Doğanın önemine vurgu yaparak eleştirdiler: Sağlıkçılardan İklim Kanunu’na tepki yağdıEkolojiHaberlerHukukİklimSağlık by Ekoloji Birliği - 4 Temmuz 20255 Temmuz 20250 İstanbul Tabip Odası ve İklim Adaleti Koalisyonu uzmanları, Türkiye’nin ilk İklim Kanunu’nu sermaye odaklı ve doğa ile halk sağlığını hiçe sayan bir düzenleme olarak eleştirdi. İklim krizinin etkilerine dikkat çekerek, yasanın kabul edilemez olduğunu vurguladılar.Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen Türkiye’nin ilk İklim Kanunu teklifiyle görüşlerini dile getiren uzmanlar doğanın önemine vurgu yaparak yasaya tepkilerini gösterdi. Cumhuriyet, konu hakkında İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve İklim Adaleti Koalisyonu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Temsilcisi Dr. Demet Parlar ile konuştu.‘KABUL EDİLEMEZ’Dr. Osman Küçükosmanoğlu, ekolojinin önemine dikkat çekerek “Sağlığın tartışıldığı bir ortamda sağlığın temel belirleyicilerinden bir tanesi de ekoloji konusudur. Ekolojik felaketlerin yaşanmaması için önlemler alınması gerekirken sermayenin çıkarları doğrultusunda bir takım değişiklikler yapmak gerçekten kabul edilemez. Bugünlerde yaşadığımız orman yangınları bile bunu gösteriyor. Çıkarılan kanun daha çok sermayenin kazancını artıracak, onu kolaylaştıracak. Bahane olarak da ülkenin gelişmesi gösteriliyor. Doğa insanların geleceği” ifadelerini kullandı.Yaşadığımız dönemin bir krizler çağı olduğunu belirten Dr. Demet Parlar ise, “En önemlilerinden biri de iklim krizi. Zaten hepsi birbiriyle çok bağlantılı krizler. İklim krizi de sanayileşme ile üretim ve tüketim ilişkileriyle kapitalist sistemin dayattığı bu sistem nedeniyle neoliberal politikaların hızlandırılmış sermaye birikim süreçlerinin doğada yarattığı büyük yıkım ve kıyımın sonucu olarak yaşadığımız bir süreç. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise dünyada 3.6 milyar insan yani neredeyse dünya nüfusunun yarısı iklim değişikliğine karşı oldukça hassas bölgelerde yaşıyor. İklim krizinin yaratacağı beklenilmeyen iklim olayları yalnızca gıda krizine değil, bu krizden kaynaklı yetersiz beslenme ile ilişkili enfeksiyon hastalıklarına, vektörlerle bulaşan enfeksiyon hastalıklarının artmasına yol açabilecek. Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre 2050 yılına kadar en az 44 milyon, en fazla 216 milyon kişi bu sebeplerle iklim göçmeni olabilecek” dedi.‘TİCARET KANUNU’Parlar, “Bu yasayla beraber çok iyi bilindiği gibi tarım alanları, meralar, ormanlar, zeytinlikler, zarar görecek. Türkiye olarak iklim krizinden en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyoruz. Kayıplar bizi her şekilde çok etkileyecek. Bunu bir ticaret kanunu gibi değerlendiriyoruz. Çünkü Avrupa Birliği (AB) ile ihracatın sürebilmesi için zorunlu olarak yapılması gereken bir şey bu karbon emisyonları ile ilgili bu düzenleme. Dolayısıyla kabul edilebilir bir yanı ne yazık ki yok. Doğayı hiç düşünmeden halk sağlığını düşünmeksizin bu torba yasasının çıkarılması da iklim krizi üzerine hiçbir önlem alınma gereği duyulmadığını gösteriyor. Dolayısıyla kabul edilebilir bir İklim Yasası değil. O nedenle İklim Yasası demeye insanın dili varmıyor” ifadelerini kullandı.Cumhuriyet Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print