Taleplerini duyurmak, hak kayıplarını engellemek için insanlar tarihsel sürecin her aşamasında sokağı kullanmışlar. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecek.

 Zamanın özelliklerine göre kullanılacak araçlar çoğalsa da sokak belirleyici olmaktadır. Sosyal paylaşımlar, gazete ve televizyonlar günümüzün en etkin araçları olsalar da sokağın gücünü aşamıyorlar. Bu nedenle de sokak hareketliliklerinin yolu bir biçimde kesilmek isteniyor.

 İşçi, gençlik ve kadın eylemlerinde engellemenin örneklerini çok fazla gördük. Sokağı (Sokak, alanlar-meydanlar-tepkinin gösterildiği yer anlamında kullanılmaktadır) kullanmaya üretici köylüler ve ekoloji mücadelesi verenler de katıldı. Çeşitli gerekçelerle bu eylemler de yasaklanmaya başlandı.

 Cumartesi günü Kazdağı direnişinin yıldönümü nedeniyle yapılmak istenen basın açıklamasına saldırıldı, 16 kişi gözaltına alındı, sabah serbest bırakıldılar. Manisa Salihli’de köylülerin JES’e karşı verdikleri mücadele; Konya Ilgın ilçesinde köylülerin kömür işletmesinin topraklarını yok etmesini önleme direnişi engellenmek istendi. Köylüler yerlerde sürüklendi. Urfa’da, Diyarbakır’da elektrikleri kesilen üretici köylülerin tepkisi de saldırıyla karşılandı. Yani toprağına, suyuna; geleceğine sahip çıkan ve sokağı kullananlara yönelik tavırda şiddet de artırıldı. Örnekler çoğaltılabilir.

 Artvin ve Rize’de yaşananlar hafızamızda. Fatsa maden sahasında köylülerin direnişlerinde tazyikli su sıkılması unutulmadı. Çaybaşı İlküvez halkının “çöp direnişi” ve uğradıkları saldırının, gözaltına alınmanın üzerinden çok zaman geçmedi; hafızalarda tazeliğini koruyor.

 Ekoloji mücadelesinde dernekler ve platformlar bir sorun üzerinden kurulmuştu. Şimdi sorunlar o kadar çoğaldı ki, ekoloji mücadelesi ortaklaştı. Artık tek bir sorunla ilgilenen dernek ve platformlar kalmadı. Adı bir sorunu içerse de dayanışmayla diğer sorunlarla da ilgilenmeye başlandı. Zaten bir dernek-platform yalnızca bir konuyla ilgilenmeyi kendine amaç edinirse başarılı olma şansı yok. Yalnızca bir sorunla ilgilendiğini söyleyenler, başka sorunlara seyirci – ilgisiz kalırsa kendi ilgilendiği soruna başkalarının da ilgisiz kalmasına hazır olmalıdır. Hele bu aynı il, ilçe içinde yaşanıyorsa kabul edilebilir bir tutum değildir.

Ekoloji mücadelesinin kendi içindeki dağınıklığın giderilmesi için Ekoloji Birliği önemli bir güç oldu. Ordu’dan Kazdağları’na, Salihli’ye, Ilgın’a  destek bu sayede oluyor. Yarın Ordu’daki bir soruna karşı verilen mücadeleye Türkiye’nin dört bir tarafından destek gelecektir.

Bırakın aynı il, ilçede olmayı, ekoloji mücadelesi veren kimler varsa, hangi bölgedeyse bulunduğumuz yerden destek sesi yükseltebilmeliyiz.