Samsun Çevre Patformu (SAMÇEP) tarafından Araklı’da yaşanan sel felaketine ilişkin bir basın açıklaması yapıldı. “Merkezi ve yerel yönetimlere kentlerimizi afetlere hazırlama konusunda gerekli hazırlıkları yapmaya, gerekli idari ve yasal önlemleri almaya çağırıyoruz” denilen açıklamada, yaşanan felaketten uygulanan rant politikalarının sorumlu olduğunu kaydeden SAMÇEP; “İmar barışı adıyla imara açtığınız dere yataklarından ve ekolojik dengeyi yok ederek kurdurduğunuz HES’lerden elde ettiğiniz rant, insan hayatından daha mı değerliydi?” sorusu ile de siyasi iktidarın çevre politikasını eleştirdi. SAMÇEP, açıklamasında ayrıca “Karadeniz’de bu kaçıncı dere taşkını ve bu kaçıncı felaket?” şeklinde bir hatırlatmada da bulundu:

RANT ODAKLI İMAR VE ENERJİ POLİTİKALARI FELAKETİMİZ OLMAYA DEVAM EDİYOR!

“Ne yazık ki ülkemizin her yerinde anormal iklim olayları artıyor ve doğal afete dönüşerek felaketimiz oluyor” şeklinde Başlayan SAMÇEP’in basın açıklaması şöyle:

“Öncelikli olarak Araklı sel felaketinde hayatını kaybeden yurttaşlarımız için Allahtan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar diliyoruz, kayıp vatandaşlarımızın da bir an önce sağlıklı olarak bulunmasını diliyoruz. Bir kez daha halkımıza geçmiş olsun. Araklı ilçesi Çamlıktepe ve Yeşilyurt Mahallesi’nde şiddetli yağış sonrası meydana gelen taşkında okul ve iş yerleri ile evlerin sular altında kalmış, 4 ev yıkılmış, 3 yurttaşımızın ölmüş, 7 yurttaşımız da kaybolmuştur. Kayıplarının artmasından endişe duyuyoruz.

Yeşilyurt Mahallesinde kurulu HES’in borusunun patlamasıyla taşkın olayının felakete dönüştüğü, aynı bölgede daha önce de sel felaketi yaşandığı Araklı Belediye Başkanı tarafından ifade edilmiştir. Ancak 17 yıldır bu ülkeyi yönetenlerin felaketin sorumluğunu üstlenmek ve sonuçları ile yüzleşmek yerine, sel felaketine sebep olan unsurları örtbas etme çabaları, sel felaket kendisi kadar vahimdir.

Bundan sadece 10 ay önce 8 Ağustos 2018 tarihinde Ordu’da yaşanan sel felketinde sormuştuk ve uyarılarda bulunmuştuk. Sorularımızın yanıtsız kalmasına, uyarılarımızın dikkate alınmamasına rağmen yine de sormaya ve uyarmaya devam edeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz ve soruyoruz:
Karadeniz’de bu kaçıncı sel felaketidir? Karadenizde son 10 yılda su taşkını ve heyelan nedeniyle kaç insanımız ölmüştür?

Merkezi ve yerel yönetimler olarak kentlerimizi afetlere hazırlamak konusunda niçin yeterli hazırlıkları yapmıyorsunuz, gerekli yasal ve idari önlemleri almıyorsunuz? Artvin, Giresun, Ordu, Trabzon, Samsun, Sakarya, İstanbul ve 10 gün önce Ankara’da yaşanan feleketler sizin için hiç bir şey ifade etmiyor mu, hiç mi ders almıyorsunuz? İmar barışı adı altında dere yataklarının imara açılmasıyla elde ettiğiniz rant, insanların yaşamına değdi mi?

Sorumlu olduğunuz facianın en derin acıları yaşanmaya devam ederken, HES’leri aklama çabanız altında yatan sebep nedir? Araklı’da Yeşilyurt mevkiinde kurulu HES’in, felakete yol açan zincirin en önemli halkası olduğu görülmektedir. Ekolojik dengeyi yok ederek kurdurduğunuz HES’lerden elde ettiğiniz rant insan hayatından daha mı değerliydi?

Doğa olaylarının felakete dönüşmesinin nedeni ranta dayalı imar ve enerji politikalarıdır. Heyelana dayanıksız zemin yapısına sahip Karadeniz Bölgesi genelinde yapılaşma yoğun ve plansız, altyapı yetersiz, derelerin üstleri kapatılmış, dere yatakları imara açılmış, bütün bunlara ek olarak kentleri baraj gölüne çeviren Karadeniz Sahil Yolu ile her yağışta can ve mal kayıplarına kaçınılmaz olarak yenileri eklenmektedir.

Her yıl defalarca yaşanan ve ders alınmayan sel felaketlerinde, üç ortak noktanın öne çıktığı görülmektedir: İlki dere yataklarındaki yapılaşma, ikincisi Karadeniz Sahil Yolu’nun oluşturduğu setin derelerin Karadeniz’e ulaşmasına engel olması, üçüncüsü de HES’ler nedeniyle derelerin akış rejiminin bozulmasıdır. Bu üç temel sorun çözüme kavuşturulmadan, bölge halkının can ve mal güvenliğinin sağlanması mümkün değildir. Yaşanan felaketten zarar gören halkımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, sormaya ve uyarmaya devam edeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz.

Bu defa yetkilileri sesimize kulak vermeye çağırıyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla.”

SAMÇEP (Samsun Çevre Platformu)