Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > TURÇEP: Çevre sağlığı ile halk sağlığı bir bütündür, çevreye ve insana saygı!

TURÇEP: Çevre sağlığı ile halk sağlığı bir bütündür, çevreye ve insana saygı!

Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP) tarafından 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. TURÇEP ve bileşenlerinin katıldığı basın açıklamasında 5 Haziran gününün bugünün gerçeğinde bir kutlamadan çok, yaratılan doğa tahribatlarına gür sesle “DUR” denilen bir mücadele günü anlamını taşıdığını vurgularken, “salgın günlerinden sermayeye rant sağlamak için değil, sağlıklı yaşam ve insanlık adına ders çıkarmak için yararlanılsın” çağrısında bulunuldu.

Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP) tarafından 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. TURÇEP ve bileşenlerinin katıldığı ve pandemi koşullarına uygun, sosyal mesafe kurulları da uygulayarak gerçekleştirdiği basın açıklamasında TURÇEP, 5 Haziran gününün bugünün gerçeğinde bir kutlamadan çok, doğada yaratılan tahribatlara gür sesle “DUR” denilen bir mücadele günü anlamını taşıdığını vurgularken, “salgın günlerinden sermayeye rant sağlamak için değil, sağlıklı yaşam ve insanlık adına ders çıkarmak için yararlanılsın” çağrısında bulundu. Bugün saat 18.00’de Turgutlu eski belediye binası önündeki açık alanda gerçekleştirilen TURÇEP’in basın açıklaması şöyle:

ÇEVRE VE HALK SAĞLIĞI BİR BÜTÜNDÜR, ÇEVREYE VE İNSANA SAYGI!

Bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlamalarına tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüsünün etkisi altında, karantinalı günler yaşandığı bir dönemde girdik. Bilim çevrelerinin yaptığı tespitler ve tüm uyarılar yaşanan bu salgın hastalığın dayandığı en temel nedenin aşırı düzeydeki çevre kirliliği ile doğada yaratılan tahribata dayalı olduğunu bildirmektedir. Bu da göstermektedir ki; 5 Haziran Dünya Çevre Günü artık sadece klasik bir kutlama günü değil, yaratılan çevre kirliliğine “SON”, doğaya yönelik tahribatlara “DUR” demenin en gür sesle haykırıldığı gün anlamını taşımalıdır.

Uygulanan yanlış ekonomi politikalarıyla ülkemizi ekonomik çöküş sürecine sokan iktidarın krizden kurtulma formülü diye, toplumcu ve sosyal politika uygulamak yerine ülkenin her köşesini sermaye için ranta açan politikalara yönelmesi, yaşanan doğa tahribatını daha korkunç düzeye yükseltmekte, yaratılan tahribat artık “yıkım” haline dönüşmektedir. Küresel ısınma, iklim krizi yaşanırken, bu tehditlere karşı doğanın güvencesi olan ormanlarımızın madencilik projelerine, en verimli tarım arazilerinin jeotermal, termik santral, kimyasal ve metalik madencilik gibi projelere feda edilmesi, sit alanları ve milli parkların sermaye için ranta açılması, halkın yaşam alanlarının bile sermayenin mülkü haline dönüştürülmeye çalışılması sonuçta sağlıklı yaşam için ciddi tehdit haline gelmektedir.

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SAĞLIKLI ÇEVRE!

Çevre; tüm canlıların ortak yaşam alanı, insan da yaşadığı çevrenin doğal bir parçasıdır. İnsanı yaşadığı doğal çevreden soyutlamak mümkün değildir, çevre ve insan ekosistem ve ekolojik yaşam içinde bir bütündür. Bu nedenle çevre sağlığı denildiğinde, bunun insan sağlığı ile doğrudan bir bağlantısı vardır. Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı bir çevreye sahip olunması, çevre sağlığına sahip çıkılması zorunludur. Ancak Siyasi iktidarı sermayenin esiri ve kapı kulu haline getiren uygulamaları ile verilen kararlarda bilimden ve sağduyudan uzaklaşıldığı görüldüğü gibi, doğadaki ekolojik yaşamı bir rant kapısı haline getiren politikalarla da koronalı günlerde halkın evde kalma sürecinin bile sermayenin rant ihtiyacı için bir fırsata dönüştürme tavrı da hukuktan da uzaklaşıldığının bir göstergesi de olmaktadır.

5 Haziran Dünya Çevre Günü, bir yanda sermayenin rant ihtiyacı için doğa tahribatları yaşanırken, doğanın yılmaz koruyucularının da var olduğunun ortaya konulduğu, doğada yaratılan tahribata, yaşamı tehdit altına sokan yıkıma en gür sesle DUR denilen gün olarak değerlendirildiği mücadele günü olacaktır. Yine bu nedenle 5 Haziran tarihleri “Ekolojik Yıkımla Mücadele Günü” olarak, yaratılan doğa tahribatı ve yaşanan salgın günlerinin de sorumlusu olan mevcut iktidar politikaları ile sırtını dayadığı sistemin en açık şekilde sorgulandığı gün anlamını taşıyacaktır.

Toprak, hava ve su doğadaki yaşamın saç ayağıdır. Halkın yaşam alanlarını, ormanları sermayenin mülkü haline getirme ısrarının neden olduğu hava kirliliği, akarsular ve yeraltı sularında kirlenme, su kaynaklarını giderek yok edecek bir tehdit oluştururken, tarım arazilerinin sermaye şirketleri için feda edilmesi sonucu, hava ve su ile birlikte doğada yaşam döngüsünü oluşturan toprak da çevre ve insan sağlığı açısından ciddi tehdit altına sokulmaktadır. Bu nedenle yaşamın devamını sağlamak, doğaya ve çevre sağlığına sahip çıkmak ile özdeş bir anlam taşımaktadır. TURÇEP ve Kent Konseyi Çevre ve Sağlık Çalışma Grubu olarak; salgın günlerinin gölgesinde yaşanan bu 5 Haziran Çevre Günü’nde; siyasi iktidarı sermayeye esir eden doğa katliamcısı uygulamalardan vaz geçmeye, yüzünü bilime, akıla ve hukuka dönmeye davet ediyor, milyonların seslendirdiği “iklimi değil sistemi değiştirin” sözüyle tüm insanlığa doğaya karşı işlenen cinayetlere en gür sesle “DUR” denilsin çağrısı ile salgın günlerinden sermayeye rant sağlamak için değil, sağlıklı yaşam ve insanlık adına ders çıkarmak için yararlanılsın çağrımızı da tekrarlıyoruz.

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SAĞLIKLI ÇEVRE!
TOPRAĞINA, HAVANA, SUYUNA, YAŞAM ALANINA, TARIM ARAZİNE SAHİP ÇIK!
SALGINDAN RANT DEĞİL, SAĞLIK ve İNSANLIK İÇİN DERS ÇIKARILSIN!
DOĞANIN TALANINA HAYIR!

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top