Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > Efemçukuru’nu unutturmayacağız! | Özer Akdemir

Efemçukuru’nu unutturmayacağız! | Özer Akdemir

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Şubat 2021 tarihli AKP grup toplantısında “İzmir’e suyu biz getirdik” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi de hemen akabinde kendisine yanıt vererek, Erdoğan’ın kastettiği Gördes Barajından taahhüdün çok altında su verildiğini dile getirdi. İzmir BB’nin açıklamasında hiç değinmediği önemli bir konu daha vardı; Efemçukuru altın madeni ve İzmir’in suyu ile ilişkisi… 

Gazetemizi ve köşemizi okuyanların hiç de yabancı olmadığı bir isim Efemçukuru. İzmir’e kuş uçuşu 20 kilometre uzaklıkta, Menderes’in tepelerinde. 700 metre yüksekliğiyle “kentin damı” denilen bir köy. Alfons tipi üzüm bağları ile ünlü olan bu orman köyü, Kurtuluş Savaşı sırasında işgale direnen efelerin sığınağı olmasından almış adını. Köyün yazımıza konu olmasına neden olan özelliği ise İzmir’e su sağlayan barajların havzasında bulunması. Kentin içme suyunun yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajının uzak mesafe koruma havzasında. Balçova Barajına da yakın.

Efemçukuru’nda Kanadalı TÜPRAG şirketi 10 yıldır altın madeni işletiyor. AKP iktidarı, köyün yakınlarında yapımı planlanan ve 300 bin kişinin içme suyunu sağlayacak olan Çamlı Barajına ÇED raporu vermedi ama Kanadalı şirketin altın madeninin çalışması için Bakanlar Kurulu kararı dahil her türlü kolaylığı sağladı!

MÜCADELE DEĞİL MÜZAKERE EDİLİNCE SUYUMUZ GİTTİ!

Kentin ormanların içerisindeki tek temiz yüzeysel su toplama havzası olan bölgede yapılması planlanan Çamlı Barajının “yaşamsal önemde” olduğunu söyleyen zamanın Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na bakanlıkta “Maden işini bitirsin şirket barajı sizden tek kuruş almadan yapsın” türünden “ahlaksız teklif”ler yapıldı. Sayfalarca raporu defalarca Ankara’ya götürüp barajın yapılması, altın madeninden vazgeçilmesi için ricacı olan Kocaoğlu’nun mücadele değil müzakere politikası hiçbir işe yaramadı. Bu tavır bir anlamda İzmirlilerin de suyuna sahip çıkmasının önüne geçti. Bugün, İzmirlilerin çoğunun bu kadar önemli bir konudan hâlâ haberi dahi yok. Yıllardır Efemçukuru altın madenine karşı mücadele eden ekoloji örgütleri bile artık meseleyi hukuka havale etmek dışında dişe dokunur bir eylem/etkinlik planı ortaya koyamıyor. 

Öte yandan, Çamlı Barajına izin vermemelerine karşı İzmir’i susuz bırakmayacaklarını ileri süren AKP, İzmir’e 200 kilometre ötedeki Gördes’te yapılan barajdan kente yılda 59 milyon metreküp su verileceğini taahhüt etti. Bu miktar kentin kullandığı toplam yıllık su miktarının 1/5’ine denk geliyordu. İşte AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “İzmir’e suyu biz getirdik” dediği su bu.

DİBİ DELİK BİR BARAJ HİKAYESİ

İzmir’in suyu konusunda AKP Genel Başkanının sözlerinin doğru olmadığı, bu sözlerin hemen ardından İzmir BB tarafından yapılan açıklama ile ortaya konuldu. İzmir BB, Gördes Barajından İzmir’e verilen su miktarının yıllık ortalama 13 milyon metreküp olduğunu açıkladı. Bu vadedilen 59 milyon metreküpün çok altında bir rakam. Öte yandan belediye açıklamasında barajın “dibi delik” olduğu için su tutmadığını, bu deliğin onarılması için yapılan tamirat süresince, 3.5 yıl İzmir’e barajdan tek damla su verilmediğine de dikkat çekti. Barajın, bölgeye geçtiğimiz günlerde düşen ‘rekor’ yağıştan sonra bile doluluk oranının yüzde 4.5 olduğunu göz önüne alırsak dibindeki delik epeyce büyük olmalı.

İzmir BB’nin açıklamasında ilginç bir konu ise DSİ’nin Gördes’ten vermediği suyun parasını bile İzmir belediyesinden istemesi oldu. Tıpkı yurttaşın geçmediği köprüye, kullanmadığı otoyola, uçmadığı hava limanına para vermesi gibi İzmirliden de içmediği suyun parasını, hem de faiziyle birlikte istiyordu AKP!

TUNÇ SOYER NEDEN HİÇ EFEMÇUKURUNU AĞZINA ALMIYOR?

İzmir BB, “Gördes Barajı, İzmir için bir lütuf değil, bir yük” olmuştur derken, açıklamasında tek değinmediği konunun Efemçukuru olması başkalarını bilmem ama bizim gözümüzden kaçmadı. İzmir BB hâlâ AKP’ye “Efemçukuru’da izin verdiğiniz altın madeni nedeniyle 300 bin kişiye su temin edecek barajı yapamadık. 10 yıldır işletilen altın madeni yüzünden bölgedeki yer altı ve yer üstü suları ağır metallerce kirletildi. Siz Kanadalı bir altıncı şirketi İzmir’e tercih ettiniz. Üçüncü kez kapasite artışı yapan altın madeni orada çalıştığı sürece İzmir’in içme suyunun güvenliği her zaman tehdit altında olacak. Altın madeni bir an önce kapatılsın! İklim krizinin ve susuzluğun her geçen gün yakıcı bir biçimde kendini hissettirdiği olgusu ortadayken kente temiz, sağlıklı suyu, kendi cazibesi ile ulaştıracak baraj bir an önce yapılsın” diyemiyor. Bu soruyu suyu elinden alınan İzmirliler adına soruyoruz; Neden?

Neden, çevre ve ekoloji konusunda her zaman hassas olduğunu ileri süren ve bu meseleyi seçim sürecinde en önemli başlıklardan birisi olarak dillendiren İzmir BB Başkanı Tunç Soyer’in ağzından bir kere bile Efemçukuru, TÜPRAG altın madeni sözleri çıkmıyor?

Herkes unutsa da biz unutmayacağız, unutturmayacağız! Efemçukuru altın madenini, içme suyumuzu ve madene karşı tek başına direnen Keçi Çobanı Ahmet Karaçam’ın direnişini her fırsatta hem AKP’nin hem yerel yönetimin gözüne sokmaya devam edeceğiz.

Evrensel

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top