Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Gaziemir’deki nükleer atıklar 12 yıldır çevre sağlığı ve yaşamı tehdit ediyor!

Gaziemir’deki nükleer atıklar 12 yıldır çevre sağlığı ve yaşamı tehdit ediyor!

Yaşam Alanı Savunucuları İzmir Bileşenleri, Çernobil Nükleer Felaketinin yıl dönümü dolayısıyla Gaziemir ilçesinde bulunan nükleer atık alanında basın açıklaması düzenledi.

Yaşam Alanı Savunucuları İzmir Bileşenleri, 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Çernobil Nükleer Felaketi dolayısıyla İzmir’in Gaziemir ilçesinde eski kurşun fabrikasına ait arsada bulunan nükleer atık alanında basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Gaziemir Çevre Platformu, EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanları, İzmir Çevre Mühendisleri Odası, Konak Kent Konseyi temsilcileri ile Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ve Ermez Mahalle muhtarı Ramazan Arslanalp katılarak destek verdi. Basın açıklamasının yapılacağı yere pankartlar açarak yürüyen onlarca kişi “Nükleere inat, yaşasın hayat”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” sloganlarını atarak atıkların gömülü olduğu alanda basın açıklaması yapıp yetkilileri göreve çağırdılar.

Grup adına basın açıklamasını okuyan Gaziemir Çevre Platformu’ndan okuyan Yüksel Keleş, “Bugün Çernobil Nükleer Felaketinin hala etkileri giderilemezken, ülkemiz kendi nükleer macerasına akıl almaz bir hız ve hırsla devam etmektedir. Bir taraftan nükleer santral inşaatları her türlü hukuksuzluk ve çevresel yıkımla devam ederken, ülkemizde tesadüfen keşfedilen nükleer atıklara bile çözüm bulunamamış olması içerisinde bulunduğumuz kabusun en önemli göstergesidir” dedi.

Gaziemir’deki nükleer atıkların 2007 yılında tespit edildiğini, 12 yıl içerisinde alanda ve sorumlular hakkında hiçbir çalışmanın yapılmadığını ifade eden Keleş, “Gelinen noktada alanda hala nükleer atıklar ile baş başayız. Güvenlik kültürünün gelişmediği ülkemizde, İzmir Gaziemir‘deki eski kurşun fabrikasından kaynaklanan radyoaktif kirlilik halen temizlenmemiştir” diye konuştu.

“SAĞLIKLI KENTLERDE YAŞAM HAKKINI SAVUNUYORUZ”

Manisa Köprübaşı ve Aydın Kisir köyündeki terk edilmiş uranyum madenlerinin saçtığı tehlikeye yıllardır önlem alınmadığını hatırlatan Keleş, “Bizler sağlıklı kentlerde yaşama hakkımızı savunan Yaşam Alanı Savunucuları İzmir Bileşenleri olarak Gaziemir’i birlikte takip ettiğimizi bir kez daha yineleyerek cevabını alamadığımız sorularımızı bir kez daha ilgililere soruyoruz” diyerek soruları şu şekilde sıraladı:

  • Gaziemir`de depolandığı anlaşılan radyoaktif ve zehirli maddelerin bölgeden uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır?
  • Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların bölgeye nasıl geldiği konusunda çalışmalar nelerdir?
  • Bölgeden uzaklaştırılacak atık miktarı nedir, nerede bertaraf edilecektir?
  • Firmaya kesilen Çevre Cezası ile ilgili süreç nedir?
  • Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır?
  • Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir?

“KONUNUN TAKİPÇİSİYİZ”

Keleş son olarak, “Yaşam Alanı Savunucuları İzmir Bileşenleri olarak konunun takipçisi olduğumuzu bir kez daha vurguluyor; süreçte yukarıda belirtilen ve benzeri birçok sorunun cevaplanması için yetkili kurum ve kuruluşları kamuoyunu bilgilendirme ve bu süreçte görevini ihmal eden ilgili kurum ve kuruluşlar ile ilgili gerekli idari ve adli süreçlerin yürütülmesi için gereğinin yapılması çağrımızı tekrarlıyoruz” dedi.  Basın açıklamasında sonra Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Ermez Mahalle muhtarı Ramazan Arslanalp ve EGEÇEP adına Arif Ali Cangı da açıklamalarda bulunarak bilgi verdi.

NELER OLMUŞTU?

Gaziemir’in Akçay Caddesi üzerinde 1940 yılında kurulan Aslan Avcı’ya ait kurşun ve döküm fabrikasında, Türkiye’de bulunmayan nükleer çubuklar (Europium 152) getirilerek kurşun ve gümüş geri dönüştürülmüş, bu işlemlerin ardından kalan tehlikeli atıklar rastgele etraftaki araziye gömülmüştü. İzmirlilerin yüreğini ağzına getiren bu vaka üzerine Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun olay yerinde yaptığı incelemede 2007 yılında korkunç gerçek gün yüzüne çıkmıştı. 70 dönümlük arazide radyoaktif ve tehlikeli atık miktarının yaklaşık 100 bin ton olduğu saptanmıştı. Bunun üzerine arazi tel örgülerle çevrilerek ‘radyasyon alanı’ olduğu belirtilen uyarı levhaları asıldı. Fabrika sahipleri 2010 yılında fabrikayı kapatarak tesisi metruk halde bıraktı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yasa dışı faaliyette bulunarak çevreye ve halk sağlığına ölümcül zararlar veren sorumlu şirkete 5.7 milyon TL para cezası kesildiğini açıkladı. Fakat şirkette böyle bir ceza parası alınmadığı öğrenildi. Aslan Avcı’nın radyasyon nedeniyle ölümünden sonra şirket yönetimini devralan yabancı uyruklu torunları, isim ve yer değişikliğine giderek, Torbalı’da Heper Metal Döküm Sanayi A.Ş. adıyla tesis açtı. Denetim yapmayan ve görevini ihmal eden yetkililer ile ilgili de hiçbir yasal işlem yapılmadı. Gaziemir’deki metruk fabrika kaderine terk edildi.

İzmir’in Çernobili’nde çocuklar oynuyor, hayvanlar otlatılıyor!

12 YILDIR ÇÖZÜME KAVUŞMADI

Nükleer çöplük olarak anılan Gazmiemir’deki sahanın temizlenmesi için çalışmalar, olgunun ortaya çıkmasının üzerinden 7 yıl geçtikten sonra başlatılmıştı. ÇED raporu olmadan girişilen temizlik çalışması nükleer atık bertarafında hiçbir uzmanlığı olmayan Turanlar A. Ş.’ye verilmişti. Şirket 1 yıl dolmadan ödenek alamadığı gerekçesiyle çalışmaları bıraktı. 2017’de tartışmalar arasında ÇED raporu çıktı, fakat hiçbir somut adım atılmadı. Uzmanlar, nükleer atıkların toprak, hava, suyu kirletmeye ve tüm canlılara ölüm saçmaya devam ettiğini vurguluyor.

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Gaziemir’deki nükleer atıklar 12 yıldır çevre sağlığı ve yaşamı tehdit ediyor!” hakkında bir düşünce

Bir cevap yazın

Top