Hacıbektaş’ın Karaburç ve Karaburna köyleri arasında faaliyet gösteren bazalt ocağının sahibi Mustafa Eken, daha ruhsat almadan bölgedeki kayalıkları sosyal medya üzerinden satmaya çalıştı.

Nevşehir Hacıbektaş‘ta bazalt ocağını işleten şirket, madeni ruhsat almadan iki yıl önce satışa çıkardığı ortaya çıktı. Nevşehir Hacıbektaş’ın Karaburç ve Karaburna köyleri arasında faaliyet gösteren bazalt ocağını işleten şirketin daha ruhsat almadan bölgedeki kayalıkları sosyal medya üzerinden satmaya çalıştı.

2016 yılında ruhsat alan şirketin sahibi 2014 yılında kayalıkların fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşarak “Vatana, millete, bize hayırlı olsun” derken, maden alanını 2015 yılında yine sosyal medya hesabından satışa çıkarmış!

ŞİRKET, RUHSAT ALMADIĞI MADENİ SATIŞA ÇIKARMIŞ!

Karaburç Köyü Doğayı Koruma ve Geliştirme Platformunun yaptığı araştırmalarda ortaya çıkan bu iddialara göre, Develi Bazalt şirketi sahibi Mustafa Eken’in 25 Mayıs 2014 yılında facebook hesabından Hacıbektaş’ın Karaburç ile Karaburna köyleri arısındaki kayalık alanın fotoğrafını paylaşarak “Biri diyabaz mı dedi? 10 km uzunluk ile %100 dolu bir saha. Hayırlı olsun vatana, millete ve bize” yazdığı görülüyor. Şirket patronu, henüz madenle ilgili herhangi bir arama ya da işletme ruhsatı dahi almamışken 2015 yılı nisan ayında aynı sosyal medya hesabından “Nevşehir ili sınırlarında yaklaşık 10 km uzunluğunda bazalt, diyabaz sahası tarafımdan satılıktır. 2 adet ruhsat olup ister tek tek ister ikisi birden devre hazırdır. Ruhsatlar gelmiş olup herhangi bir problemi bulunmamaktadır” ilanı ile satışa çıkarmış.

Şirketin proje tanıtım dosyası incelendiğinde alanla ilgili ruhsatı Ekim 2016 yılında aldığı görülürken, 18 ay öncesinden maden alanını nasıl satışa çıkardığı ise açıklamaya muhtaç bir konu.

“İHALESİZ ALABİLMEK İÇİN MADEN SAHASI İKİYE BÖLÜNMÜŞ” 

Öte yandan şirketin 2015 yılında maden kanununda yapılan değişiklikten yararlanmak için ruhsat sahasını ikiye ayırdığı iddia edildi. Kanun değişikliğinde 2b grubu madenlerde 100 hektara kadar olan maden ruhsatları ihalesiz olarak verilmesinin önü açılmıştı. Karaburç Platformu, maden şirketinin bu maddeden yararlanmak için toplamda 199,43 hektarlık tek bir maden alanını Karaburna Köyü mevkii için 99,43 hektar ve bu alana bitişik Karaburç Köyü‘ndeki 99,99 hektar olarak ikiye ayrıldığı ve aynı kişiye (Mustafa Eken) ihalesiz olarak verildiğini ileri sürdü. Bölgeden son gelen bilgilerde ise şirketin Karaburç’taki sahayı terk ederek hemen yanındaki Karaburna Köyü sınırları içindeki sahada çalışmalara başladığı yönünde.

KÜLTÜR KORUMA KURULU MADENE “SEHVEN” İZİN VERMİŞ!

Madenle ilgili usulsüzlük ve tuhaflık iddiaları bunlarla da sınırlı değil. Bozkır ekosisteminde, tarım alanlarının ve meraların tam ortasında işletilen maden aynı zamanda 1. derece arkeolojik sit alanının da yanı başında. Şirketin iki ruhsat sahasından birisi olan Karaburna ruhsat sahasında 2 bin 800 yıllık Hitit döneminde kalan yazıtlar bulunuyor. Şirketin hazırladığı Proje Tanıtım Dosyasında (PTD) bu arkeolojik varlıklarla ilgili bir bilgi bulunmazken, PTD’nin ekinde yer alan “teknik raporda”, bölgenin Kırşehir-Nevşehir-Niğde-Aksaray Çevre Düzeni Planında arkeolojik sit alanı içinde kaldığına dikkat çekilerek ilgili kurumlardan görüş alınması gerektiği ifade ediliyor. Madene karşı açılan davada Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından mahkemeye sunulan yazıda, Kaletepe Höyüğü ve etrafında bulunan 2 adet tümülüsün bulunduğu alana maden ruhsatı için Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün “sehven”, yani yanlışlıkla olumlu görüş verdiği dile getiriliyor.

Karaburç Platformu, Bakanlığın, ayrıca Nevşehir Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne yazdığı yazıda; “… sit alanları içerisinde hiçbir şekilde çalışma yapılmaması, var ise çalışmanın durdurulması, Moloz Bazalt Ocağı ve Maden Arama (Yarma) projesinin yeniden değerlendirilmesini…” talep ettiğine dikkat çekti.

MAHKEME BİLİRKİŞİLERDEN EK RAPOR İSTEDİ

Maden işletmesi ile ilgili Karaburç Köyü Doğayı Koruma ve Geliştirme Platformu tarafından Kayseri 1. İdare Mahkemesine açılan davada mahkeme, şirketin bilirkişi raporuna itirazının ardından bilirkişi heyetinden “ek rapor” talep etti. Şirketin itiraz ettiği bilirkişi raporunda madenin “tarımsal ve hayvansal üretimde geriye dönüşümü imkansız zararlar doğuracağı” ve “proje kapsamında alınacak hiçbir önlemin çevresel etki yönünden yeterli olamayacağı”nın altı çizilmişti.

Evrensel