UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nde çıkan yangın sonrası, Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı İshak Memişoğlu ve SAMÇEP Sözcüsü Mehmet Özdağ, alanın imara açılma riski taşıdığını söyledi. Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara da, anayasanın 169. maddesinde yapılan değişikliklerden sonra artık orman alanlarında imar izni almak yeterince kolay olduğuna dikkat çekiyor.

Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde bulunan UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi‘nde yer alan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nde geçtiğimiz Salı günü yangın çıktı. Ekiplerin yoğun çalışması sonucu 8 saatte söndürülen yangında 2 bin dönümlük alan zarar gördü. Aynı zamanda birçok hayvanın telef olduğu yangında hayanların doğal yaşam alanları da ciddi oranda zarar gördü.

Samsun Gazetesi’nin haberine göre, Kızılırmak Deltası‘nın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alması nedeniyle imara açılma olasılığının olmaması gerektiğini belirten Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı İshak Memişoğlu, “Türkiye koşullarında ne yazık sürprizlerle karşılaşabiliyoruz. İmara açılması konusunda gelebilecek teklifin kabul edilmesi mümkün değil. Bu, oradaki doğal mirasa ihanet ve felaket olur. Mimarlar Odası olarak konuyu yakından takip ediyoruz. Bundan sonra yapmamız gereken oradaki yaraları en kısa zamanda sararak, o bölgeyi gerçek sahipleri olan canlılara iade etmektir. İnsanlık bunu gerektirir” dedi.

“YANILMIŞ OLMAYI UMARIZ”

Süreci en başından beri takip ettiğini ve Kızılırmak Deltası’nı ana hatlarıyla bildiğini ifade eden SAMÇEP (Samsun Çevre Platformu) Sözcüsü Mehmet Özdağ, “Normal şartlar altında bir imar faaliyeti olması düşünülemez. Fakat yanan alanın parselasyonuna bakıldığı zaman turistik tesis kurulması anlamında uygun bir yer. Biz Türk halkı olarak endişelenmekte haklıyız. Şu anda imar planlarında olmaması olmayacağı anlamına gelmiyor. Bir Samsunlu olarak içim hiç rahat değil. Samsun’un doğal yaşam alanlarını korumakla görevli olanlar bu alanları birileri rant sağlamayı kafalarına koydularsa işimiz çok zor. Umarım yanılıyoruzdur” diye konuştu.

YANAN ALANLAR HERHANGİ BİR GEREKÇEYLE İMARA AÇILABİLİR Mİ?

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara da, Anayasanın 169. maddesinde yapılan değişikliklerden sonra artık orman alanlarında imar izni almak yeterince kolay olduğuna dikkat çekiyor. BBC’ye konuşan Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Özkara, yasada yapılan değişikliklerden önce bir orman arazisinde herhangi bir imarın yapılmasına çok istisnai durumlarda izin verildiğini, ancak son yıllarda bu durumun değiştiğini anlatıyor:

“Yasada yapılan değişiklikler yüzünden artık orman alanlarında imar izni almak yeterince kolay. Yani imar izni almak için ormanı yakmak daha zor bir iş. Biz burada bir kaşık suda fırtına çıkarıyoruz ancak devlet, yakarak yapıldığı sanılan rantın daha fazlasını kendi eliyle yasalar çerçevesinde yapıyor zaten. “Örneğin yeni çıkarttıkları 7139 sayılı yasada ‘orman rejimi de olsa üzerinde milli servet taşımıyorsa orman rejiminden çıkarılabilir’ diyor. Bu yasa Anayasa’ya net olarak aykırıdır. Bütün bunları bilen vatandaş da tabii ki güvenmiyor, yangının altında rant var diye düşünüyor.”

Özkara ayrıca 2B affı kapsamında 473 bin hektar alanın, ‘orman vasfını kaybettiği’ gerekçesiyle Hazine’ye devredildiğini hatırlatıyor ancak söz konusu yasa değişiklikleri ile imara açılan orman arazilerinin bu rakamı bile geçtiğini söylüyor:

“En büyük tehlike şu ki artık orman alanlarındaki her türlü yapı işlemi, vasıfsız bir sahada yapılıyormuş gibi davranılıyor. Artık kıyı şeritlerindeki bir ormanı, kolayca otele dönüştürebilirsiniz.”

ANAYASANIN 169. MADDESİ NE DİYORDU?

Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.