‘Taksim Dayanışması’ndan Gezi davası mütalaasına tepki ve duruşmaya çağrıBildirilerHaberlerHukuk by Ekoloji Birliği - 11 Şubat 202011 Şubat 20200 Taksim Dayanışması, Gezi davası mütalaasına karşı tepki göstererek yaptığı açıklamada “Karanlık gider, gezi kalır. Gezi’yi sonuna kadar savunmak borcumuzdur” dedi. Açıklamada ayrıca 18 Şubat’ta Silivri’de görülecek davaya da katılım çağrısı yapıldı.Taksim Dayanışması, esas hakkındaki mütalaanın verilmesinin ardından ilk duruşması 18 Şubat’ta görülecek olan Gezi davası sürecine ilişkin TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Karaköy binasında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada ayrıca 18 Şubat’ta Silivri’de görülecek davaya da katılım çağrısı yapıldı.Gezi Parkı eylemlerine ilişkin açılan ve iş insanı Osman Kavala’nın tutuklu yargılandığı, Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın da aralarında olduğu 16 sanıklı davada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne mütalaasını sunmuştu. Mütalaada Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu’na ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edilmişti. Gezi Parkı davasının 18 Şubat’ta görülecek duruşmasında karar çıkması bekleniyor. Üç kişi için ağırlaştırılmış müebbet, diğerleri için de 20 yıla kadar hapis istenen Gezi davası mütalaasına karşı açıklama yapan Taksim Dayanışması, “Karanlık gider, Gezi kalır” dedi. 18 Şubat’ta Silivri’de görülecek davaya katılım çağrısı yapılan açıklamada, AKP’nin muhalefeti bu tür davalar eliyle bastırmaya çalıştığına dikkat çekildi, “Gezi’deki gibi bir arada olmalıyız” denildi. Gezi davasında Kavala, Yapıcı ve Aksakoğlu için ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talebi yer alıyor“Gezi”yi karalayıp suçlu göstermeye çalışıyorlar” TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nin Karaköy Binası’nda düzenlenen basın toplantısına siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ve çok sayıda kişi katıldı. Basın toplantısında açıklamayı Gezi Davası’nda yargılanan Taksim Dayanışması sözcülerinden Mücella Yapıcı okudu. Yapıcı “Ülkemizin toplum, kent ve demokrasi tarihinin en parlak ve onurlu sayfalarından biri olan ve anayasal, demokratik bir hak kullanımı olan Gezi Direnişi suçlulaştırılmaya çalışılmaktadır” ifadelerini kullandı. Yapıcı sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu ülkede kurgu davalarla defalarca karşılaştık. Herkes gerçeği biliyordu, yargı ise kararlarıyla şaşırtıyordu. Aklımız, mantığımız, izanımız defalarca sınandı. Zamanında bu davaları haklı bulanlar, yıllar sonra çıkıp “kandırıldık” dediler. Üstelik bunu, bir mensubu olmadıkları yargı adına söylediler. Bu kandırılma, uydurulmuş delillerle, tanıklarla ve kurguyla sanık sandalyesine oturtulanların yaşam haklarının ihlaline sebep oldu. Şimdi aynı senaryoyu yeniden yaşıyoruz. Akıl sağlığı yerinde olmayan bir tanığın, nereden geldiği belli olmayan ve tehdit de sayılamayacak olan bir adet gaz maskesinin, bir masanın, iki sandalyenin etrafında dönen yüzlerce sayfalık bir iddianameyle Gezi yargılanıyor. İddianamede geçen isimler nezdinde, demokratik haklarını kullanmak için sokağa çıkan milyonlarca insan yargılanıyor.”