Dün sabah saatlerinde Akdeniz‘de meydana gelen ve  Mersin, Antalya, Adana, Konya’dan hissedilen deprem Mersin Akkuyu Nükleer Santrali hakkındaki endişeleri de büyüttü. DAÇE Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal depreme ilişkin yaptığı açıklamada Akkuyu NGS inşaatının aktif fay hattı uzantısında olduğunu hatırlatarak bu depremin Akkuyu’ya doğru gelen büyük bir depremin habercisi olduğunu ileri sürdü.

Dün sabah saatlerinde Akdeniz‘de meydana gelen 6.2 şiddetindeki deprem Mersin, Antalya, Adana ile Konya’dan hissedilmişti. Akdeniz’de Kıbrıs açıklarında meydana gelen deprem ile ilgili olarak Kandilli Rasathanesi, Akdeniz‘de derinliği 36,3 kilometre olan 6,1 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini açıklamıştı.

Geniş bir alanda hissedilen, Mersin‘in Anamur ilçesine 132 kilometre uzaklıkta, Kıbrıs‘ın güneyinde meydana gelen deprem, Akdeniz’e kıyısı olan Antalya, Adana, Mersin ve Hatay‘ın yanı sıra; Burdur, Isparta, Konya ve Karaman‘ın bazı ilçelerinden de hissedildi. Öte yandan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada ise depremin büyüklüğünü 6,4 olarak duyurulmuştu.

Bu kadar geniş bir alanda hissedilen ve ortalama 6.3 şiddetinde meydana gelen Akdeniz’deki deprem, halen inşaat çalışmaları devam etmekte olan ve inşaatının enerji birikimi yoğun aktif fay hattı uzantısında olduğu iddiaları ile de pek çok yönüyle eleştirilen Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile ilgili zaten var olan endişeleri de büyüttü.

AKKUYU NGS AKTİF FAY HATTI UZANTISI ÜZERİNDE İNŞA EDİLİYOR

Depremin ardından açıklama yapan Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal, Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının enerji birikimi yoğun aktif fay hattı uzantısında olduğunu hatırlatarak bir depremle patlamadan projeden vazgeçilmesini istedi. DAÇE gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Akkuyu Nükleer Güç Santrali‘nin aktif bir fay hattı üzerinde olduğunu hatırlatarak, bu depremin Akkuyu’ya doğru gelen büyük bir depremin habercisi olduğunu ileri sürdü.

Mersin‘in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi Akkuyu Mevkiinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatına ise hala devam ediliyor. Akkuyu nükleer santral sahasının aktif bir fay hattı üzerinde olduğunun kaydedildiğini söyleyen Atal, bunu açmış oldukları tüm davalarda dile getirdiklerini de hatırlattı. Akkuyu Nükleer Santral sahasının aktif bir fay hattı olan Kuzey Anadolu Ecemiş Fay hattı uzantısında olduğunu ifade eden Av. Atal, açıklamasında dava dosyalarında da yer bulan Çukurova Üniversitesi Jeoloji Mühendisliğinden Prof. Dr. Hasan Çetin’in 2001 TÜBİTAK kongresinde sunduğu bilimsel çalışmayı da paylaştı. 

Açıklamasında durumun vahametine dikkat çeken Atal, “11 Ocak günü Akkuyu’ya 100 km uzaklıkta hissedilen 6.1 şiddetindeki deprem yaklaşan felaketi haber veren bir uyarı gibidir” dedi. DAÇE gönüllü avukatı Atal, inşaatının enerji birikimi yoğun aktif fay hattı uzantısında olduğunu belirtiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinden bir depremle patlamadan önce vazgeçilmesini istedi.

Yaşanan depremin yaklaşan felaketi haber veren öncü bir uyarı gibi görülebileceğini dile getiren Atal, “Bütün bu olumsuzluklar ‘mücbir sebep’ kabul edilip Türkiye ile Rusya arasındaki antlaşma feshedilmeli” diyerek, Akkuyu Nükleer Güç Santrali sorunun artık bir halk sağlığı sorunu gibi görülmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizdi.

REAKTÖR AĞIRLIĞI BİNMEDEN ZEMİN BETON ÇATLAMIŞTI

Mersin‘in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi Akkuyu Mevkiinde inşa edilen ve inşaatına ise halen devam edilmekte olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile ilgili açıklamasında avukat Atal, 7 şiddetinden büyük bir deprem olabileceğini daha önce söylediklerini de hatırlatarak, şu bilgilere de yer vererek durumun vahametine bir kez daha dikkat çekti:

“Üzerine her biri 14 bin ton ağırlığında 4 nükleer reaktör ağırlığı binmeden beton zeminin 2 kez çatlamıştı. Bilim insanlarının raporlarında belirttiği, nükleer sahasının zeminin altında karstik boşluklar barındıran, kireç taşı niteliğinde bir zemin olduğunu doğrulamaktadır.  Nitekim 2009 yılında DAÇE olarak bölgede yaptığımız saha çalışmasında Büyükeceli köylüleri ilk lisansı 1976 yılında alınan nükleer santral sahasında 1983 yılında zemin etüdü yapan taşeron firmanın işçileri olarak çalışırken zemine tonlarca çimento basıldığını ve çimentonun zemine basıldığı yerden 150 metre ötede denizden çıktığını söylemişlerdi. Açtığımız davaların tamamında bunlar kayda geçmiştir.”