Buradasınız
Ana Sayfa > Bileşen Etkinlikleri > Turgutlu’daki Biyogaz Tesisi Göz Göre Göre Çevre Katliamı Yapıyor!

Turgutlu’daki Biyogaz Tesisi Göz Göre Göre Çevre Katliamı Yapıyor!

Turgutlu İzzettin köyünde çevreciler ve yöre halkının istemediği, proje sürecinin başından beri hukuka aykırı geliştiği biyogaz tesisi şimdi de yarattığı çevre felaketi ile gündemde. Biyogaz tesisi sıvı gübre dediği kimyasal atıklarını verimli tarım arazilerine, zeytinliklere döküyor ve kimyasal atıklarını gönderdiği Gediz Nehri’ni daha da kirletiyor. 

Başından beri tartışmalı gelişmelere sahne olan ve çevre örgütleri ile yöre köylülerinin istemediği Turgutlu‘ya bağlı İzzettin köyünde kurulmak istenen biyogaz tesisi, faaliyete geçtikten sonra yarattığı çevre katliamı ile yeni tartışmalara konu olurken, köylü vatandaşları da çileden çıkarttı. Tarım İl Müdürlüğü de verimli topraklarına zarar veren tahribat sonrasında köylü vatandaşlara “Toprağınızı ekmeyin” diyor, ama şirkete “dur” diyen ise olmuyor. “Topraklarımız kuruyor” diyen çiftçiler ise isyan ediyor ve “sesimizin duyulmasına destek olun” diyor. 

Tesis faaliyete geçene kadar hukuka aykırı gelişmeler yaşandı

Proje ile ilgili ÇED sürecinin başından itibaren hukuka uygun seyretmediğini ileri süren TURÇEP (Turgutlu Çevre Platformu) ve bazı STK mensupları, halkın tepki göstermesi sonrasında ÇED toplantısı yapılmadığı halde, sanki yapılmış gibi karar verilmesini de eleştirerek yürütmenin durdurulması ve işleyişin hukuka uygun bir hale getirilmesi talebi ile yerel mahkemeye dava açma başvurusunda bulunmuştu. Ancak bu kez de yerel mahkemenin engeli ile karşılaşılmıştı. Dava açma başvurusunda bulunanlar için “dava açmaya ehliyetiniz yok” diyen mahkeme, yapılan başvuruyu reddetmiş, böylece tartışmalı projeye geçit vermiş, çevrecilere ise fren koymuştu.

İlgili haber: Turgutlu’da Halk Şaibeli Toplantıya İzin Vermedi

Mahkeme kararına “adalet duygusunu zedeleyici kararlarla Turgutlu biyogaz mağduru edilmesin” şeklinde tepki gösteren Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP), bir üst mahkemece incelemesi için konuyu Danıştay’a taşıyarak kararı temyiz etti. Mahkeme kararını ve belgeleri inceleyen Danıştay da mahkemenin fren koyduğu vatandaşın dava açma hakkına geçit verdi ve Manisa 1. İdare Mahkemesi‘nin kararını bozdu.

İlgili haber: TURÇEP: Turgutlu Biyogaz Mağduru Yapılmasın!

Danıştay 6. Dairesi’nin oybirliği ile verdiği kararda, biyogaz projesine karşı dava açılması için başvuruda bulunanlara “dava açma ehliyetleri yok” diyerek dava açılmasını reddeden Manisa İdare Mahkemesi’nin bu kararı eleştirildi.  Yurttaşların dava açmaya ehliyetli olduklarını belirten Danıştay,  mahkemenin verdiği kararı da “yurttaşların adil yargı ve hukuk arayışına karşı yapılmış bir orantısız müdahale” şeklinde değerlendirdi.

İlgili haber: Danıştay Yurttaşlara Geçit Verdi, Mahkemenin Kararını Bozdu

18 Haziran 2020 tarihinde yapılması planlanan ÇED Halkın Katılımı Toplantısı, yapılan yanlış işlemler dolayısıyla şaibe gölgesinde kalınca
başta köy muhtarı olmak üzere halk tepki göstererek toplantıya katılmamıştı.

Hukuka aykırı gelişmelerden sonrası: Tesisin yarattığı çevre katliamı

Böylece hukuk sürecinin işlemeye başlaması üzerine dava başvurusu mahkeme tarafından kabul edilerek bilirkişi keşfine karar verildi. Keşif raporunun şirket lehine olması ve mahkemenin de bilirkişi raporu doğrultusunda karar vermesi sonrasında TURÇEP tarafından bu mahkeme kararı da temyiz edildi. Ama Danıştay bu kez mahkeme kararını onaylayınca, konu bu kez TURÇEP tarafından Anayasa Mahkemesi‘ne kadar taşındı. AYM’ye yapılan başvuru nedenleri de, “biyogaz projesi ile ilgili ÇED sürecinin başından beri hukuka aykırı bir şekilde geliştiği, mahkemenin tutumunun kamu yararını gözetmek yerine şirketin çıkarlarını kollama şeklinde gerçekleştiği, yargı süreci devam ederken bile şirketin projesinin gerçekleşmesi için tesislerin inşa edilmesine hız kesmeden devam edildiği” şeklindeydi.

Sonunda önünde hiç bir engel kalmayan şirket tarafından tesislerde faaliyete geçildi. İzzettin köyü biyogaz tesisinin faaliyete başlamasından bir kaç ay sonra karşılaşılan çevresel tahribat ve kirlilik nedeniyle yöre köylüleri aldandıklarının farkına varmaya başladı ve yaşadıkları karşısında da çileden çıktı.

