Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Şehir Plancıları Odası uyardı: Çeşme, Urla, Foça, Karaburun, Gediz Deltası, hepsi tehlikede

Şehir Plancıları Odası uyardı: Çeşme, Urla, Foça, Karaburun, Gediz Deltası, hepsi tehlikede

TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, korunan alanlarla ilgili yönetmelikte yapılan değişiklikle Çeşme, Urla, Foça, Karaburun ve Gediz Deltası’nın tehlike altına girdiği belirtilerek, bu bölgelerdeki koruma altındaki alanlarda maden kazıları ve sanayi siteleri de dahil pekçok tahrip edici çalışmanın yapılabilir hale geldiğini vurguladı.

TMMOB‘a bağlı Şehir Plancıları Odası‘nın İzmir Şubesi (ŞPO), insanın doğaya müdahalesinin bir sonucu olarak görülen Koronavirüs salgının dünyayı sarstığı bugünlerde, korunan alanlarla ilgili yönetmelikte değişiklik yapılarak Sit alanlarında ciddi tahribat oluşturacak ve bazılarının da yok olmasına neden olacak müdahalelerin önünün açıldığını bildirdi. ŞPO İzmir Şubesi açıklamasında; bu yönetmelikle Çeşme, Urla, Foça, Karaburun ve Gediz Deltası’nın tehlike altına girdiği belirtilerek, bu bölgelerdeki koruma altındaki alanlarda maden kazıları ve sanayi siteleri de dahil pekçok tahrip edici çalışmanın yapılabilir hale geldiği vurgulandı.

Sit dereceleri de değiştirilmişti

ŞPO İzmir Şubesi’nin açıklamasında doğal sit alanlarının koruma statülerinin parça parça değiştirildiği, sit alanlarının daraltıldığı ve koruma statülerinin düşürülmesi sonrasında, yapılan bu değişiklikle bir de kullanma koşullarındaki kapsamın genişletildiğine dikkat çekildi. Bu yönetmelik değişikliği ile İzmir’de de korunması gerekli birçok doğal alanın tehdit altına girdiği; Foça, Urla ilçeleri ile Karaburun, Çeşme Yarımadaları ve ülkemizin en önemli sulak alanlarından biri olan Gediz Deltası başta olmak üzere korunması gerekli doğal sit statüsündeki alanların, doğal niteliklerinin bozulmasının önünün açıldığı ve söz konusu nitelikli alanların yapılaşma tehdidine açık hale getirildiği ifade edildi.

Ayrıca son dönemde kamuoyu gündeminde olan “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilanı ve bu bölge için alınmış acele kamulaştırma kararlarının da bu sürecin parçası olduğu hatırlatıldı.

Koruma alanlarına zarar verecek faaliyetler

Egeli Gazete‘de yer alan açıklamada; bu yönetmelik değişikliği ile Nitelikli Doğal Koruma Alanlarında, entegre nitelikte olmayan tarım ve hayvancılık tesisleri ile balıkçı barınağı, iskele, kültür balıkçılığı ve doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulama ve yapılaşmalara izin verildiği vurgulandı. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları‘nda da, diğer koruma statülerinde yapılabilecek yapı ve faaliyetlerin yanı sıra sanayi tesislerini de içerecek biçimde entegre üretim ve depolama tesisleri ile madencilik faaliyetlerinin yapılmasına olanak sağlandığına dikkat çekildi.

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesinin açıklaması şöyle:

“İnsanın doğaya müdahalesinin bir sonucu olarak görülen Covid-19 salgının dünyayı sarstığı bugünlerde, 16.03.2020 tarih ve 31070 Sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik’te değişiklikler yapılarak, 2863 Sayılı Kanun kapsamında koruma altına alınmış olan doğal alanlarda ciddi tahribat yaratacak ve kiminin yok olmasına yol açabilecek müdahalelerin önü açılmıştır.

