Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Van’da 8 Sulak Alana Kayyum ‘Millet Bahçesi’ Yaptı!

Van’da 8 Sulak Alana Kayyum ‘Millet Bahçesi’ Yaptı!

Van ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık , Van kayyumu tarafından kentin en değerli yerlerinin başında gelen 8 sulak alana “Millet Bahçesi” yaptırıldığını belirtti.

Ekolojistler, dünyanın birçok merkezinde “İnsanların yararı için sulak alanları koruyalım” temasıyla kutlanmaya hazırlanırken, günümüz gerçeğinde “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü”ne ilişkin çeşitli etkinlikler, açıklamalar yanı sıra karar vericilere yönelik iklim krizinin giderek daha fazla kendini hissettirdiği günümüzde sulak alanların önemine ilişkin uyarılarda da bulunuyor.

2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nün bu yılki teması “Sulak Alanlar ve İnsan Refahı” olarak belirlendi. 2024 teması, insan refahının tüm yönlerinin dünyadaki sulak alanların sağlığına bağlı olduğunu vurguluyor.

Sulak alanlar, ekosistem için gıda güvenliğinin sağlanmasından iklim değişikliğinin hafifletilmesine kadar uzanan birçok fayda sağlıyor. Sulak alanlar yeryüzünün en değerli ekosistemleri olmasına karşın dünyada en çok tehdit altında olan alanlardır. Sulak alanlar ormanlardan en az üç kat daha hızla yok olmaktadır. Bin 700’lü yıllardan bu yana yeryüzündeki sulak alanların yüzde 80’i, son 50 yılda ise en az yüzde 35’i yok oldu. 

Bu durumdan etkilenen yerlerden birisi ise Van. 8 yıldır kayyumlarla yönetilen kentte en fazla yara alan ekolojik denge oldu. 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla Van Ekspress‘e değerlendirmelerde bulunan Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, savaş ve bilinçsiz politikalara dikkati çekti.  

YÜZDE 60’INDAN FAZLASI YOK OLDU

Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği Başkanı Ali Kalçık

Sulak alanların yeryüzünün en değerli alanlarının başında geldiğini hatırlatan Kalçık, tropikal ormanlarla birlikte sulak alanlar, balıkçılık, hayvancılık, sazcılık, turizm, rekreatif kullanımlar gibi ekonomik faaliyetlerle bulundukları bölgenin ekonomisine önemli katkılarda bulunduğunu söyledi. Kalçık, “Yapılan araştırmalar, yediğimiz balıkların yüzde 60’ından fazlasının, yaşamlarının tamamını ya da belirli bir evresini sulak alanlarda geçirdiğini göstermiştir. Son yıllarda doğa turizmine artan ilgiyle birlikte sulak alanlara olan ilgi de artmıştır. Türkiye’de ise 1930’lu yıllarda sıtma hastalığını önleme amacıyla başlayan sulak alan kurutma çalışmaları; gelişen teknoloji ve hayatımıza güçlü iş makinalarının girmesiyle yeni tarım alanları elde etme amacına yönelmiş ve son 70 yılda sulak alanların yüzde 60’ından fazlası yok olmuştur” diye konuştu.

SULAK ALANLARA MİLLET BAHÇESİ!

Van Gölü havzasının bölgenin en önemli sulak alanların olduğunu vurgulayan Kalçık, Kıyı Kanunu ve Çevre Kanunu’na aykırı uygulamalar nedeniyle meydana gelen habitat tahribi ve su kirliliği, dönemsel kuraklık ve küresel iklim değişikliğinin etkisiyle meydana gelen su çekilmesi olduğunu kaydetti. Kalçık,  gölü besleyen akarsular üzerine yapılan Hidroelektrik Santralleri (HES) ve yasa dışı avcılık nedeniyle Van Gölü’nün tehdit altına olduğunu anımsattı. Kalçık, ekoloji tahribatın en çok kentte atanan kayyımlar sonrası yaşadığına dikkati çekerek, “Kayyımlar döneminde 8 adet sulak alana ‘Millet Bahçesi’ yapıldı. Bu sulak alanlar milyonlarca metreküp beton dökerek kuruttular. Millet Bahçesi yapacağız, diye doğayı katlediyorlar. Bu sulak alanlar binlerce canlının yaşam alanıydı” dedi.

SULAK ALANLAR HIZLA KAYBEDİLİYOR!

1971 yılında İran’ın Ramsar şehrinde bir araya gelen dünya ülkeleri, ‘Ramsar Sözleşmesi’ adı verilen bir anlaşmayı imzalayarak, bu ekosistemleri koruma altına aldı. Türkiye de 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi’ni imzaladı. Sözleşmenin imzalandığı 2 Şubagünü ise Dünya Sulak Alanlar Günü olarak ilan edildi.

Sulak alanlar, ekosistemlerin önemli bir parçası olarak sucul yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda iklim kriziyle mücadeleyisu temini ve biyoçeşitliliği destekleme gibi birçok önemli fonksiyona sahip ve doğal dengeyi destekliyor.

Ancak, insan faaliyetleri, iklim krizi ve kentleşme gibi etmenler, sulak alanları ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Bu durum, küresel ölçekte biyoçeşitlilik kaybına, su kaynaklarındaki azalmaya ve ekosistemde düzensizliklere yol açıyor. Ormanlardan 3 kat hızla yok olan sulak alanlar, yerkürenin en çok tehdit altında olan ekosistemleri.


Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top