Buradasınız
Ana Sayfa > Coşkun Özbucak > Deneyimlerle yeniden | Coşkun Özbucak

Deneyimlerle yeniden | Coşkun Özbucak

Türkiye’de birdenbire üst sıralara yükselip gündem olan ekoloji mücadelesini değerlendirirken özelden genele, genelden özele yaklaşımları birlikte yapmanın gereği ortaya çıktı. Yerel mücadelelerin genele, genel mücadelelerin de yerel mücadelelere önemli kazanımlar sağladığına tanık oluyoruz.

Doğa ve yaşam alanlarını; gölleri, denizleri; ormanları, dereleri talan edenlerin yalnızca çevreye verdikleri zararlarla ilgilenme dönemi bitti. Artık bu saldırıların bir sistem sorunu olduğu; kapitalizmin doğayı ve yaşam alanlarını pazar olarak değerlendirdiği bir süreci yaşıyoruz.

Kendiliğinden bilinçle hareket edenler HES, JES, RES, maden ve taş ocakları gibi çalışmaların-işletmelerin çevreye olan zararlarına tepki gösterirlerken, işletmelerin neden ve nasıl bir sürecin yansıması olduğunu bilenlerin ısrarlı çalışmasıyla mücadelenin antikapitalist, antiemperyalist mücadele biçimine dönüştüğünün de farkına varmaya başladılar. Bu süreç, bilgilenmeyi ve bilinçlenmeyi de sağladı.

Yıllardır süren ekoloji mücadelesi hukuksal ve fiili girişimlerin ne durumda olduğunu ve nasıl bir yöntem geliştirmenin gereğini de kanıtladı. Hukuk yolu terk edilemez ama çözüm yolu olarak da belirleyici görülemez. Asıl olanın ikinci yolun olduğu ortaya çıktı.

Basın açıklamaları, sosyal paylaşımlar, salon toplantıları, bildiri dağıtımı, mitingler ve yürüyüşlerin hepsi yapıldı. Bunlar güncelliğini koruyor ve yapılması da gerekli olanlardır.

Yapılmayan da yapılmaya başlandı. Sorun yaşanan yerin, halk tarafından fiili olarak korunması süreci başlıyor. Fatsa’daki siyanürle altın ayrıştırması işletmesinin ormanın kesip alanı yerle bir ettiği dönemde yöre insanları, işletme alanına girerek eylem gerçekleştirmişti. Alandan çıkıldı ve şirket birkaç gün içinde alanı, girişi engelleyecek biçimde tel örgülerle çevirdi. Ondan sonra eylemler işletmenin kapısında yapıldı. Fatsa’da yeni süreç başlayacak ve bu deneyimin ışığında kazanımlar elde edilecek.

Kaz Dağı için mücadele devam ediyor. Mücadele uluslararasına da taştı. Ancak belirleyici olan, alana egemen olmaktır. Büyük bir katılımla alana girildi, çeşitli biçimlerde kitlesellik devam ediyor.

Ordu-Fatsa, Kaz Dağı, Murat Dağı ve Aydın’daki mücadeleler de (tüm alanlardaki mücadeleler) gösterdi ki, işletmenin kurulacağa alana egemen olmak gerekiyor. Alana girildiyse çıkılmaması, çıkıldıysa da alana şirketin araçlarının girişinin engellenmesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.

Deneyimlerin gösterdiği bu. Hukuksal yol mutlaka olmalı ama yeterli değil. Fiili ve meşru mücadele yolunun belirleyici olduğunu unutmamalıyız.

Coşkun Özbucak
1958 yılında Ordu’da doğdu. Öğretmenliği süresinde kurucu başkanı olduğu Eğitim-Sen'de başkanlık ve yöneticilik yaptı. Mitinge Karşı Miting, Üzülme Güneş Yeniden Doğacak, Ordu’dan İnsan Manzaraları ve Dilek Ağacı adlı kitapları bulunuyor. Uzun yıllardır ekoloji mücadelesi içinde aktivist olarak yer aldı. ORÇEV YK üyeliği yanı sıra Ekoloji Birliği YK üyesi olarak da görev yaptı. Halen ORÇEV YK üyeliği görevini sürdürmektedir.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top