Buradasınız
Ana Sayfa > Bileşen Etkinlikleri > Öldürülecek hayvanların listesini ve fiyatlarını açıkladılar!

Öldürülecek hayvanların listesini ve fiyatlarını açıkladılar!

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu, 2020-2021 ‘av turizmi’ kotasını ve öldürülecek hayvanlar için belirlenen ücretleri açıkladı. Dersim’de 17 yaban keçisi, Eskişehir’de ise 18 kızıl geyik için yapılan ihale gelen tepkiler sonrası iptal edilmişti. Açılan bu tür ihaleler gelen tepkiler nedeniyle iptal edilse de birçok il için avlanma listeleri ve fiyatları açıklandı.

Ekonomik çöküşün pençesindeki Türkiye, uygarlık alanında da giderek geriye düşüp Afrika‘daki sömürge ülkelere dönüşmeye başladı. Bir yanda ekolojik yıkım ve korkunç doğa katliamı yaşanırken, bu katliam son aylarda vahşi ve yaban yaşam içindeki yaban hayvanlarını da kapsamaya yöneldi. Yaban hayvanlarının dış ülkelerden gelen yabancı diplomatlar tarafından da avlanabilmesi için ölüm ve fiyat listeleri hazırlanması, Afrika‘nın sömürge ülkelerindeki gibi rant lobilerince doğadaki canlıların hayatı üzerinden para kazanma amacıyla düzenlenen Safari turizmi organizasyonlarını andırıyor.

2018-2019 döneminde toplam 4 bin 255 yaban hayvanının öldürüldüğü, bu dönemde 1539’u yabancı olmak üzere 2 bin 230 avcıya avlanma izni verildiği Türkiye‘de avcılıkla ilgili politika ve uygulamalara Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü‘ne bağlı olarak belirli aralıklarla toplanan Merkez Av Komisyonu (MAK) karar veriyor.

Son olarak 8 Temmuz’da gerçekleşen MAK toplantısında 2020-2021 av döneminde ülke genelinde geçerli olacak şekilde avcılıkla ilgili usul ve esaslar belirlenmiş; avlanma süreleri, avcı başına günlük avlanacak av hayvanı limiti, il genelinde yasaklanan türler, av hayvanlarından koruma altına alınacaklar ile avına izin verilenler, avlanmada kullanılması ve bulundurulması yasaklanan araç ve gereçler, avlanma usulleri konusunda kararlar verilmişti. Bakanlık buna göre şehir bazında ve avlanma alanlarına göre ihaleler açıyor.

Buna göre bu sene Anadolu yaban koyunu, ceylan, çengelboynuzlu dağ keçisi, karaca, melez yaban keçisi, kızıl geyik, yaban keçisi (teke, hatalı boynuzlu / şelek, dişi birey), yaban domuzu (sürek, bek, mücadele amaçlı) ve örnek avlaktaki türler” için avlanma izni verildi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu, 2020-2021 ‘av turizmi’ kotasını ve öldürülecek hayvanlar için belirlenen ücretleri de açıkladı. 

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu kararları kapsamında açıklanan liste tepki çekmişti. Daha önce de Dersim‘de 17 yaban keçisi, Eskişehir‘de ise 18 kızıl geyik için yapılan ihale gelen tepkiler sonrası iptal edilmişti. Açılan bu tür ihaleler gelen tepkiler nedeniyle iptal edilse de birçok il için avlanma listeleri ve fiyatları açıklandı.

ÖLÜM LİSTESİ ve FİYATLAR HAZIR: 798 YABAN HAYVANI!

1 Eylül 2020-31 Mart 2021 tarihlerini kapsayan dönemde, avına izin verilen türler arasında Anadolu yaban koyunu, ceylan, çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, melez yaban keçisi, kızıl geyik, yaban keçisi, yaban domuzu türleri bulunuyor. Buna göre 398 erkek yaban keçisi, 25 hatalı boynuzlu şelek yaban keçisi, 45 dişi yaban keçisi, 12 melez yaban keçisi, 39 çengel boynuzlu dağ keçisi, 9 Anadolu yaban koyunu, 14 ceylan, 89 kızıl geyik, 167 karaca öldürülebilecek. 

