Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Ekoloji Birliği: Dünya halkları COP27’ye değil kendi gücüne güveniyor

Ekoloji Birliği: Dünya halkları COP27’ye değil kendi gücüne güveniyor

Ekoloji Birliği, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı ile ilgili açıklamada bulunarak, “Dünya halkları COP27’YE değil, kendi gücüne güveniyor. İklim değil, sistem değişmeli” ifadelerine yer verdi.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’nın (COP27), 6 Kasım‘da Mısır‘ın Şarm El-Şeyh kentinde başladığı konferansın 18 Kasım’a kadar süreceği belirtilen açıklamada; “Mısır İnsan Hakları Örgütleri ülkelerindeki hak ihlalleri nedeniyle iklim aktivistlerine “Mısır’a gelmemeleri” için çağrıda bulundu. Geçtiğimiz yıl Glasgow’da gerçekleştirilen alternatif zirve gibi eylemler bu nedenle Mısır’da örgütlenmedi. 

İklim aktivistleri, “COP27’den çözüm beklemiyoruz. İklim Krizini yaratanlar, çözüm üretemez. Çözüm İklim Adaleti isteyen bizlerde.” görüşünden hareketle Mısır’da alternatif zirve düzenlemek yerine farklı ülkelerde farklı eylemler örgütle yoluna gitti.  Mısırlı örgütlerin de çağrısı ile 12 Kasım tarihini “İklim Adaleti İçin Uluslararası Eylem Günü” olarak ilan edildi. İklim aktivistleri Mısır’da, İngiltere’de, Afrika’da, Avrupa’da çeşitli ülkelerde kitlesel olarak bugün sokaklarda olacak” denildi.

COP27 KOALİSYONU’NUN TALEPLERİ

İklim krizini yaratanların, çözüm üretemeyeceği gerçeğinin farklı ülkelerden örgütlerin bir araya gelerek COP27 Koalisyonunu oluşturduğu ifade edilen açıklamada şu talepler sıralandı;

  • Ekonominin ve gelişmenin sömürü düzeninden kurtulması: İklim krizinden etkilenen çalışanlar ve halklar için gerçekten adil geçişin sağlanması ve güvenceye alınması, fosil yakıtlardan çıkılarak yüzde yüz yenilebilir enerjiye adil bir şekilde geçilmesi, halkın sağlığına, gıda egemenliğine, agroekolojiye, yaşam koşullarının iyileştirilmesine öncelik verilmesi, doğanın korunması ve yeryüzüne saygı duyulması,
  • İklim krizine yol açanların iklim borçlarını ödemesi: Zengin ülkelerin emisyonlarını sıfırlaması ve iklim krizinden etkilenen halkların kayıp ve hasarlarının ve uyum harcamalarının ödenmesi, gelişmekte olan ülkelerin borçlarının silinmesi, iklim değişikliği ile mücadele için gerekli teknolojinin müşterek olarak kullanılmasının sağlanması ve özel mülkiyete konu edilmemesi
  • Gerçek dışı çözümler üretilmemesi: Emisyonların Net sıfır değil, gerçek sıfıra indirilmesi, karbon ticaretinin sonlandırılması
  • Küresel barış ve adaletin sağlanması: Fosil yakıt savaşlarının ve çatışmalarının sonlandırılması, sivil halklar için güvenli bir doğa ve yaşam alanının güvence altına alınması, adalet ve barış için halkların küresel dayanışmasının oluşturulması.”

Türkiye’de de Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu’nun iklim değişikliğine neden olan çeşitli ekokırım projelerini yerinde incelemek ve tepkileri dile getirmek üzere, İklim Adaleti Çukurova Kervanı’nı yola çıkardığı bildirildi.

“TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELEDE SINIFTA KALDI”

Türkiye’nin COP27’de bu yıl da bakan düzeyinde temsil edildiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Türkiye’nin kömürden çıkış için daha somut politikalar üretmesi yaşamsal bir zorunluluktur. Ancak COP27’den hemen önce İklim Kanunu Taslağı basına yansıdı. Taslaktan gördüğümüz kadarı ile tam olarak dağ fare doğurdu. Kanun Taslağı, Türkiye’nin İklim Değişikliği ile mücadelede sınıfta kaldığının, kamu yararı ile yaşamın devamlılığını önceleyen politikalar üretmek yerine iklim değişikliğinin ana aktörü şirketler için katalizör politikalar ürettiğinin kanıtı. Taslakta İklim Değişikliğine karşı mücadele için etkin ve somut tek bir politika, kömür ya da diğer fosil yakıtlardan çıkış için herhangi bir program önerisi yer almıyor. Onun yerine karbon ticareti için gerekli mekanizmaların finansal konularını düzenlemeyi tercih ediyor.”

“HALKLAR KURAKLIKLA SUSUZLUKLA BOĞUŞURKEN ŞİRKETLER KARLARINA KAR KATIYOR”

Türkiye’nin doğal gaz dağıtım merkezi olması ve doğu Akdeniz’de doğal gaz üretiminin artırılmasının iklim değişikliğini şiddetlendirecek politikalar olduğunun altı çizilen açıklamada; “Oysa bugünlerde Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin tamamı derin bir kuraklık içerisinde kıvranmaktadır. Tahıl ekimleri gecikmiş, şimdiden çok ciddi düzeyde üretim kayıpları beklenmektedir. “Doğal afet” olarak nitelendirilen seller ve orman yangınları her geçen yıl daha da yıkıcı olmaktadır. Bizler her geçen gün etkisini daha fazla hissettiğimiz kuraklıkla, susuzlukla, iklim felaketleri ile boğuşurken, halklar savaş ve iklim krizi nedeniyle göçe zorlanırken, yaşamlarını kaybederken, ulusötesi şirketler karlarına kar katıyor” denildi.

“İKLİM ADALETİNİN SAĞLANMASI İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Sponsorlarından birinin sömürgeci ve kirletici Coca Cola olduğu, fosil ve nükleer şirketlerinin kol gezdiği COP27’den hiçbir çözüm beklenmediği vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Doğa sınır tanımıyor. Uluslararası dayanışma ile ülkemizin her yanında İklim Krizine karşı, iklim adaletinin sağlanması için mücadelemize devam edeceğiz! Genel seçime giderken iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasi yapıları bir an önce iklim politikalarını genişletmeye ve gündeminin en önüne almaya davet ediyoruz. İklim değişikliği etkilerini bu yıl daha da yakından hisseden tüm yurttaşlarımızı harekete geçmeye ve mücadelemize katılmaya çağırıyoruz.” 


Evrensel

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top