Buradasınız
Ana Sayfa > Haberler > Gezi davası, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı

Gezi davası, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı

Gezi davası avukatları, Gezi davasında verilen kararları Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Kararın Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı kısımları örnek gösterilirken ifade özgürlüğünün hiçe sayıldığı belirtildi.

Gezi Davası’nda Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ekmekçi’ye de 18’er yıl hapis cezası verilmişti.

Gezi davası avukatları, kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı ve başvuru gerçekleştirildi. Dava avukatları ilk dayanağı Anayasa’nın 19. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesindeki ‘güvence altına alınmış olan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali’ kapsamında yaptı. Yapılan itirazda şu ifadeler yer aldı:

  • “Tutuklama kararının yasal dayanağı bulunmadığından özgürlüklere müdahalede aranan kanunilik koşulu gerçekleşmemiş, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.
  • Tutuklama kararının yöneldiği meşru bir amaç bulunmaması sebebiyle başvurucuların kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.
  • Ölçülülük kuralının gereklilik ve orantılılık ölçütlerine uymayan bir kararla başvurucuların kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.

‘BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ MAHKEME YOK’ İTİRAZI

  • Tutuklama kararının kanunla kurulmuş (bağımsız ve tarafsız) bir mahkeme kararıyla verilmemiş olması sebebiyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir,
  • Kanuna göre verilen tutuklama kararına karşı yetkili bir yargı merciine başvurma hakkı yönünden kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.
  • Mahkumiyet kararı sonrası istinaf başvurusu yapılıncaya kadar geçen süre içinde kanunilik niteliğine sahip olmayan tutuklama kararına karşı itiraz merciinin yasada belirsiz olması nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.
  • Yasal bir dayanağı olmayan, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından verilmemiş olan ve tüm bu hukuka aykırılıkların giderileceği bir başvuru makamının da bulunmaması Anayasa ve kanunların yargı makamlarına tanındığı yetkinin kötüye kullanılması suretiyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.”

İkinci itiraz noktası ise ifade özgürlüğünün, toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine yönelik oldu. Son itirazda ise 1982 Anayasası’nın 17. maddesinin 3. fıkrasında ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde yer alan, insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muameleye tabii tutulma yasağının çiğnendiği belirtildi.

AKIN GÜRLEK HATIRLATMASI

Başvurularda tutuklama kararının itiraz makamında oturan İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Akın Gürlek’in kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararnamesiyle Adalet bakanı yardımcısı olarak atanması da hatırlatıldı. Gürlek’in atama kararının ‘itiraz merciinin tarafsız bir makam olarak değerlendirilemeyeceğini’ görüşünü desteklediği, idareden bağımsız bir mahkeme olmadığı ve bu nedenle etkin bir itiraz yolu olmadığı ifade edildi.

UYGULANMAYAN KARAR HATIRLATILDI

Osman Kavala’nın başvurusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kendisiyle ilgili verdiği hak ihlali kararının uygulanmadığı da hatırlatıldı. Kavala’nın adil yargılanma hakkının ihlal edildiği belirtildi.

AVUKAT AKÇAY TAŞÇI: BÜYÜK BİR HUKUK REZALETİ

TELE1’e konuşan Gezi davası avukatı Akçay Taşçı, yapılan başvuru hakkında şunları söyledi:

“Dilekçemizi sunduk. Temel olarak kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkında başvuru yaptık. Müvekkillerimizin tutuklu yargılanıyor olmalarının hak ihlali olduğu iddiası da temelde. Müvekkillerimiz çok uzun süredir bu suçtan tutuklu yargılanıyorlar. Haklarındaki iddianın ve hükmün ne olduğunu bilerek bu yargılamaya devam ettiler. Haklarında yurtdışı yasağı olmadığı dönemde bile yurtdışına çıkmayanlar oldu. Çıkıp geri gelenler oldu. Bu kararın verebileceğini tahmin etmelerine rağmen geri döndüler. Ancak mahkeme kararı verdiği gün tüm bu durumu biliyor olmasına rağmen tutuklama tedbirine başvurdu ve ‘kaçma şüphesi’ yazdı. Bunun çok büyük bir hukuk rezaleti olduğu kanaatindeyiz. İhlalin kendisi tutuklama kararı olmasının dışında siyasi sahiplerle tutuklama kararı, insan olmaya yakışmayan davranışlar, ifade özgürlüğü ihlali gibi başvurular yaptık.”


Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top