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu tarafından açıklanan ölüm listesi ve fiyatlar şöyle:

YABAN KEÇİSİ (TEKE): 2020-2021 yılı için Türkiye genelinde toplam 398 teke (erkek) yaban keçisi için 6 bin TL’den başlayıp avlak sahalarına göre 92 bin 500 TL arasında değişen muhammen bedelli fiyat belirlendi. Erkek yaban keçisi av kotası illere göre Adıyaman’da 31, Muğla’da 28, Antalya’da 58, Isparta’da 8, Adana’da 29, Hatay’da 9, Kayseri’de 11, Mersin’de 61, Niğde’de 18, Karaman’da 8, Konya’da 3, Artvin’de 31, Giresun’da 11, Gümüşhane’de 2, Bingöl’de 7, Erzincan’da 27, Erzurum’da 15, Kahramanmaraş’ta 4, Malatya’da 2, Sivas’ta 15, Tunceli’de 20.

HATALI BOYNUZLU ŞELEK YABAN KEÇİSİ: Komisyon tarafından hatalı boynuzlu şelek yaban keçisi için birey başına 4 bin TL muhammen bedel üzerinden Mersin’de 12, Muğla’da 3, Antalya’da 6, Kayseri’de 1, Artvin’de 3 birey olmak üzere toplam 25 kota belirlendi.

DİŞİ YABAN KEÇİSİ: Dişi yaban keçisi için birey başına 2 bin TL muhammen bedel üzerinden Muğla’da 13, Antalya’da 27, Mersin’de 2, Erzurum’da 3 birey olmak üzere toplam 45 birey av kotası belirlendi.

HAYTAP: RANT VE LOBİCİLİK AYAĞI

Hayvan Hakları Federasyonu veya kısaca HAYTAP, avcılığın bir hobi ve para kazanma aracı olduğunu ve ardında ciddi bir rant sektörü olması sebebiyle lobicilik ayağının güçlü olduğunu belirtiyor.

HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat, “Biz ise HAYTAP olarak Don Kişotluk yapıyoruz. Zengin bir sınıfın elinde oyuncak haline gelmiş olan bir konuya karşı hayvanların neden öldürülmemesi gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz; çünkü kaçak avcılık ile yasal avcılık arasında bir fark görmüyoruz, her ikisi de hayata namlunun ucundan bakıyor” diyor. Şenpolat, Tarım Orman Bakanlığı’nın hayvanları ve doğayı korumakla görevli olmasına rağmen onların öldürülmesi için ihaleye çıkmasını ve yaban hayatındaki hayvanların öldürülmesinden elde edilen gelirin turizme kazandırılması gibi gerekçelerin öne sürülmesini sert bir dille eleştiriyor.

Şenpolat, “Biz bir süredir MAK’ta yer almak istiyoruz, görüşümüze başvurulmasını talep ediyoruz, ama bir türlü olumlu bir geri dönüş alamıyoruz. Bunun karşılığında avcılığın neden yanlış olduğunu ve bu konudaki çözüm önerilerimizi kendi sosyal medya olanaklarımız üzerinden ve üyelerimizi CİMER’e başvuruda bulunmaya teşvik ederek gündeme getirebiliyoruz” diyor. Avukat Şenpolat, kontrolsüz avcılığın kitlesel ve zincirleme etkiler doğurduğuna dikkat çekiyor ve yabancılara avcılık konusunda ayrıcalık verilip sektörün turizme katkı sağlaması yönündeki tekliflerin giderek daha fazla tartışılmasını eleştiriyor.

HAYTAP, daha önce de bir basın açıklaması hazırlamış ve görevlerinden biri tehlike altındaki türleri korumak olan Merkez Av Komisyonu’nun oy birliğiyle almış olduğu bu karara, “Yok etme, yaşat!” sloganıyla itiraz etmişti. Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi) uyarınca, yaban keçisi ve çengel boynuzlu dağ keçisi, “Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri” kategorisinde bulunuyor. Öte yandan, dağ keçileri, Türkiye’nin de taraf olduğu Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik’in (IUCN) kırmızı listesinde yer alıyor.

HAYTAP, yaban hayvanlarının korunması yerine öldürme kotalarının artırılmasını eleştirerek, bu şekilde ekosistemin dengesinin bozulduğuna dikkat çekiyor. Öte yandan uzmanlar Kara Avcılığı Kanunu’nun ihlal edildiği durumlarda beş yıla kadar ceza olduğunu, ama bunun fiili olarak hapis cezasına dönüştürülmemesi sebebiyle caydırıcılığının ve yaptırım gücünün kalmadığını kaydediyorlar. Taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. maddeleri uyarınca nesli tehlike altındaki türleri korumayı taahhüt eden Türkiye’de Anayasa’nın 90. Maddesi’ne göre imzacısı olunan uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde sayılıyor. Dolayısıyla hayvan hakları savunucuları itirazlarını bu temelden de dile getiriyorlar.

AV TURİZMİ YASAKLANMALI

Türkiye’de hayvan hakları ihlallerini raporlayan ve bu ihlallere karşılık yaptırım getirilmesi için uzunca bir süredir mücadele veren Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) de uzunca bir süredir “Avcılık da av turizmi de yasaklanmalı” çağrısında bulunuyordu.

