Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > İklim aktivistleri ve ekolojistler COP26’ya uyarı eylemi için sokağa çıkıyor: Artık Söz Değil, Eylem Zamanı

İklim aktivistleri ve ekolojistler COP26’ya uyarı eylemi için sokağa çıkıyor: Artık Söz Değil, Eylem Zamanı

İklim aktivistleri ve ekolojistler COP26’ya uyarı eylemi için 6 Kasım’da Dünyada ve Türkiye’de sokağa çıkıyor: Artık Söz Değil, Eylem Zamanı!

İki hafta sürecek olan BM İklim Zirvesi (COP26) İskoçya’nın Glasgow şehrinde başladı. Siyasi liderler, tüm dünyanın ortak sorunu olan iklim krizi konusundaki vizyon ve hedeflerini paylaşacak. Küresel ısınmanın 1,5 derecede tutulabilmesini hedefleyen anlaşmaların müzakere edildiği platform, geçen yıl covid-19 pandemisi sebebiyle ertelenmişti. Zirve 12 Kasım’a kadar sürecek. Bu zirvede ülkelerin iklim için daha önce verdikleri taahhütleri güncellemeleri ve gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanının gündeme gelmesi bekleniyor. Bu bakımdan Glasgow Zirvesi, 2015’te Paris Anlaşması imzalandığından beri en önemli zirve olma özelliğini taşıyor.

Zirve’nin ana gündemini 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana çözümsüz kalan sorunlar oluşturuyor. Devlet ve hükümet başkanları, 2015 yılında küresel ısınmanın 1,5 derecenin üzerine çıkmamasını sağlamak için Paris Anlaşması’nı imzalamıştı. Türkiye de anlaşmayı aynı yıl imzalamış fakat Meclis onayını tam 6 yıl sonra, geçtiğimiz ekim ayı içerisinde sağlamıştı.

İklim Aktivistleri Glasgow’da da protestolar düzenliyor

Her zirve sonrası siyasilerin verdiği sözlerin, eyleme dönüşmediğinin herkes farkında. Hala birçok ülke taahhütte bulunmasına rağmen, fosil yakıt yatırımlarını desteklemeyi ve orman kesimlerine göz yummaya devam ediyor. Bu sebeple birçok doğa ve yaşam savunucusu Glasgow’da protesto gösterileri yapıyor. Aktivistler söz değil, eyleme geçilmesi çağrısını bir kez daha yineliyor.

30 yıldır aynı ezberleri dinliyoruz

Ekolojistler ve iklim aktivistleri ise bu zirvelerin tek başına krize çözüm olamayacağının bilincinde davranma eğilimi içindeler.

Bu nedenle iklim aktivistleri ve ekolojistler “Bunun için bir arada sesimizi yükseltmeli, yaşanabilir bir yeryüzü için adımlarımızı sıklaştırmalı, müştereğimiz iklim için birlikte ilerlemeliyiz” anlayışı ile hareket ediyor. Bu bağlamda Glaskow Zirvesi öncesinde dünya genelinde iklim aktivistleri seslerini yükseltmeye hazırlanırken, COP26 Türkiye Koalisyonu da 6 Kasım Küresel İklim Adaleti için herkese eylemlere katılma ve dayanışma çağrısı yaptı. Açıklamasında her yurttaşın hepimizi etkileyen kararlara katılabilmesi gerektiğini belirten koalisyon, “6 Kasım 2021 Cumartesi günü bulunduğunuz şehirde, köyde, iklim adaleti için mücadele eden yerel kampanyalara ve tabandan örgütlenen gruplara katılmalı” çağrısında bulundu.

