Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > İzmir’de bir komün köy: Gağgı Çiftliği

İzmir’de bir komün köy: Gağgı Çiftliği

Yapay ürünlere mümkün olduğunca yer verilmeyen Gağgı’da kullanılan temizlik ürünleri de tamamen doğal. Burada deterjan yok, meşe külü ve zeytinyağı sabunu var. Gağgı köyü sakinleri doğanın insanı koruduğuna inanıyor. Bu yüzden hiçbir yurt kapısında kilit yok. Gağgı Çiftliği’nde, en az bulunan şey ise teknoloji ve para.

Kentlerin her geçen gün daha fazla kapitalist ilişkiler ile devletin umursamazlığı, göçler, kirlilik, sağlıksız gıda, doğadan uzaklaşma gibi ögelerle yaşanmazlaşmaya başladığı bir ortamda birkaç kararlı ve cesur insan bu kötü mekânlardan uzakta bir arada alternatif hayatlar kuruyorlar. Kent yaşamının kapitalist ve bireyci yaşam biçimine inat buradaki ilişkiler daha ortaklaşmacı, kolektif ve insanları birlikte iş yapmaya yönelten bir kolektiflik taşıyor. Sayısı giderek artan bu ekolojik komün köylerin arasında İzmir’de kurulu olan Gağgı Çiftliği ise şimdiden çok tanınan bir yer olmuş durumda.

Gağgı Çiftliği, 2010 yılında İzmir’in Sarıyurt köyündeki Karlık dağında, 50 dönümlük bir arazide, bir grup insanın ortak emeğiyle kuruldu. Bu köyde, insanların ait olduğu ülke, dil veya ırka bakılmadan ekolojik bir yaşam sürülüyor. Gağgı Çiftliği’nde, en az bulunan şey teknoloji ve para. Bunun yanında, bol bol kestane, ceviz, armut, elma, erik ve meşe ağaçları var.

Bayındır’a bağlık Sarıyurt Köyü’nde bulunan Karlık Dağı’nın batı yakasında 850 metre rakımda 2010 yılında ortaklaşılarak 50 dönümlük bir arazide kurulan Gağgı Çiftliği’nde, insanların ülke, dil ve ırk olarak ayrışmadığı bir yaşam inşa ediliyor.

900 yıllık anıt özelliğe sahip kestane, ceviz, armut, elma, erik ve meşe ağaçları ile çevrili Gağgı Çiftliği’nde, az teknoloji, az para ile doğal bir yaşam sürdürülmeye çalışılıyor.

Gağgı Çiftliği’ndeki yapılar ise yurtlardan oluşuyor. Mutfak, banyo, atölye, sera gibi yurtların inşa edildiği Gağgı’da bulunan 8 yurt odun sobası ile ısıtılıyor.

Kışın kar eritilerek su ihtiyacı gideriliyor

Doğal yaşamı sürdürmeye çalışan Veysi ÖzdemirTürkan Varisli ve gönüllülerin kaldığı Gağgı Çiftliği’nin misafirleri ise hiç eksik olmuyor.

Gağgı’nın su ihtiyacı ise bin 340 metre yüksekliğinde Karlık Dağı’nın zirvelerinden gelen doğal su kaynakları ile sağlanıyor. Aralık, ocak ve şubat aylarında ise yoğun kar yağışından dolayı Gağgı’ya gelen su kaynaklarının donması ile kar eritilerek su ihtiyacı gideriliyor. Gağgı’nın elektrik ihtiyacı ise güneş panelleri sayesinde sağlanıyor.

Gağgı’daki 8 yurdun hepsi odun sobası ile ısınıyor, su ihtiyacı Karlık dağından gelen doğal su kaynaklarından karşılanıyor ve güneş panelleri ile elektrik ihtiyacı gideriliyor. Kış aylarında kar yağışı yüzünden donan sular, köy sakinleri tarafından eritilerek kullanılıyor. Bu köyde telefon, müzik aleti gibi kirlilik yaratan eşyalara yer verilmiyor. Bunun yerine köy sakinleri doğal ürettikleri aletlerle kendi müziklerini yapıyorlar.