Geçtiğimiz yıl öldürülen hayvanların Avlak Yönetimi Bilgi Sistemi‘ne (AVBİS) avcılar tarafından düzenli şekilde girilmemesi sebebiyle, 2018-2019 av sezonunda öldürülen yaban hayvanı sayısı tam olarak kayıt altına alınamamıştı.

HAKİM koordinatörü Fatma Biltekin, avcılık ekonomisi dendiğinde aslında iki şeyden bahsedildiğini kaydediyor: biri devletin yasal avcılıktan elde ettiği para bir diğeri ise kaçak avcılıktan elde ettiği gelir. Biltekin, “Her sene katledilmesi için sayıları belirlenen hayvanların öldürülmesi için avcıların hayvan başına ödediği miktar, yasal avcıların devlete ödediği paralar, av turizmi geliri; “legal öldürme” sonucu elde edilen gelirlerdir. Diğeri ise Kara Avcılığı Kanunu’na muhalefetten kesilen idari para cezaları, el konulan ekipmanların satışından elde edilen gelirdir” diyor. Biltekin, “Öldürmenin yasalı olmaz, cinayet cinayettir” diyor ve son dönemde avcılık karşıtı kamuoyu tepkisini hayvan hakları açısından çok önemli buluyor.

PSİKİYATRİSTLERİN DE GÜNDEMİNDE

Hayvan hakları konusunda farkındalık çalışmaları yürüten avukat Tülay Bingöl ise, hukukçuların ve hak savunucularının “avcılık” denildiğinde ilk itiraz ettikleri noktanın “yaşam hakkı” ile ilgili olduğunu kaydediyor.

Bingöl, “Yaşam her canlı için kutsaldır, türcü bir bakış açısıyla bunu sadece insanlar bakımından savunmak, hak savunuculuğunun özüyle bağdaşmaz. Hayvan hakları ihlallerine karşı uzunca bir süredir beklediğimiz, cezai yaptırımları içeren bir yasal değişiklik ihtiyacı var. Hayvana şiddetin her geçen gün arttığı bir ortamda, “Avcılık” alanının daha da genişletilmesi kabul edilemez. Esasen hayvan haklarını benimsemiş bir ülkede, avcılığın tamamen yasaklanmış olması gerekir” diyor.

Güncel mevzuata göre 4915 sayılı “Kara Avcılığı Kanunu” 6. maddesinde, avlanma esas ve usullerinin tek tek sayıldığını ve kriterler konmasına rağmen Bingöl’e göre bir avcının av esnasında, bu kurallara uyup uymadığını belirlemek pek de kolay değil.

Bingöl, “Orman Bakanlığı yetkilileri mi av faaliyetlerine eşlik edecek ve denetim yapacak? Bu kuralların hayata geçirilebilir ve rasyonel olduğunu düşünmüyorum. Zira, toplumda infial yaratan avlanma görüntülerine, aslında avcıların övünme maksadıyla herkese açık olarak yaptıkları paylaşımlar vesilesiyle haberdar oluyoruz. Avcılığın görünmeyen yüzünde kimbilir neler yaşanıyor insan düşünmek dahi istemiyor” diyor.

Konu bir süredir psikiyatristlerin de gündeminde. Son olarak, psikiyatrist Prof. Arif Verimli, Euro News‘e yaptığı açıklamada avcılığın ağır bir kişilik bozukluğu olduğunu belirtmiş ve avcıların bilişsel reflekslerine dair bir çözümlemede bulunmuştu.

WWF’NİN ÖNCELİKLERİ NELER?

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), yaptığı açıklamada, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün her yıl av turizmi acentelerine yaban keçisi, yaban koyunu, çengel boynuzlu dağ keçisi ile kızıl geyik, ceylan ve karaca gibi türlerin aralarında bulunduğu birçok yaban hayvanının avlattırılmasına yönelik kota vermesi ve turizm acentelerinin de elde ettikleri kotaları avcı turistlere satması sonucunda her yıl Türkiye’nin önemli canlı türlerinin av turizminin hedefi olduğuna dikkat çekiyor:

WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat KalemEuro News‘e açıklamasında “Doğal yaşam ortamları hızla daralan yabani hayvanların ister istemez insanlarla karşı karşıya gelmesi, kamuoyunda bu türlerin sayılarında artış olduğu algısı yaratırken avcılık turizmini meşrulaştırmak için gerekçe olarak kullanılıyor” diyor.