Artık Söz Değil, Eylem Zamanı

İklim aktivistleri, İskoçya’nın Glasgow kentinde 31 Ekim ve 12 Kasım arasında düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 26. Taraflar Konferansı’na (COP26) katılan ülkeleri iklim krizi konusunda gerçekçi adımlar atmaya çağırdı. Çok sayıda ekoloji, emek ve meslek örgütünün katılımıyla oluşturulan COP26 Türkiye Koalisyonu, 6 Kasım’da Küresel İklim Eylemi Günü’nde sokaklarda, 7-10 Kasım’da da Halkların İklim Zirvesi’nde olacağını ilan etti.

Aralarında aktivist, sanatçı, gazeteci ve yazarların da bulunduğu 127 isim, yurttaşları COP26 zirvesini protesto etmeye çağıran bir metne imza attı. İmzacılar arasında Sezen Aksu, Sertap Erener, Feryal Öney ve Lale Mansur gibi sanat camiasının önde gelen isimleri de yer aldı.

İklim için atılan adımların yetersizliğini vurgulayan imzacılar, “Liderler 30 yıldır devam eden iklim zirvelerinde ne yaptı?” diye sordu. “Ben de varım” diyen imzacılar 6 Kasım’da küresel ölçekte düzenlenecek çevre eylemlerine çağrı yaparken, sonrasında gösterilecek dayanışmanın önemini de vurguladı.

COP26 Türkiye Koalisyonu‘nun açıkladığı Tutum Belgesi‘nde “Ekolojik krizin en önemli göstergesi olan iklim krizine karşı hükümetlerin sorumsuzca davranışlarının ve suçlarının üstünün örtülmeye çalışılmasını teşhir ediyoruz” denilirken, iklim krizinin nedeninin, insanın emek gücü de dahil doğanın her parçasını metalaştıran kapitalizm olduğu ifade edildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “Dünyaya egemen olan kapitalistler kendilerinin neden olduğu krizlerden yeni fırsatlar yaratmaya çalışıyorlar. ‘Yeşil dönüşüm ’ün, başına ‘sürdürülebilir’, ‘yeşil’ sıfatları ekleyerek yaptıkları yatırımların bir ‘yeşile boyama’ olduğunu, kapitalizmin hiçbir şekilde sürdürülebilir ve ‘yeşil’ olmadığını, olamayacağını biliyoruz. Ekolojik krizi sadece iklim krizine, iklim krizini de sadece karbon emisyon miktarına indirgeyen, çözümü de sadece enerji kaynağının değişimi olarak teknikleştiren yaklaşımlar iklim krizini daha da derinleştirmektedir. Yeraltı-yerüstü, denizaltı ve uzay madenciliğine bağlı olan bu ‘yenilenebilir’ enerjiler, iklim krizine çözüm olmaktan çok, krizi derinleştirici role sahipler. Enerjide dönüşüm, dünyada yeniden madencilik furyasını tetikleyerek sömürgeciliği, militarizmi ve emperyalizmi güçlendirip yaygınlaştırarak ekolojik yıkımı ve emek sömürüsünü derinleştiriyor.”

Sistemi Kökten Değiştir

Daha önceki zirvelerde verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi sebebiyle, fazla umut beklenmeyen COP26’da son yaşanan gelişmeleri ve halkların iklim taahhüdü olan ‘Glasgow Anlaşması’nı, COP26 Türkiye Koalisyonu ve Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan ise Gazeteci Bahar Ünlü’ye şöyle konuştu: “1992 Rio zirvesinden bugüne kadar, ülkeler hiçbir taahhüdünü yerine getirmedi. Kapitalist sistem zaten verilen taahhütleri yerine getirmeye niyetli değil. Bu yüzden bizde Paris Anlaşması’na alternatif olarak halkların Glasgow Anlaşması’nı imzaladık. Türkiye’den 3 grup bu anlaşmayı imzaladı: Kazdağı Koruma Derneği, Polen Ekoloji Kolektifi ve İklim İçin Feministler. Glasgow Anlaşması şunu söylüyor, iklim krizine yol açan bütün politikaları, bu ülkelerin yönetimleri sermaye ile beraber alıyor. Dolayısı ile kapitalist sistemden umudumuz yok, çözümleri sağlayacak olan bizleriz.”