Biyogaz tesisi sıvı gübre dediği kimyasal atıklarını verimli tarım arazilerine, zeytinliklere döküyor ve kimyasal atıklarını gönderdiği Gediz Nehri’ni daha da kirletiyor. Tarım İl Müdürlüğü de verimli topraklarına zarar veren tahribat sonrasında köylü vatandaşlara “Toprağınızı ekmeyin” diyor, ama şirkete “dur” diyen olmuyor. “Topraklarımız kuruyor” diyen çiftçiler ise isyan ediyor ve “sesimizin duyulmasına destek verin” diyor.

İlgili haber: Biyogaz Tesisinde Yakılacak Atıklar Çevreye Ve Insan Sağlığına Zararlı

Biyogaz Tesisi Göz Göre Göre Çevre Katliamı Yapıyor!

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Turgutlu’nun Musalaryeniköy ve İzzettin mahalelerinde, bölge halkının karşı çıkmasına rağmen yapılan biyogaz tesisinin atıklarını bağ, bahçe ve sulama kanallarına boşalttığı yönündeki şikayetleri dinlemek üzere vatandaşlarla buluşarak incelemeler yaptı. Başevirgen, “Turgutlu’da şu an göz göre göre bir çevre felaketi yaşanıyor. Tarla, bağ ve bahçelere vidanjörlerle kamyon kamyon atık boşaltılıyor. Verimli tarım arazilerimiz şirketler tarafından çöplük gibi kullanılıyor.” dedi.

CHP Manisa Milletvekili Bekirbaşevirgen, Musalaryeniköy muhtarı ile birlikte biyogaz tesisinin zarar verdiği arazilerde inceleme sırasında

“Doğal Dediler İnandık”

Biyogaz tesisinin yapıldığı mahallelerin muhtarları ile görüşen Başevirgen, “Mahalle sakinlerine bu tesiste kimyasal hiçbir madde olmadığı, dökülecek olan sıvı gübrenin de yüzde atmışının büyükbaş hayvan, yüzde kırkının da tavuk gübresi olacağı söylenmiş. Birkaç tarla sahibi de buna inanarak yaklaşık 600-700 ton atığın doğal gübre olarak arazilerine dökülmesine izin vermiş. Ancak beton direkler ve tellerle çevirmiş olan arazilere de bu çitler kırılarak girilmiş. İzin alınan yere böyle girilir mi?” diye sordu.

“Analiz Sonuçları Şirketi Yalanlıyor”

İl Tarım Müdürlüğünden son gelen analiz sonuçlarına göre dökülen sıvı gübrede tuz oranının oldukça fazla çıktığını söyleyen Başevirgen, “Verilen raporda bu gübrelerin tarlalarda kullanılmaması gerektiği de belirtilmiş. Tuz oranı yüksek olduğu için toprak çoraklaşıyor. Birçok alan kurumuş. Bölge halkı karşı çıkıyor ve bu atıkların tarım arazilerine atılmasını istemiyor. Şirketin “doğal” dediğine İl Tarım Müdürlüğü “kimyasal” diyor. Analiz sonuçları da şirketi yalanlıyor.“ diye konuştu.

“Atıklar Doğrudan Gediz Nehrine Ulaşıyor.”

Tahliye kanallarına boşatılan atıkların doğrudan Gediz Nehri‘ne ulaştığını söyleyen Başevirgen, “ Atıkların boşaltıldığı yerlerin bazıları küçük kanallar, bazıları kurutma kanalları bazıları tahliye kanalları. Buraya boşaltılan atıklar doğrudan Gediz Nehri’ne ulaşıyor. Gediz Nehri’ndeki kirlilikle zaten yıllardır mücadele ediyoruz. Şimdi yağmurların artacağı bir döneme giriyoruz. Yağmur suyuyla birlikte bu atık daha da geniş yerlere taşınacak. Toprak ve suya bulaşarak yayılımı artacak. İnsan ve hayvan sağlığı ile tarım arazilerine daha büyük zarar verecek.” diye konuştu.

“Hayvancılık Yapanlar Da Tehlike Altında”

Bölgeye dökülen bu atıklar nedeniyle sineklerde artış olduğunu söyleyen Başevirgen, “ Havaların ısınmasıyla sinek ve koku sorunu daha da ağırlaşacak. Hayvancılık yapanlar da büyük tehlike altında. Sinekler vasıtasıyla hayvanlara taşınacak olan bu kimyasallar hayvanlarda ciddi kan ve deri hastalıklarına neden oluyor. Hayvancılıkla uğraştığını söyleyen bir vatandaşımız hayvanlarını otlattığı yerin yakınına 50-60 tanker atık boşaltıldığını belirtti. Yayılan koku ve toprağa karışan asit nedeniyle hayvanlarının zarar gördüğünü ve derilerinde yaralar oluştuğunu, bir de veteriner ve ilaç masrafları ile uğraşmak zorunda kaldıklarını söyledi. Bölge ciddi tehlike altında.” dedi.

“Bereketli Tarım Arazilerimizi Sermayeye Kurban Etmeyin”

Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, yaptığı değerlendirmede, “Biyogaz üretimi sonrasında oluşan katı maddelerin gübre olarak kullanıldığını biliyoruz. Ortaya çıkan sıvı atıkların ise uygun koşullarda deşarj edilmesi gerekir. Bazı durumlarda tarla ve sera bitkileri için gübre olarak kullanılsa da aslında öncesinde tekrar arıtılması gerekmektedir. Çünkü bu sıvı kısım aslında yüksek kirlilik içermektedir. Ayrıca fermentöre konulan maddelerde bulunabilecek toksik maddeler nedeniyle reaktör çıkışından sonra atıklar analiz edilmelidir. Yaşanan bu çevre katliamına karşı ilgili kurumları göreve davet ediyoruz. Bereketli tarım arazilerimizi sermayeye kurban etmeyin.” diye konuştu.


Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top