Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > WWF: Akdeniz’i en çok kirleten ülke Türkiye!

WWF: Akdeniz’i en çok kirleten ülke Türkiye!

Türkiye için utanç raporu: Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)’nın “plastik raporu”na göre, Akdeniz’e en çok plastik Türkiye’den. 2050 yılında balık yerine denizden plastik tutacağız!

WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından plastik atıklar konusunda hazırlanan bir raporda Akdeniz’in bir “plastik denizi” olma riski ile karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Sorunun ulaştığı boyutları örneklerle ve ülkeler bazında irdeleyen “Plastik Kapanından Çıkış: Akdeniz’i Plastik Kirliliğinden Kurtarmak” başlıklı raporda sorunun çözümü için uluslararası, ulusal, endüstriyel ve bireysel düzeyde neler yapılması gerektiğine de yer verildi.

Yılda 12 milyon ton plastik denize karışıyor!

Akdeniz’deki atıkların %95’ini plastik maddeler oluşturuyor. Akdeniz’de yaşayan 134 tür deniz canlısı plastik atıkları yiyor. Akdeniz’de bir kilometre karede 5 milimetreden küçük 1,25 milyon plastik parça bulunuyor. Bu bilgiler WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından hazırlanan “Plastik Kapanından Çıkış: Akdeniz’i Plastik Kirliliğinden Kurtarmak” başlıklı raporda yer aldı. Dünya Okyanus Günü’nde yayımlanan raporda en son veriler ve bilimsel kanıtlarla Akdeniz’deki plastik kirliliğinin boyutları ortaya konuldu. Raporun son bölümünde ise sorunun çözümü için atılması gereken adımlar sıralandı.

Misinalar denizde 600 yıl çözünmeden kalıyor

Rapor, dünyanın en çok ziyaret edilen bölgelerinden biri olan Akdeniz’in aşırı plastik kullanımı, yetersiz atık yönetimi ve yoğun kitle turizmi nedeni ile ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Halen plastik maddelerin Akdeniz’deki atıkların %95’ini oluşturduğu vurgulanan raporda büyük plastik atıkların fok ve deniz kaplumbağası gibi büyük canlıları yaraladığı veya boğduğu belirtiliyor. Hayvanlara en çok zarar veren plastik atıkların %65’ini ise denize bırakılan misinalar oluşturuyor.

Torba, sigara izmariti, balon, şişe, şişe kapağı veya pipet gibi büyük parçalardan oluşan atıklar plastik kirliliğinin gözle görünen kısmını oluşturuyor. Bununla birlikte, mikro plastik denilen 5 milimetreden küçük plastiklerin daha da büyük bir tehlike yarattıkları hatırlatılıyor. Kilometrekarede 1,25 milyon mikro plastik parçası bulunduğunu bildiren rapor bu parçaların deniz canlıları tarafından yutularak sindirildiğini ve besin zinciri içinde insanlara kadar ulaşarak ciddi sağlık riski oluşturduğunu kaydetti.

Geri dönüştürülmüş plastik talebinin sadece yüzde 6’sına karşılık geliyor.

Plastik atıkların büyük çoğunluğu biyoçözünür olmadığı için çevreye bırakılan plastikler yüzlerce hatta binlerce yıl orada kalıyor. Plastik ürünlerden sigara izmariti, denizde 5 yıl süreyle çözünmeden kalıyor. Bu süre plastik torba için 20 yıl, plastik bardak için 50 yıl ve misina için 600 yıl.

Rapora göre Avrupa Çin’den sonra dünyada en fazla plastik üretilen bölge; burada üretilen 27 milyon ton plastiğin sadece üçte biri dönüştürülebiliyor.  Akdeniz’e en çok plastik atık ise Türkiye’den atılıyor (günde 144 ton). Daha sonra İspanya (126 ton), İtalya (90 ton), Mısır (77 ton) ve Fransa (66 ton) geliyor. Akdeniz kıyılarını ziyaret eden turistler ise atıkların her yıl %40 artmasına neden oluyor.

“Akdeniz’in plastikte boğulmasına izin veremeyiz”

Konuyla ilgili bir açıklama yapan WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar şunları söyledi:

“Plastik atıklar bugün çevre üzerinde hasara yol açıyor ve doğal hayatı öldürüyor. Sadece Akdeniz’de değil tüm dünyada insanlığın bugün karşı karşıya kaldığı en büyük çevre sorunlarından biri plastik atıkların yarattığı tehlikedir. Bu sorun ancak tüm paydaşların el ele vermesi ve ortak bir çalışma içine girmesiyle çözülebilir. WWF tüm dünyada bunu gerçekleştirmek için çalışıyor, paydaşları bir araya getiriyor ve değişimin öncülüğünü yapıyor. Bu, zihinlerde başlayarak davranışlara yansıyan bir değişim olacaktır. Bu yönde tüm dünyada aktif bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Bunun için de WWF-Türkiye olarak 2018’i ‘Plastik Yılı’ ilan ettik. Üretici ayağında çevre dostu üretimin artması ve önündeki engellerin kalkmasını, tüketici ayağında daha sorumlu ve bilinçli tüketimi, geri dönüşüm ayağında ise belediye işbirlikleriyle sistemin geliştirilmesini hedefliyoruz.”

WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli ise raporla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Aslında Akdeniz’deki plastik kirliliğinin etkileri tüm dünyada hissediliyor ve hem doğaya, hem de insan sağlığına zarar veriyor. Giderek kötüleşen plastik kirliliği, turizmi ve deniz ürünleriyle bilinen Akdeniz’in bu konumunu yok ettiği gibi, geçimlerini bu sektörlerden sağlayan toplulukları da tehdit ediyor. Bu kirlilik Akdeniz’in sağlığının ne denli bozulduğunu gösteriyor ve gerçek anlamda harekete geçilmesi için bir alarm işareti olarak kabul edilmelidir. Akdeniz’deki kirliliğe ciddi ölçeklerde katkıda bulunan Türkiye’nin bu alanda durumu iyileştirecek adımları ivedilikle atması gerekiyor. Akdeniz’in plastikte boğulmasına izin veremeyiz.”

Marmara Denizi’ndeki her 10 çöpün 1 tanesi plastik

Turmepa Temiz Deniz Derneği’nden verilerine göre, Marmara Denizi’ndeki her 10 çöpün 1 tanesi plastik, her 7 plastiğin 4 tanesi kara kökenli. Karadeniz’deki her 10 çöpün 5 tanesi plastik, her 5 plastiğin yüzde 50’si yabancı gemiler kaynaklı.

Şu anda denizlerde 150 milyon dolarlık plastiğin yüzdüğü tahmin ediliyor. Araştırmalara göre eğer plastik istilası böyle devam ederse 2025’te denizlerde 3 ton balığa karşılık 1 ton plastik, 2050’de ise balıktan çok plastik olacak. Prof. Dr. Ahmet E. Kıdeys balıkların çoğunun mide ve bağırsağında mikroplastik bulunduğunu söylüyor ve mikro plastiklerin insanlara da geçebileceğini belirtiyor.

28 türe ait 1337 balığın yüzde 58’inin mide ya da bağırsaklarında mikroplastik tespit edildi

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nce 2015 ve 2016’da Mersin ve İskenderun körfezlerinde yapılan çalışmalarda en yoğun tespit edilen plastik türleri, parçacık halde sert plastik, yumuşak plastik ve fiber parçacıklar. 2015’te 28 türe ait 1337 balığın yüzde 58’inin mide ya da bağırsaklarında mikroplastik tespit edildi. Bu parçacıkların yüzde 70’i fiber iplik, yüzde 20.8’i sert plastik, yüzde 2.7’si naylon, yüzde 0.8’i kauçuk ve yüzde 5.5’i ise tanımlanamayan plastik. Plastik tespit edilen balıkların hemen hepsi (çipura, barbun, istavrit gibi) Türkiye’de tüketilen ticari türler.

‘Balıklara geçiyorsa insanlara da geçer’

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet E. Kıdeys: Yediğimiz balıkların çoğunun mide ve bağırsağında mikroplastik buluyoruz. Başka bir araştırma grubu deniz tuzlarına baktı. Tuzda da mikroplastik saptadı. Mikroplastikler balıkların karaciğerine kadar girdi. Onlara geçiyorsa, insanlara da geçme ihtimali yüksek. Plastik kirliliğine karşı devlet, sanayi, halk el birliğiyle bir an önce harekete geçmek gerekiyor. Müfredata çevreyle ilgili güncel konular mutlaka eklenmeli.

‘O çöp kutusu değil, deniz kuşunun kursağı’

Greenpeace Akdeniz Denizler Projesi Sorumlusu Can Mehmet Doğru ise plastik sorunu hakkında şu sözleri sarf ediyor:

“Kana kana su içip iki dakika sonra attığınız bir plastik su şişesini düşünün. O plastik şişeyi attığınız yer aslında çöp kovası değil. Orası bir deniz kaplumbağasının midesi ya da bir deniz kuşunun kursağı. Çünkü plastiklerin yolculuğu maalesef denizlerde son buluyor. Kullandığımız her plastiğin Akdeniz’deki bir deniz kaplumbağasının midesine gitme ihtimalini fark etmeye ve tek kullanımlık plastikleri reddetmeye çağırıyoruz.”

Kaynak: WWF

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top