COP26 Türkiye Koalisyonu’nun açıklaması ve  ‘Ne yapmalıyız’ başlığı altındaki Tutum Belgesi’nde öneri ve talepler ise şu şekilde sıralandı:

  • Ekokırım suçlarının tanımlanmasını ve bir “Ekoloji Hakları Sözleşmesi” hazırlamaya başlamasını öneriyoruz.
  • Her yerel mücadelenin uluslararası dayanışma ağlarınca desteklenmesini sağlamalıyız.
  • Tüm dünyada eşzamanlı eylem ve etkinlikler için dünya eylem takvimi oluşturmalıyız.
  • Yaban hayatı koruma ve geliştirme alanları ile en önemli karbon yutak alanları olan ormanların tümünün devletlerin ve şirketlerin enerji, maden projelerinden korunması için birlikte mücadele etmeliyiz.
  • İklim krizinden en çok etkilenen kadınların, yaşlıların, çocukların, gençlerin, engellilerin, yerli hakların ve yoksulların desteklendiği, tüm dezavantajlı grupların temel hak ve ihtiyaçlarını da dile getiren bir mücadele hattı geliştirilmeliyiz.
  • İklim krizi ya da savaş kaynaklı yaşanan/yaşanabilecek olan göçler için göçmen/mülteci/sığınmacılara yönelik yaşam hakkı da dahil olmak üzere tüm hak gasplarına karşı sınır güvenlik politikalarına karşı politikalar üretmeli, göçmen düşmanlığına karşı çalışmalar yürütmeliyiz.
  • Suyun ticarileştirildiği tüm projelere karşı çıkmalıyız. Yeraltı ve yerüstü sularının kirletilmesine engel olmalıyız.

Türkiye Eylem Planı

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı onaylayarak iklim için önemli bir adım attı. Bu gelişme, yıllardır “kömürü değil yaşamı seç” diyenlerin, yaşanabilir bir yeryüzü için mücadele edenlerin kazanımı. Ancak Paris Anlaşması, tek başına ne dünyayı kurtaran bir sihirli değnek, ne de kontrol edilemeyen yangınlara, sellere, kuraklıklara tek başına çözüm. Paris Anlaşması, iklim kriziyle mücadelede sadece tek bir adım. Şayet küresel ortalama sıcaklık artışlarını 1,5 derece sınırında tutmak istiyorsak Türkiye’nin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor.”

“İklimi değil, sistemi değiştirmek için halkların öz gücüne güveniyoruz; gezegenimizin ortak geleceğine inanıyoruz.” ifadelerinin kullanıldığı tutum belgesinde, eylem planı hedefleri belirtildi. Belgede ekolojik krizin Türkiye’deki yansımaları olan seller ve yangınlara değinilirken, COP26 Türkiye Koalisyonu’nun eylem planı şöyle ifade edildi:

  • Türkiye’deki bütün ana sektörlerin, altyapıların ve mega envanteri ile işe başlamak; ülkede gerçekleşen tüm eko-kırımın envanterlerini oluşturmak
  • Yerel yönetimlerin kent politikalarını ekolojik yaklaşımla hayata geçirmeleri için baskı araçları geliştirmek, sonuç almak için takip etmek
  • Yerel yönetimlerin seçimle belirlenen yöneticilerinin yerine gelen atanmış kayyumlar döneminde yapılan eko-kırımların kayıt altına alınmasını sağlamak
  • Kömürlü termik santrallerin kapatılmasına ve yenilerini engellemeye yönelik çalışmaları hızlandırmak
  • Kanal İstanbul gibi mega yıkıcı projeleri durdurmaya yönelik çalışmalarına hız vermek
  • Doğa talanını hızlandıran savaş stratejilerine karşı barış taleplerinin sesini yükseltmek amacıyla emek, ekoloji, kadın ve diğer toplumsal hareketlerle birlikte yaşamı savunmak için ortak eylemlilikler örgütlemek
  • 2022 devlet bütçesi için yapılan görüşmelerde ekolojik tahribatı doğuracak ve iklim krizini daha da artıracak savaş, maden vb. yatırımları engellemek için mücadele etmek
  • Akkuyu Nükleer Santrali’nin, nükleer çöplük yatırımlarının ve Sinop’ta açılması planlanan yeni santralin durdurulması için etkin çalışmalar yapmak
  • Ortadoğu özelinde iklim krizi mücadelesini büyütmek ve ortaklaştırmak için mücadele etmek