Yurt kapılarında kilit yok

Telefon ve elektrikli müzik aleti kirlilik yaptığı için istenilmediği Gağgı’da, müzik ihtiyacı ise doğal şekilde üretilen müzik aletleriyle sağlanıyor. Gağgı’da kullanılan temizlik ürünleri içerisinde ise kimyasal madde bulunmuyor. Meşe külü ve zeytin yağ sabunu temizlik ürünü olarak kullanılıyor.

Doğanın insanı koruduğuna inanan doğa gönüllüleri, güvenlik önlemlerini almayarak yurtlarının kapılarına kilit vurmuyor. Sadece bostanların yaban domuzlarından korunması için çitlerle etrafı sarılıyor. Gağgı’da gönüllüler, bahçe işlerinden yurt yapımına, temizlikten yeni yaşam alanlarının açılmasına kadar kolektif şekilde çalışıyor.

Yapay Ürünlere Yer Verilmiyor

Yapay ürünlere mümkün olduğunca yer verilmeyen Gağgı’da kullanılan temizlik ürünleri de tamamen doğal. Burada deterjan yok, meşe külü ve zeytinyağı sabunu var. Gağgı köyü sakinleri doğanın insanı koruduğuna inanıyor. Bu yüzden hiçbir yurt kapısında kilit yok. Alınan tek önlem, bostanları yaban domuzlarından korunmak için çektikleri çitler.

Bu köyün halkı tamamen gönüllülerden oluşuyor. Dolayısıyla, bahçe işleri, yurt yapımı, temizlik, yeni yaşam alanları yaratmak gibi aklınıza gelebilecek her iş, ortaklaşa bir çalışmayla yapılıyor. İnşa edilen sera sayesinde Gağgı’da 12 boyunca ekim yapılabiliyor. Tamamen yerli tohumların kullanıldığı Gağgı sakinlerinden Türkan Varisli şunları söylüyor:

“Piyasada satılan GDO’lu ve ilaçlanmış tohumlar tekrar tekrar ilaca ihtiyaç duyuyor. Bundan dolayı biz toprağımızı ilaçlı tohumlarla kirletmek istemiyoruz. Ondan dolayı yerli tohumları bir sonra ki yıl için saklıyoruz. Aynı zamanda daha sağlıklı ürünler için sürekli çevre köylerle ki çiftçilerle tohum takası yapıyoruz.”

Sebze ve Meyveler Misafirler ile Paylaşılıyor

Bol bol misafir ağırlanan çiftlikte, sebze ve meyvelerin birçoğu ziyaretçilerle paylaşılıyor. Elde edilen ürünlerin fazlası ise güneş yolu ile kurutularak kış için saklanıyor. Kimyasal ilaç kullanmadan ürettikleri ürünlerin kurtlarını elleriyle temizliyorlar.

Elde edilen ihtiyaç fazlası meyve, pekmez, reçel, bal, ceviz gibi ürünler, çevredeki ekolojik topluluk pazarlarına götürülerek satılıyor. Ama pazara gitmelerindeki amaç sadece satış yapmak değil, insanlara toprağı ilaçla kirletmeden de, ekolojik ve sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu anlatmak.

Gağgı’dan elde edilen ihtiyaç fazlası meyve, pekmez, reçel, bal, ceviz gibi ürünleri ekolojik topluluk pazarlarına götürerek sattıklarını ifade eden Türkan Varisli, ekolojik pazarlara gitmelerindeki amacın sadece ürün satmak olmadığını, pazara gelen herkese ilaç kullanılmadan sürdürülebilir bir yaşamın nasıl olduğunu anlatmak olarak açıklıyor.

