“İçerden”, “dışarıdan”, “bizden”, “onlardan” sözcükleri kimi zaman kargaşanın, düşmanlaştırmanın dili de oluyor. Kim içerden, kim dışarıdan netleştirilmeli.

Bu sözcükleri Ordu Çevre Derneği olarak gittiğimiz maden şirketinin Fatsa Yukarıbahçeler Mahallesindeki halkı bilgilendirme toplantısında duyduk. Orada önceden planladığı belli olan bir hazırlıkla karşılaştık. Siyanür kullanarak altın ayrıştırması yapan şirket kapasite artırımına gidiyor. Yukarıbahçeler Mahallesi’nden madende çalışanlar var.

Toplantının içeriği üzerinde durmayacağım. Belli kişilerin “dışarıdan gelenler” olarak niteledikleri bizler, gerçekten dışarıdan mıydık? Dışarıdan ne demek? Bu sorulara yanıt arayacağım.

Toplantıda olanlar kimlerdi?
Birinci grup Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü görevlileri, ikinci grup şirketin görevlileri, üçüncü grup şirketin fazladan getirdiği mühendisler ve işçiler, dördüncü grup Yukarıbahçeler Mahallesi sakinleri, beşinci grup maden sahasının çevresindeki mahallelerden gelenler, altıncı grup ise Fatsa’dan gelenler ve Ordu Çevre Derneği’nden iki kişi.

Şimdi burada “dışarıdan” olanlar kimler diye sorsam ne yanıt verirsiniz? Bırakın Ordu’yu, belki Karadeniz’i yakından ilgilendiren bu talan ve yıkıma; zehirlenme kimleri etkiliyor onu belirlemek gerekir. Toplantıya katılanlar ikiye bölündü. Yukarıdaki gruplandırmaya göre ikiye ayrılan kesimleri sınıflandırmak kolay.

“Dışarıdan” sözcüğü Yukarıbahçeler Mahallesi’nden olmadığını anlatıyor. İnsanlar öyle şartlandırılmış ki toplantının yapıldığı mahalleyle sınırlamışlar akıllarını. Buna en güzel örnek ise takım elbiseli bir kişinin, “Biz parayı şirketten alıyoruz. Dün burada iftar yemeği verildi, siz neredeydiniz? Siz mi veriyorsunuz parayı?” diye konuşması her şeyi ortaya koyuyordu.

Anayasa’ya göre her birey, her konuda Türkiye’nin her köşesindeki sorunlara duyarlı olabilir, dava açabilir. Özellikle de çevre ve ekoloji konularında.

Toplantıda salonu içinde ve dışında komşu mahallenin insanına bile “dışarıdan” ne karışıyorsunuz, denmesi de ilginçti. Fatsa’da siyanürle altın ayrıştırma kapasitesi artıyor. Şu anki alandan çok büyük bir alan (dağ) yok olacak. Orman ve fındık arazisi kesilecek. Siz kendinizi “dışarıdan” biri olarak görüyorsanız sessiz kalıp tehdidi görmezlikten gelebilirsiniz.

Şu an çalıştıkları yerdeki süreleri beş yılı doldurdu. Yeni açacakları alanda on dört yıl çalışacaklarını söylüyorlar. Sonra yeni bir alan daha derken 50-60 yıl devam edecekler.

Siz hala içeriden mi yoksa dışardan mı olduğunuza karar vermediniz mi?