Ancak, WWF-Türkiye, bu türlere ilişkin kapsamlı ve güvenilir verilerin bulunmamasını önemli bir eksiklik olarak görüyor ve söz konusu izinler verilirken sayılarının gerçekte artıp artmadığının bilinmediğini, böylesine kritik kararlar alınırken, elde güvenilir bilimsel verilerin olmadığı bir ortamda gözlemlere dayanarak verildiğini eleştiriyor. Dr. Sedat Kalem, “Bir diğer sorun da yasal olarak izinli avcılık yapan turistlerin bu etkinlik sırasında trofe değeri en yüksek (en büyük) “ihtişamlı” bireyleri bularak öldürme arzusu. Söz konusu bireyler türün en sağlıklı erkek bireyleri olduğundan o alandaki popülasyonu genetik olarak zayıflamakta ve türlerin sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürmesi de tehlikeye atılmaktadır” diyor.

COVİD-19 VE YABAN HAYATI İLİŞKİSİ

WWF-Türkiye, Covid-19 salgınıyla yaban hayvanlarının durumunun da bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor:

Dr. Sedat Kalem, “Tüm dünyayı etkisi altına alan, yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan, toplumsal hayatı derinden sarsan ve hala sürmekte olan Covid-19 salgını zoonoz yani hayvandan insana bulaşan bir virüs nedeniyle ortaya çıkmıştır. Yaban hayvanlarının avlanıp temas edilmesi ve tüketilmesi zoonoz etkenlerin insanlara başlıca bulaşma yollarıdır. Yaban keçisi gibi yabani çift tırnaklılar şarbon, brusellozis, listeriozis, kist hidatik, Kırım Kongo kanamalı ateşi gibi insanlar için oldukça tehlikeli zoonoz hastalıkların taşıyıcısıdır. Bu yönüyle avcılık kamu sağlığı açısından da risk oluşturuyor. Ülkemizin yaban hayatının ve biyolojik değerlerinin korunması için avcılıkla ilgili düzenlemelerin doğa koruma STK’larının katılımı ile, bilimsel veriler ışığında yapılması; kaçak avcılıkla mücadelenin etkin bir şekilde yürütülmesi gerekiyor” diyor.

AV SEZONU AÇILIRKEN EKOLOJİSTLERDEN ‘KARŞI ÇAĞRI’

#AvCinayettir

Aralarında HAYTAP, WWF-Türkiye, ve KOS (Kuzey Ormanları Savunması), MUÇEP gibi Ekoloji Birliği‘nin bazı bileşenlerinin de olduğu 28 kuruluş, bugün (22 Ağustos) başlayacak av sezonu öncesinde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. maddeleri uyarınca nesli tehlike altındaki türleri korumayı taahhüt ettiğini hatırlatarak, yanlış kararların durdurulmasını istedi.

“Cinayet sezonu başlıyor” başlığıyla yapılan açıklamada, 12 Ağustos 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Merkez Av Komisyonu kararları doğrultusunda, 2020-2021 av sezonu 22 Ağustos’ta başladığı belirtilerek, “Her sene toplanarak, yıl içerisinde avlanacak canlı türlerine, nerede ve kaç birey öldürülebileceklerine karar veren Merkez Av Komisyonu, bu yıl da birçok nadir ve tehlike altındaki canlının avına izin vermiş durumda. Avına izin verilen türler arasında Anadolu yaban koyunu, ceylan, çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, melez yaban keçisi, kızıl geyik, yaban keçisi, yaban domuzu gibi memeli türlerinin yanı sıra, nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan üveyik ve elmabaş patka kuş türleri de yer alıyor. Bunun yanı sıra “av turizmi” adı altında 798 canlının yaşamı, para karşılığında ihaleye açılacak.” deniliyor.

Açıklamaya imza koyan dernekler şunlar:

AKFOD, Alakır Nehri Kardeşliği, Antalya Dostları Derneği, Artvin Borçka Karagöl Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Cahide Derneği, Çiğdemim Derneği, Çoruh Vadisi Borçkalılar Derneği, Doğa Derneği, Doğaya Dönüş Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, HAYTAP, Hayvanlar İçin Projeler Derneği (HİPDER), İstanbul Artvin STK Platformu, Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi, Kızılkaya Yenidünya Derneği, KİHAYKO, Kuzey Ormanları Savunması (KOS), MAGMA Dergisi, Mezopotamya Ekoloji Hareketi, MUÇEP, Orhanlı Köyü Kültür Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, Orman Melekleri, Simurg Kuş Yuvası Derneği, Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD), TTKD, Turgutlu Doğa Kültür ve Yaşam Derneği (YAŞAMDER), Van ÇEV-DER, WWF-Türkiye

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top