Gübre olarak ormandan meşe ve ceviz yapraklarının yıllarca üst üstte durduğu çürümüş, kutlanmış katmanı getirip bahçelerine atıyorlar. Bahçem sulamasını ise dağlardan akan doğal sularla damlama yöntemiyle suluyorlar yani su israf edilmiyor ve toprak da tuzlanarak verimsizleşmiyor. Ürünlerindeki hastalıkları arap sabunu, zeytinyağı, sirke, acı biber, sarımsaklı su gibi ürünlerle gideriyorlar yani tarım ilacı da yok. Ürünlerdeki kurtları ise daha doğal olması için, sadece elleriyle ayıklıyorlar. Yani hayat tamamen doğal sınırlara uyum üzerine kurulu.

Kurulma Amacı Komün Yaşamı Mümkün Kılmak

Gağgı’nın kurulma amacı; kolektif, komün bir yaşamı mümkün kılmak. Irk ve dil ayrımı yapmadan, temiz hava, su ve toprakla birleştirici bir yeryüzü evi kurmak. Gağgı sakinlerinden Veysi Özdemir’in sözleri böyle bir yaşam için umut vadediyor:

“Komün bir beklentili bir enerji ile inşa edildi burası. Hayalim komün enerjinin Gağgı’da gerçekleşmesidir. Burada yaşam kolektif bir zihinle başlıyor. Gağgı’da doğanın takvimine göre hareket ediyoruz. Gağgı’nın felsefesi insanın kendi iç enerjisini doğanın enerjisi ile birleştirmek. Doğa iyi bir öğretmen, o iyi öğretiyor ama devamsızlık yapmamak, kaçmamak gerekiyor. Doğa ile beraber yaşamak gerekiyor.

Gağgı’da havanın, suyun ve toprağın şehirlere göre çok temiz olduğunu kaydeden Özdemir, şöyle devam ediyor: “Burada şehirdeki insanların yaşadığı bulaşıcı hastalıkları yaşamıyorum. 6 yıldır buradayım grip ya da farklı bir hastalığa daha yakalanmadım. Burada yaşım ilerliyor ama daha da dinçleşiyorum Yeryüzündeki insanların ülke, ırk ve dil olarak ayrışmasını istemiyorum. İnsanları birleştirecek küçük faaliyetlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Benim için de insanları birleştirecek o küçük faaliyet Gağgı. Buranın insanlar için bir “yeryüzü evi” olmasını istiyorum.” diyor.

Kaynak: Onedio

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

2 thoughts on “İzmir’de bir komün köy: Gağgı Çiftliği

  1. Merhaba uzun zaman dusundugum ama konfor alaninda tikili kalmis arkadas cevrem yuzunden gerceklestiremedigim bu yasam seklini yasattiginiz icin size minnettarim. Size nasil ulasabilirim

  2. Merhabalar ben doğa dostu Songül
    emeğinize sağlık, mükemmel bir projeniz için sizleri kutlarım. Birlikte efsaneler yaratabiliyor.
    Bir elin nesi var ılık in sesi var misali. Ben doğa aşina inanan, ancak kapitalizmin karşısında durmamız gerektiğine inana bir tatuta üyesiyim.
    Gönüllük bazında sizlere katkıda bulunmak istiyorum,.
    Temmuz ve ağustos ayları için ihtiyacınız varsa beni düşünebilirsiniz.
    Coronadan dolayı tedirginliginiz olmayın, iki hafta sonra aşımı vurulacak. Yurdışında yasıyorum. Hep kolleftif düşünüp, yağşamışımdır. Bireyciliyin karşısında durup, komun yaşamın zenginliklerinden yararlanmışımdır. Şimdiden, işci ve mekci 1 Mayıs bayramınız kutlu olsun.
    Sevgiler
    Songül
    Not :bu numaradan, whatsapp üzerinden bana ulaşabilirsiniz.
    004917670830834

Bir yanıt yazın

Top