Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Akbelen’deki jandarma saldırısı yargıya taşındı

Akbelen’deki jandarma saldırısı yargıya taşındı

Gıda Mühendisleri Odası, Muğla İkizköy’deki kömür maden sahasının genişletilmesi çalışmalarına karşı köylüler ve aktivistlerin başlattığı doğa nöbetindeki jandarma saldırılarına karşı suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.

Türkiye İşçi Partisi Muğla İl Yönetimi de, Akbelen ablukası sırasında gözaltına alınanlar arasında bulunan biri parti üyesi iki kişinin gözaltı sırasında uğradığı kötü muamele ve işkence ile ilgili suç duyurusunda bulundu.

Cangı: Jandarma şirketin özel güvenliği gibi davrandı

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Akbelen Ormanı’nda süren adalet nöbetinde yaşanan hak ihlallerine yönelik Mimarlar Odası binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya TMMOB’a bağlı oda temsilcilerinin yanı sıra, avukatlar ve siyasi parti temsilcileri de katıldı.

Toplantıda konuşan Akbelen davası avukatlarından Arif Ali Cangı, Akbelen’de insanların yaşam alanlarını korumak istediklerini belirterek “Jandarma ise kolluk kuvveti olarak değil şirketin özel güvenliği olarak davrandı. Bir ülkede hukuk güvenliği yoksa, siyasi iktidarlar kamu yararını düşünmüyorsa bu tür olayların yaşanması normaldir” dedi.

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak da, 29 Temmuz’da Akbelen’de yaşanan saldırıları anımsatarak, suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Her şartta bilimden, doğadan, insandan yana tavır almaya devam edeceklerini söyleyen Toprak, “Bu suç duyurusu sadece benim için değil, benimle birlikte ülkenin dört bir yanında talan edilen çevre için direnen tüm yurttaşlar için. Onların beton ve rant hırslarına karşı direnmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Gıda Mühendisleri Odası avukatı Aytekin Aktaş ise yapılan saldırılardan Milas ilçe, il jandarma komutanlığı ve valiliğe kadar herkesin sorumlu olduğunu aktardı. Aktaş, bundan kaynaklı “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İşkence Yasağı, Hak arama hürriyeti, TCK 94-95 İşkence suçu, TCK 279/2 Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi, TCK/ 257/1 Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve TCK 265/1 Kamu Görevlisine Karşı Görevi Yaptırmamak İçin Direnme” suçlarından sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.

TİP’den de suç duyurusu

TİP Muğla İl Yönetimi de 29 Temmuz’da dayanışma için gittikleri Akbelen’de parti üyeleri ve aktivistlere karşı jandarmanın kötü muamelesini yargıya taşıdı.

Dün Muğla Adliyesi önünde, Avukat Alev Öztürk‘ün yaptığı açıklamada şunlar denildi:

“Bugün burada bulunma amacımız 29 Temmuz Cumartesi günü dayanışma için gittiği Akbelen’de partili iki üyemizin, anayasal bir hak olan protesto etme haklarına engel olmaya çalışan kolluk kuvvetlerinin kalkanlı, joplu, biber gazlı orantısız şiddetine, işkencesine maruz kalmış olması nedeniyle kötü muamelede sorumluluğu bulunan yetkililer ve bu hukuksuzluğa göz yumanlar hakkında bulunduğumuz suç duyurusunu sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmaktır.

Yaptığımız bu suç duyurusu elbette sadece partili üyelerimiz için yapılmış değildir, bizler bu suç duyurusunu ülkede her gün artan baskı, şiddet ve hukuksuz uygulamalara maruz kalan, ancak her türlü baskı ve hukuk dışı uygulamalara karşı ülkenin dört bir yanında rant uğruna talan edilen, sermaye güçlerine peşkeş çekilen ormanlar, denizler ve bilumum doğa katliamı için var gücüyle mücadele eden tüm yurttaşlar adınadır. ”

Açıklamada Akbelen’deki mücadelenin sadece birkaç ağacı korumak için değil tüm yurttaşların hakkı olan sağlıklı yaşam hakkını güvence altına almak ve mücadelesini yürütmek için verilen bir mücadele” olduğuna dikkat çekildi:

“Ormanların yok edilmesi, doğal yaşamın yok edilmesi, çevredeki tarımsal faaliyetlerin sona erdirilmesi demektir.  Bu anlamda Akbelen direnişi bir yaşam direnişidir. Tüm canlıların yaşam hakkı savunmak da yurttaş olarak her birimizin hakkıdır. Bu nedenle yaşam haklarımızı savunma hakkımızı kullanırken karşılaştığımız her türlü engelleme, kötü muamele, baskı, orantısız güç kullanma ve işkence bir hak ihlalidir. Bu hak ihlaline karşı anayasal hakkımız olan yasalar ile güvence altına alınmış olan en temel insan hakkı olan seyahat etme ve ifade özgürlüğü hakları elinden alınan partili yoldaşlarımız başta olmak üzere sadece Akbelen’de değil ülkenin her köşesinde devam eden bu hukuksuzluklara karşı mücadele etmeye ve haklarımızı savunmaya kararlı bir şekilde devam edeceğimizi tüm kamuoyu ile paylaşırız.”

Ne olmuştu?

740 dönümlük Akbelen Ormanı, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini işleten Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji tarafından kesilmek istenmiş; 2021 yılında başlayan süreçle birlikte, İkizköylüler, ağaçlar kesilmesin diye ormanda kendilerine ait alanda nöbete başlamış ve YK Enerji hakkında yasal yollara başvurmuştu.

İkizköylüler ile çevre aktiviteleri, dört yıldır Akbelen’i korumak için mücadele ediyor. Ancak tüm tepkilere ve eylemlere rağmen 24 Temmuz’dan itibaren ormanda kesim, jandarma ekipleri ile TOMA’lar eşliğinde yapılmıştı.

Buna karşı çıkmak isteyen çevreciler ve bölge sakinleri, defalarca gözaltına alınmıştı. Ağaç kesimin önünü, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 28 Kasım 2020’de verdiği izin açmıştı.

Ormanın 740 dönümlük kısmını açık maden ocağına dahil eden iznin gerekçesi ise Yeniköy Kemerköy Termik Santrali’ne yakıt kaynağı sağlamak olarak gösterilmişti.

Ağaç kesimi, ülke çapında tepkilere neden olmuştu. TBMM Genel Kurulu‘nda muhalefetin bölgedeki ağaç kesiminin durdurulması için verdiği genel görüşme önergesi de AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile reddedilmişti.

Akbelen’de mücadelenin sürdürüldüğü konteyner ve çadırlar ise 12 Eylül’de yetkili kurumlarca kaldırılmıştı.


Yeşil Gazete

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top