2000`li yılların başından itibaren hızla uygulanan neoliberal politikalarla sermayenin kentsel mekâna olan ilgisi giderek artarken, mekân; ülkemiz ekonomik değer yaratım süreçlerinde temel araçların başında gelmeye başlamış, doğal ya da kentsel tüm mekânların sermaye birikimini sağlamak adına piyasa mekanizmalarına konu olma sürecine acı bir şekilde tanık olunmuştur. Bu dönemde; doğal, kırsal ve kentsel mekân giderek metalaştırılmışve çeşitli biçimlerde el koyma süreçlerine maruz kalmıştır. Sermayenin mekânın niteliğine bakmaksızın artan talepleri doğrultusunda ortak değerlerimiz olan kültürel ve doğal niteliklere sahip alanlar hızla metalaştırılmakta, bu kaynaklara sermaye tarafından el konulmasını sağlayacak yasal düzenlemeler hızla yerine getirilmektedir.

2000 sonrası yapılan düzenlemelerde “torba yasa” bir taktik olarak kullanılmaya başlanmış, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu`nda yapılan değişikliklerle “Acele Kamulaştırma” kararlarına olanak sağlanmış, Bütünşehir Kanunu olarak nitelendirilen 6360 Sayılı Yasa, 6306 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, 3194 sayılı İmar Kanunu gibi kanunlar ve ilgili yönetmeliklerde yapılan değişiklikler ile hem yapılı hem de doğal çevre üzerinde sermaye taleplerinin gerçekleştirilmesi yönünde yasal altlıklar hazırlanmıştır. Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik`te yapılan değişiklik de bu sürecin devamı niteliğinde olup, bu değişiklikle, sermayenin doğal alanlar üzerindeki taleplerinin karşılanmasına yönelik yeni bir yasal altlığın yürürlüğe konulmuş olduğu görülmektedir.

Bu Yönetmelik değişikliği ile; Nitelikli Doğal Koruma Alanlarında, entegre nitelikte olmayan tarım ve hayvancılık tesisleri ile balıkçı barınağı, iskele, kültür balıkçılığı ve doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulama ve yapılaşmalara izin verilmekte, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanlarında da, diğer koruma statülerinde yapılabilecek yapı ve faaliyetlerin yanı sıra sanayi tesislerini de içerecek biçimde entegre üretim ve depolama tesisleri ile madencilik faaliyetlerinin yapılmasına olanak sağlanmaktadır.

Doğal sit alanlarının koruma statülerinin parça parça değiştirilmesi, sit alanlarının daraltılması ve koruma statülerinin düşürülmesi sonrasında, yapılan bu değişiklikle bir de kullanma koşullarındaki kapsamın genişletilmiş olduğu görülmektedir. Bu yönetmelik değişikliği ile İzmir`de de korunması gerekli birçok doğal alan tehdit altına girmiştir. Foça, Urla ilçeleri ile Karaburun, Çeşme Yarımadaları ve ülkemizin en önemli sulak alanlarından biri olan Gediz Deltası başta olmak üzere korunması gerekli doğal sit statüsündeki alanların, doğal niteliklerinin bozulmasının önü açılmış ve söz konusu nitelikli alanlar yapılaşma tehdidine açık hale getirilmiştir. Son dönemde İzmir kamuoyu gündeminde olan “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilanı ve bu bölge için alınmış acele kamulaştırma kararlarının da  bu sürecin parçası olduğu unutulmamalıdır.

Uluslararası Sözleşmeler ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında koruma altına alınan ve mutlak suretle korunması gerekli doğal sit alanlarının mevzuatta yapılan bu değişikliklerle rant baskısına kurban edilmesi ve yapılaşma baskısı altında bırakılması asla kabul edilemez.

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi olarak mevzuat değişikliklerine ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmekten ve sürece ilişkin mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi belirtmek isteriz.”

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI İZMİR ŞUBESİ
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Şehir Plancıları Odası uyardı: Çeşme, Urla, Foça, Karaburun, Gediz Deltası, hepsi tehlikede” hakkında bir düşünce

Bir cevap yazın

Top