İstanbullular 6 Kasım’da Kadıköy’de

İklim aktivistleri COP26’yı protesto için 6 Kasım Cumartesi günü saat 15.00’te Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde bir araya gelecek. Burada gerçekleştirilecek basın açıklamasının ardından Müze Gazhane’ye yürüyüş düzenlenecek. Gazhane’de aktivistlerin konuşmalarının yer aldığı forumun yanı sıra müzisyenler Asena Akan, Banu Kanıbelli, Ceyda Özbaşarel ve İdil Meşe sahne alacak. 

Yapılacak diğer eylemlilikler ve diğer bölgeler şöyle:

İSTANBUL
12:00 Bostancı Vapur İskelesi (Bisiklet Turu)
14:00 Kadıköy Eminönü İskelesi Önü (Basın Açıklaması)
16:00 Müze Gazhane (Forum)

İZMİR
14:00 Gündoğdu Meydanı (Basın Açıklaması)

ADANA
12:00 İstasyon Meydanı (Basın Açıklaması)
14:00 İnönü Parkı (Basın Açıklaması)

AYDIN
14:00 Güriş Jeotermal Önü Germencik(Basın Açıklaması)

BALIKESİR-ALTINOLUK
12:00 Antandros Parkı (Basın Açıklaması)

BURSA
14:00 BAOB Önü (Buluşma)
15:00 Orhaneli Termik Santrali önü (Basın Açıklaması)

ÇANAKKALE
12:00 Kordon-Golf önü (Bisiklet eylemi)
15:30 Çan Odaş Termik Santrali önü- Yayaköy sapağı (Basın Açıklaması)

DÜZCE-AKÇAKOCA
14:30 Akçakoca Belediyesi Nikah Salonu-Karadeniz Marmara Olmasın (Panel)
17:00 Cumhuriyet Meydanı (Basın açıklaması)

GİRESUN
15:00 Atatürk Meydanı

HATAY-ANTAKYA
15:00 Büyük Antakya Parkı (Basın Açıklaması)

MERSİN
12:30 Mersin Atatürk Parkı Saat Kulesi (Basın Açıklaması)

MUĞLA
14:30 Yeniköy Termik Santrali (Milas ve Tüm Muğla Ekipleri Ortak Basın Açıklaması)
15:30 Akbelen Ormanı Nöbet Alanı-Muğla ve Dünya için İklim Adaleti (Ortak Forum)

İlçeler:
DATÇA
10:00 Yat Limanı Proje Alanı (Basın Açıklaması)
KÖYCEĞİZ
10:30 Şok Market Önü Meydan (Basın Açıklaması)
BODRUM
10:30 İtfaiye Önü (Buluşma ve Hareket)
12:00 Bargilya Tuzlası (Basın Açıklaması)
MARMARİS
10:30 19 Mayıs Meydanı (Buluşma ve Hareket)
11:30 Kızılcabük (Basın Açıklaması)
GÖKOVA
11:00 Akyaka Halk Plajı (Basın Açıklaması)
MENTEŞE
11:30 Sınırsızlık Meydanı (Basın Açıklaması)

ORDU-FATSA
14:15 Meditech Önü Fatsa (Buluşma)
14:45 Yukarıtepe Köyü Altın Madeni (Basın Açıklaması)

COP26 Türkiye Koalisyonu Katılımcıları

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top