünün yetersiz olmasından yaşandı. Köprü yeterli büyüklükte değildi. Yukardan gelen selle beraber odun, kalas, ağaç kökleri o köprüye gelip baraj oluşturunca, yağmur da çok şiddetli olunca köprünün üzerinden akıyor. Su da aynı şekilde çarşıya dalıyor. Ve çarşıdaki evlere, dükkanlara zarar veriyor. Dükkan diye bir şey kalmıyor” dedi. Dereli’nin yapılaşmasının yanlış olmadığını düşünen Aybek, “Köprü yanlış, köprü yeterli değil. Kişisel görüşüm. O köprünün olduğu yer biraz daha genişletilebilirse, Dereli’ye su gitmeyecek şekilde düzenlenirse ben Dereli’de bu tür felaketlerin yaşanacağına inanmıyorum” diyor.