Buradasınız
Ana Sayfa > Bilim > Marmara Denizi’ndeki Müsilajda Termik Santralların Payı Var Mı?

Marmara Denizi’ndeki Müsilajda Termik Santralların Payı Var Mı?

Marmara Çevresel İzleme (MAREM) projesi yürütücüsü, hidrobiyolog Levent Artüz, Marmara Denizi’ni boğan  müsilajı oluşturan deniz kirliliğinde termik santralların da payı olduğunu belirtti.

MAREM (Marmara Environmental Monitoring –Marmara Çevresel İzleme) projesi yürütücüsü, hidrobiyolog Levent Artüz, “deniz salyası” olarak tanımlanan, Marmara Denizi‘ndeki müsilajı oluşturan deniz kirliliğinde termik santralların da etkisinin olduğunu belirtti. Bir artı Bir’deki söyleşisinde Marmara Denizi’ndeki müsilaj olayını “Gördüğümüz, bir cesedin çürümesidir” diyerek anlatan MAREM projesi yürütücüsü, hidrobiyolog Levent Artüz, bu kirlilikte Marmara Bölgesi’nde bulunan termik santralların da payının bulunduğunu aktardı.

GÖZLER ÖNÜNDE ADIM ADIM İŞLENEN CİNAYET

levet-artuz

Gözümüzün önünde, adım adım büyük bir cinayet işlendi. Dünyanın en genç, en bereketli, en ilginç denizlerinden Marmara taammüden öldürüldü. Birkaç aydır yoğunlaşarak, gitgide yayılarak suyun yüzeyini ve derinlerini saran müsilaj, ya da balıkçıların deyişiyle deniz salyası, ölümün ilanı oldu. 

Müsilajın münferit bir olay olmadığını ifade eden hidrobiyolog Levent Artüz, bundan sonra da benzer anomalilerin görülebilieceğini kaydetti. “Müsilaj durup dururken ortaya çıkmadı” diyen hidrobiyolog Artüz, Marmara Denizi tarihinde ilk defa 2007’nin Eylül ayında müsilaj agregat görüldüğünü hatırlarak, “Marmara Denizi’nin tür çeşitliliği vahim bir darbe yedi, içi boşaldı, dolayısıyla türler arasındaki rekabet ortadan kalktı. Esas sorun Marmara’da kirlenmeden ötürü tür çeşitliliğinin azalması ve kirliliğe dayanabilen türlerin fert adetlerindeki patlamalar şeklindeki artıştır” ifadelerine yer verdi. Hidrobiyolog Artüz, söyleşisinin devamında Marmara Denizi’nin ölümüne neden olabilecek aşırı kirlenme nedeniyle oluşan ve “deniz salyası” olarak adlandırılan müsilaj olayını “gördüğümüz bir cesedin çürümesidir” şeklinde tanımlarken, bu müsilaj oluşumunda termik santrallarin de etkisi ve payı olduğuna değindi.

Çanakkale kıyılarında musilaj

MAREM RAPORLARINDA BAHSEDİLEN TERMİK SANTRALLERİN ETKİSİ KONUSU

MAREM raporlarında termik santralların deniz kirliliğine olan etkilerinden de bahsedildiğine değinen Artüz, santrallarda kullanılan soğutma sularının denizlerden alındığını aktararak, “Marmara’dan tuzlu soğuk suyu alıyorsunuz, sıcak su veriyorsunuz. O boruların içinde kısa sürede fouling organizma dediğimiz midyeler, tunikatlar çoğalıyor. Boru daralıp su geçmez hale geliyor. Boruları temizlemek için kimyasal madde kullanılıyor. Daralan boruların içine bu canlıları öldürmek için klor, klordioksit ve farklı kimyasallar basılıyor. Boruların bir ucu açık ve deniz içinde.

Daha bakir olan Güneybatı Marmara’ya ve o bölge için planlanan termik santrallara bakalım. Orada santralların dışında, gemi parçalama ve metalürji fabrikaları var. Bu yapılar Akdeniz foklarının mağaralarının üzerine kuruldu. Mağaraların tepelerini delip içlerine beton enjekte ettiler. Marmara Denizi’nde çok az kalan deniz kaplumbağası popülasyonu var. Bu kaplumbağaların nerelere yumurtladıklarını araştırmak ve korumaya almak için araştırma yapmak istiyoruz, ama finans bulamıyoruz. Kaplumbağaların yumurtladıkları alana Şarköy Termik santralı yapılmak istendi, ÇED raporu safhasında durduruldu. Tekirdağ, Marmara Denizi’nin “rehabilite edebilirsek en azından biraz balık gelir” diye düşündüğümüz yerlerinden biri” diye konuştu.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik

Hidrobiyolog Levent Artüz’ün açıklamalarının tamamı için tıklayınız: Bir cesedin çürümesidir bu!

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top