“Gezi; eşitlik, özgürlük ve adalet umududur”“Gezi’nin ne olduğunu binlerce kez anlattık. Gerekirse milyonlarca kez daha anlatırız. Gezi, bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur” ifadelerini kullanan Yapıcı “Gezi bir kalkışma, bir darbe girişimi gibi değerlendirilemez, aynı cümle içinde bile anılamaz. Çünkü Gezi, her bir yurttaşın tamamen kendi iradesiyle, kendi itirazını alıp geldiği, sözünü söyleyebildiği, taleplerini sıralayabildiği, kendi haklarını savunduğu, eşitlikçi, özgürlükçü ve paylaşımcı bir şenliktir. Baskıdan, yalandan, adaletsizlikten, liyakatsizlikten, hak ihlallerinden bunalmış insanların sözünü söyleme şeklidir. Halkın itiraz hakkı demokrasinin bir parçasıdır, demokrasi bir bütündür ve bölünemez” dedi. “Gezi’yi sonuna kadar savunmak borcumuzdur”Polisiyle, yargısıyla, medyasıyla hakikati baskılayıp tarihi yeniden yazmaya çalışanlara inat, gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, gücünü Gezi’nin eşitlikçi, özgürlükçü ve barışçıl birlikteliğinden alacaktır. Milyonları da yargılasanız, bu gerçeği yok edemeyeceksiniz. Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürmenize asla izin vermeyeceğiz. Bu yargılama, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Fethullahçıların müştereken işlediği suçların en yenisidir”“Yargılananların, ‘ben yapmadım’ demesini kimse beklemesin”Açıklamanın devamı şöyle: “Gezi Davası’nda yargılananların “yapmadım, etmedim, görmedim, duymadım” demesini kimse beklemesin. Gezi Direnişi’nin faili addedilseler de Gezi’nin öznesidirler. Gezi’nin tanığı da milyonlarca yurttaştır. Bu iddianame sadece yargılananlara değil, Gezi’de yer alan, sözünü sakınmayan, kendi kaderine sahip çıkan milyonlarca insanın aklına ve iradesine de saygısızlıktır. Gezi Davası, Ali İsmail Korkmaz‘a son tekmeyi atan polis Mevlüt Saldoğan‘ın mağdur sıfatıyla katılımını kabul ederek, akıl sağlığının yerinde olmadığını kendisi de kabul etmiş olan tanığın sesli ve görüntülü ifadesini avukatlardan sakınarak, bu tanığı hayati tehlikesi var diye yüksek güvenlikli duruşma salonuna dahi getirtmemek suretiyle yargının bir parçası olan savunma avukatlarını zan altında bırakarak, yargılananların ve savunma avukatlarının tanığa soru sorma hakkını ihlal ederek, reddi heyet talebini hiçe sayarak ve İHAM kararlarını da tanımayarak, sadece hukukla değil, vicdanla, akılla ve mantıkla da ilişkisi olmadığını ispatlamıştır.“Gerçekleri söylemeye devam edeceğiz”Açıklamanın sonunda şu sözler yer alıyor: “Gezi, hiçbir iddianamenin, hiçbir ‘ yeniden kıymetlendirilmiş’ Fethullahçı dosyasının kirletemeyeceği kadar büyük bir toplumsal gerçekliktir. Gerçekliğinin şahidi boldur. Biz Taksim Dayanışması olarak; 2012 yılının şubat ayında ilk toplantımızı yaptığımız andaki taleplerimizin de, Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesildiği ve çadırlarımızın yakıldığı günlerdeki tepkimizin de, gencecik çocuklarımıza kıyan polis şiddetinden hesap soran tutumumuzun da, parklarda, meydanlarda, sokaklarda özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam talep eden milyonların taleplerinin de kararlılıkla arkasında durmaya devam edeceğiz. Polisiyle, yargısıyla, medyasıyla hakikati baskılayıp tarihi yeniden yazmaya çalışanlara inat, gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz.Bir suçlu aranıyorsa Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım’ın, Hasan Ferit Gedik’in ve Ahmet Atakan’ın ölümünde aranmalıdır” şeklinde tamamlanan açıklamanın, “Bu davada adı bile geçmeyen bu canlarımıza, Gezi’yi sonuna kadar savunmak borcumuzdur. Geziyi savunduk, savunacağız. 18 Şubat’ta Silivri’deyiz!” sözleriyle bitirilmesinin ardından salonu dolduranlar dakikalarca ayakta alkışladı. Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print